Translate.vc / portugués → turco / Sinatra
Sinatra traducir turco
366 traducción paralela
Digamos que queria tocar um disco de Sinatra.
Diyelim ki Sinatra'nın bir plağını çalmak istiyorsunuz.
Talvez conseguíssemos que o Sinatra a cantasse.
Belki Sinatra'ya söyletebiliriz.
Frank Sinatra e Rita Hayworth estão apaixonados.
Frank Sinatra ve Rita Hayworth aşıklar.
Por uma vez, uma única, podiam tocar qualquer coisa de Frank Sinatra ou Perry Como.
Frank Sinatra veya Perry Como dinlemek isteğinizi tahmin etmek mümkün.
No sonho, ele põe-me uma almofada na cara e eu não consigo respirar. - O Sinatra?
Rüyamda, Frank Sinatra yüzüme bir yastık bastırmıştı ve nefes alamıyordum.
Porque no sonho eu parto os óculos do Sinatra.
Çünkü rüyamda Sinatra'nın gözlüğünü kırıyordum. - Sinatra'nın gözlüğü olduğundan bahsetmemiştin.
Não suporto o Frank Sinatra. "Fazes-me sentir mais novo". Que disparate.
Frank Sinatra'ya katlanamıyorum. "Beni öyle genç hissettiriyorsun ki." Saçma.
Agora o Sinatra não vai gravar.
Sinatra bunu asla kayıt etmeyecek.
A "Educação Sentimental", de Flaubert. Marlon Brando, Frank Sinatra. Aquelas maçãs e peras incríveis de Cézanne.
Flaubert'in "Duygusal Eğitim" eseri Marlon Brando, Frank Sinatra inanılmaz adamlar...
Sinatra doa alas para o hospital. Cada um faz o que pode.
Sinatra hastanelere sahip çıkıyor hepimiz bir şeyler yapıyoruz.
Frank Sinatra cantou "My Way... e tu cantas" Vamos fazer algo barato e superficial. "
Frank Sinatra "Benim Yolum" u söylerken, sen "Hadi Gelişigüzel Bir Şey Yapalım" ı söylüyordun.
Frank Sinatra com os Pied Pipers e Tommy Dorsey.
Frank Sinatra, Pied Pipers ve Tommy Dorsey ile birlikte.
Senhor Sinatra, Podes chamar-me Frank.
- Bay Sinatra... - Frank diyebilirsiniz.
"Sim, posso, se o Frank Sinatra disser que não há problema".
Evet, Yapabilirim... Eğer Frank Sinatra da Tamam Derse.
Eles não estão habituados ao mundo de Frank Sinatra.
Onlar o dünyaya ve Frank Sinatra'ya alışık değiller.
Estamos quase lá, sr. Sinatra.
Gelmek üzereyiz Bay Sinatra.
Sr. Sinatra.
Bay Sinatra.
Sr. Frank Sinatra.
Bay Frank Sinatra.
O seu camarim está pronto, sr. Sinatra.
Giyinme odanız hazır Bay Sinatra.
Vê, sr. Sinatra?
İşte gördünüz mü Bay Sinatra?
Mais vale calçar umas galochas e cantar músicas da Nancy Sinatra. Eu gosto.
Çizmelerimi giyip Nancy Sinatra şarkısı söyleyeyim bari.
... Andy Williams, Perry Como e certas baladas de Frank Sinatra.
Andy Williams, Perry Como ve Frank Sinatra'nın bazı aşk şarkıları.
Canta em casa, camarada Sinatra.
Sen o şarkıları evde söyle Sinatra yoldaş.
Uma vez o Frank Sinatra sentou-se nesta cadeira. O Frank e o Joe Louis era amigos.
Bir keresinde, Frank Sinatra bu koltukta oturuyordu.
Tu nunca conheceste o Frank Sinatra.
Haydi, oradan. Sen Frank Sinatra ile filan karşılaşmadın.
Quem mais o deixaria meter uma tigela na cabeça enquanto ele dizia : "Vou fazer-te parecer o Sinatra."
Başka kim seni Sinatra'ya benzeteceğim diyen bir adamın, kafasına kase koymasına izin verirdi ki?
Foda-se Frank Sinatra.
Frank Sinatra'yı da s... keyim. Öyle mi?
O Frank Sinatra?
Frank Sinatra mı?
Clay, ontem cantaste bem à brava, devias ir para Hollywood cantar, como o Frank Sinatra.
Clay, dün gece şarkın bir harikaydı. Sen de Frank Sinatra gibi Hollywood'a gidip plak sözleşmesi imzalamalısın.
- Sinatra. 5 minutos e 12 segundos.
- Sinatra. 5 dakika, 12 saniye.
Por isso é que nunca acreditei naquela história do Sinatra.
İşte bu yüzden o Sinatra hikayesine hiçbir zaman inanamadım.
Ia ver o Sinatra lá dentro?
İçerde Sinatra'yı mı gördüm?
Count Basie. Frank Sinatra.
Frank Sinatra.
Parece Frank Sinatra.
Frank Sinatra gibi.
- Sinatra?
- Ya Sinatra?
O Sinatra é de Hoboken, New Jersey.
Sinatra New Jersey, Hobokenli.
Sinatra, Duke Ellington, Al Johnson, Benny Goodman!
Sinatra, Duke Ellington, Al Jolson, Benny Goodman. - Ne?
Aquele não é o Frank Sinatra?
- Bu Frank Sinatra değil mi?
- Aquele não é o Frank Sinatra?
Bu Frank Sinatra değil mi?
Não escrevas mais cartas a Mr. Sinatra.
Artık Mr. Sinatra'ya mektup yazmayın.
Temos Frank Sinatra num dos seus mais memoráveis trabalhos, no papel do heroínomano a ressacar.
Preminger, en önemli zaferlerinden birini "The Man with the Golden Arm" ı çektiğinde elde etti. Amerikan sinemasında uyuşturucu bağımlılığını doğru yansıtan ilk film muhtemelen bu filmdi.
Jogamos hóquei em casa do Sue até às 22h30, e depois vamos à noite do Sinatra no Lava Lounge, ou ao Derby para ouvir os Big Bad Voodoo Daddy.
Sue'nun evinde 10 : 30'a kadar hokey oynarız, ve sonra Lava Lounge'a Sinatra Gecesi için, ya da... Big Bad Voodoo Daddy için Derby'de oluruz.
Há o aniversário do Sinatra no Room, é um clube discreto de Hollywood.
The Room'da. Sinetra'nın doğum günü. Şu Hollywood kulüplerinin birinde ve hiç bir işaret yok.
O Frank Sinatra Júnior voltou a meter-se em sarilhos.
Küçük Frank Sinatra'nın başı yine belaya girmiş.
- Nancy Sinatra!
- Nancy Sinatra.
Temos que conhecer o Frank Sinatra e o Agustin Lara.
Frank Sinatra'yı da tanımalıyız, Agustin Lara'yı da.
Este era o território do Bob Hope, do Frank Sinatra, do Spiro Agnew.
Burası Bob Hope'un bölgesiydi. Frank Sinatra'nın... Spiro Agnew'in...
Ninguém é mais poderoso do que o Sinatra.
Hic kimse Sinatra'dan daha büyük olamaz!
Crianças, a Nancy Sinatra era cá uma peça...
Çocuklar, Nancy Sinatra, ateşli parçalar söylemeyi tercih etmiştir...
- E o Sinatra também.
- Sinatra da öyle.
Este é o tipo do quarto onde fica o Sinatra.
Sinatra'nın kaldığı odalar gibi.