English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Shows

Shows traducir turco

295 traducción paralela
Violence shows a lack of character.
Şiddet insanın karakterini ortaya çıkarır.
Já não vamos mais a shows.
Gösterilere artık çok zor gidebiliyoruz.
Os shows da Broadway não são produzidos em Indianápolis.
Kocamın söylemeye çalıştığı, Broadway müzik gösterilerinin Indianapolis, Indiana'da yapılmadıkları.
Por que não faço elegantes shows de armas.
Canın istediğinde silah gösterisi yapamazsın.
Pagamos para que mantenha a ordem... não para dar shows de arma!
Biz düzeni koruman için ödeme yapıyoruz silah gösterisi için değil.
Não se pode iniciá-los em shows... até chegarem os papéis.
Belgelerini çıkartmadan onları şova sokamam.
- Não há mais shows de cães.
- Başka köpek şovu yok.
Não há mais shows de cães.
Başka köpek şovu yok.
Ainda faz shows em El Paso.
Hâlâ El Paso gösterisini yapıyor.
Será péssimo me afastar de Manhattan, pois perderei alguns balés e shows.
Manhattan'dan ayrılmaktan nefret ediyorum. Konserleri kaçıracağım.
Ela fez 3 shows.
Üç şovda da oynadı.
Livros, artigos de revista, shows de TV, o Ken e a Barbie com pacto suicida...
Kitaplar, makaleler, TVprogramları, ortak intihar anlaşmalı Barbi ve Ken bebekler...
Não te preocupes, Paul, ele diz isso sempre de todos os números, em todos os shows.
Merak etme Paul. Her şovda, her parça için aynı şeyi söyler o.
" Eu segui seu conselho e fui trabalhar no SJM Shows como adivinhador de peso.
"Onun sözünü dinledim ve SJM Fiesta" Karnavalında kilo tahmin etme işi buldum ".
Apesar de os shows e festas... manterem a irmã e o cunhado de Zelig ricos... a existência do próprio Zelig é uma não-existência.
Şovlar ve partiler Zelig'in kardeşini ve onun sevgilisini... zengin ve mütebbessim kılsa da... Zelig'in öz-varoluşu aslında bir varolmayıştır.
Ainda com os shows à meia noite?
Gece yarısı gösterileri devam ediyor mu?
Antes de tudo, iremos à clínica na segunda. Daí, Nancy vai me arrumar uns shows... e iremos morar em Paris. E sairemos numa luz de glória.
Şey, her şeyden önce Pazartesi metadon kliniğine gideceğiz Ve sonra Nancy bana birkaç şov ayarlayacak Sonra da gidip Paris'te yaşayacağız Ve sonunda mutlu bir ölüme kavuşacağız Ama merak etmeyin, bizimle gurur duyacaksınız.
Certo. Dou 3 mil por 3 shows.
Pekala, sana üç konser için üçbin veririm.
Eu vi-te em três talk shows diferentes a defender a matança de animais a favor da pesquisa.
Araştırmalar için hayvanların katledilmesinin savunulduğu gösteren üç farklı tartışma programı gördüm.
Em honra ao grande caçador de monstros dos reality shows :
Hayır. Olağanüstü yaratık avcısının televizyon programı onuruna.
Já vi shows de fugas antes.
Kaçma gibi hissedilir.
Ele amava ir aos shows de rock.
Rock konserlerine gitmeye bayılırdı.
O dia, o mês, o ano, quantos shows...
Günü, ayı, yılı. Kaç gösteri olduğunu, ne istersen.
Fazes dois shows com ela por noite!
Onunla her gece iki gösterin var!
Ensaiei shows, aulas no Instituto da Moda, já ensaiei modelos.
FIT gibi çeşitli şovlar için modellere eğitim verdim.
Decerto que o verei muito nos talk shows quando encontrar o Graal.
Kaseyi aldığında, TV şovlarında sık sık görüşürüz.
Os anfitriões de talk shows nunca parecem saber quanto tempo lhes resta.
Talk show programlarında sunucuların asla.. .. program bitimine ne kadar kaldığı hakkında bilgisi olmaz.
Quero ir a todos os talk shows. Ao Donahue.
Hepsini yapmak istiyorum.
Será fantástico para os talk shows. Deixem-me centrar.
Talk showlar için müthiş olacak.
Faço Shows, renda fixa carro, apartamento
İşim var. Gelirim var. Araba.
nos ultimos shows, meteste nitrogenio liquido nos meus calcoes... e bates-teme com um martelo no rabo.
Son şovumuzda, pantalonumun içine sıvı nitrojen döktün ve kıçıma çekiçle vurdun.
Isso atrairá jornalistas que atrairão multidões, que atrairão as pessoas dos talk-shows.
Bu oraya habercileri, onlar kalabalïklarï, televizyon sunucularïnï getirecekler.
É melhor deixares de ver aqueles estúpidos "talk-shows" da televisão.
O saçma sapan talk showları seyretmeyi bıraksan iyi edersin.
Fazia shows.
Müzik yaptım.
"Prevejo que o escritor J.D. Salinger vai finalmente publicar um novo romance e que irá a todos os talk-shows para o promover."
Yazar J.D. Salinger'ın nihayet yeni bir kitap yayımlayacağını ve reklâm için talk-show turlarına başlayacağını görüyorum.
Está a fazer a divulgação em todos os "talk shows".
Kitap turu yapıyor, ve tüm şu tv talk showlarına katılıyor.
Por uns tempos fomos um casal simpático nos Sunday Shows.
Bir süre pazar programlarının sevimli çifti olduk.
Os talk-shows vespertinos e os noticiários reduziram tanto as nossas capacidades que, em breve, a nossa capacidade de pensar extinguir-se-á como a Rana sphenocephala.
Öğleden sonra TV programlarıyla dikkatimizi dağıtıp kafamızı karıştırıyorlar. Böylece Rhinus Venisefula türü kurbağaların soykırımını fark etmeyeceğimizi düşünüyorlar.
É preciso shows de rock hoje em dia, Henry.
Rock and roll konserleri ayarlıyoruz Henry.
Penso que estamos perante o exemplo de uma cultura para a qual os talk shows e os títulos dos jornais se tornaram uma realidade a partir da qual a vida de baseia.
Bence burada gündüz şovları ve asparagas haberlerin gerçeğe dönüşüp hayatlarının ölçütü haline gelmiş bir kültür örneğini görüyoruz.
Uma carreira... shows, competições, treinamentos.
Bir kariyer... şovlar, yarışmalar, koçluk.
Se contar esta história, não haverá diferença entre o jornal da noite e aqueles shows como "Isto é Incrível!".
Eğer böyle bir hikâye anlattıysam, gece haberleri ve "Bu İmkânsız!" tarzı şovlardan bir farkı yoktur.
Dois shows por noite.
Gecede iki şov.
Quando voltarmos, ainda tenho alguns shows no Norte.
Geri döndüğümüzde, kuzeyde birkaç iş bağlantım daha var.
Na Fox vai dar um daquele reality shows às 8 : 00.
Fox'un 8 : 00'de yeni bir realite programı var.
Devido à dificuldades técnicas teremos shows animados a seguir.
Yaşanan teknik aksaklıktan dolayı yayınımıza yurttan sesler korosuyla devam ediyoruz.
Se for aos sítios habituais, aparecer nos'talk shows'de domingo, e lhe der luta argumentando melhor do que ela os temas candentes...
Turlarımız biraz yükseltirsem... ve Pazar sabah programları yaparsam.... oyunun seviyesini biraz daha yükseltirim. Konular etrafında konuş.
- Para a Celebrity Peep Shows.
- Ünlülerin basınını.
Tornar-se numa celebridade louca tipo Oscar Levant, ir a talk shows corar o Regis.
Oscar Levant gibi bir ünlü olur. Talk Show'lara katılır. Regis'e sataşır.
Estou aqui a tentar descobrir o significado da minha existência... e estou farto de encontrar idiotas como tu... e shows estúpidos como esse.
Ben varlığımın anlamını bulmaya çalışırken... Senin gibi zorla okuyan antikalardan ve bunun gibi ucube gösterilerinden yoruldum.
- # # Edison levou anos até ver a luz - # # Exacto
# # Shows you how to find a better way

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]