Translate.vc / portugués → turco / Sidney
Sidney traducir turco
1,530 traducción paralela
A Sidney legítima!
Gerçek Sidney.
Sidney? Estou aqui!
Sidney, buradayım.
Eu menti, Sidney!
Yalan söyledim Sidney.
- Sua mãe não é a Sharon Stone!
Anneni öldürdük Sidney. Çünkü annen Sharon Stone değildi.
Socorro!
Dewey, yardım et! Sidney?
- Aquilo não é Woodsboro, Sid.
- Burası Woodsboro değil, Sidney.
- A mãe de Sid actuou em 3 filmes.
- Sidney'in annesi bir oyuncuymuş. Üç filmde oynamış.
- Então conheceu a mãe de Sidney.
Demek Sidney Prescott'ın annesini tanıyordun.
Vamos à delegacia contar a Kincaid e Sidney o que descobrimos.
Geri dönüp Kincaid ile Sidney'e bulduklarımızı anlatmalıyız.
- Riley. - Dewey, é a Sidney.
- Ben Riley.
Sid, estou com a Gale.
- Dewey, Ben Sidney. - Gale ile birlikteyim.
- Viemos ver a Sidney.
Aslında buraya Sidney'i görmeye gelmiştik.
- Sidney está aqui.
- Gerçekten mi? Sidney burada olmalı.
- Onde está a Sidney?
- Nerede? - Sidney nerede?
Não é a "Sidney" Sidney.
Tanrım! O değil. Gerçeği nerede?
A Sidney Prescott?
- Sidney Prescott mu? - Evet.
Ele pegou a Sidney.
Sid onun elinde.
Também só ouço você, Sidney.
Ben de sadece seni duyuyorum Sidney.
É difícil ser seu amigo.
Oh, seninle arkadaş olmak zor Sidney.
Quando se é amigo de Sidney, você morre.
Sidney ile arkadaş olursan ölürsün.
Mas estes amigos não Precisam morrer.
Arkadaşlarının ölmesi gerekmiyor Sidney.
- Não venha aqui, Sid!
- Buraya gelme Sidney - Dewey.
Não quer saber quem a matou?
Onu kimin öldürdüğünü bilmek istemez misin Sidney?
- Ela ficaria tão feliz... de nos ver juntos.
Bir araya geldiğimizde çok mutlu olacaksın Sidney.
- Seguiu bem as ordens.
- Direktiflerimi uygula Sidney.
No corpo todo, Sidney.
Haydi, Sidney. Her şey.
- Agora entre. - Nunca!
Şimdi içeri gel Sidney.
Sou só eu, Sidney.
Benim Sid.
Sentiu a minha falta, Sidney?
Beni özledin mi Sidney?
Não vai a lugar nenhum.
Hiçbir yere gitmiyorsun Sidney.
Acho que nunca a conheceu de verdade, Sidney.
Belki de onu hiç tanımıyordun.
Você era a única filha que ela reconhecia.
Onun bilinen tek çocuğu sendin Sidney.
Apresentando Sidney, a vítima.
Yani Sidney'i bir kurban olarak seçmem zor oldu.
Sidney, a sobrevivente.
Sidney, kurtulan Sidney.
Sidney, a estrela!
Sidney, yıldız olan Sidney!
Sidney?
Sidney?
Sidney!
Sidney?
Um fulano chamado Sydney Potter.
Sidney Poiter...
O Sydney Potter, o presidente dos Transportes BuyRite.
Şu Sidney Poiter... S.İ.O. Taşımacılıkla görüştüm.
Anastopoulos e Bartos foram a Sidney, não estão de brincadeira.
Anastopoulos ve Bartos Sydney'de. Acikca uzak duruyorlar.
Sabes o quê? Esses ratos deviam ficar em Sidney.
Sydney'de kalsalar iyi ederler, adiler.
Só se vê um criminoso de Sidney quando um assassino de Melbourne o deixou morto.
Sydney'de cinayet gordugumuz tek zaman, onun oldugu zamandi... Melbourne'den gelen bir katil tarafindan olduruldugunde.
Por que fez esse favor ao homem, Sidney?
Neden adama iyilik yaptın?
A questão é que, Sidney outras pessoas estão a dizer que os favores em cadeia foram ideia delas.
Konu şu, Sidney bir başkası "İyilik Bul, İyilik Yap" benim fikrimdi diyor.
Sua mãe dormiu com o meu pai.
- Sidney'in annesi, babamla yatıyordu.
Vou chamá-la de Sidney.
Çünkü ben sana Sidney diyeceğim.
Sidney, fique aí!
Eğer diğerlerinin ilgisini çekecek bir şey yaparsan ikisini de öldürürüm. - Sidney buraya gelme!
Não!
- Sidney
Sid...
Sidney?
Sidney!
Sidney!
Synedyne, Auxílio Técnico. Fala a Suzanne.
Sidney teknik destek.