Translate.vc / portugués → turco / Siren
Siren traducir turco
393 traducción paralela
Diga-lhe para virem depressa, mas não usem as sirenes.
Git haber ver. Siren çalmadan olabildiğince hızlı burada olsunlar.
Poderia ter evitado um monte de problemas, jovem, se parasse quando ouviu a sirene a primeira vez.
Kendinizi bir sürü beladan kuratarabileceğiniz anlaşılıyor, genç adam, eğer siren duyar duymaz dursaydınız.
As ordens permanecem exceto o sinal dado pela sirene.
Emirler, siren sesi ile işaret gelene kadar devam edecek.
Quando eles a ouvirem, devem correr para a cerca.
Siren sesini duydukları anda, çitlere doğru koşsunlar.
Tão logo cortar a energia... a sirene tocará.
Sen devreyi keser kesmez siren çalmaya başlayacak.
- E não ouviu a sirene?
- Siren sesini duymadın mı?
Foi há séculos que o homem aprendeu a esconder-se ao toque das sirenes a fugir da morte, mas isso acabou!
Siren çalınca ölümden kaçmak için saklanması insana çağlar önce öğretilmişti, ama bitti!
Nem sirenes nem apitos. Nada.
Siren, düdük, hiçbir şey yok.
É demasiado secreto para sirenes.
Siren için fazla gizli.
Ouvi a sua sirene a uma grande distância.
Çok uzaklardan siren seslerini işittim.
Mas não é um ataque aéreo?
Hey, bu siren sesi değil mi?
Às 16h55, as sirenes soaram e fui para a minha varanda, que tem vista para o rio, e o céu estava cheio de aviões.
5 dakikada bir siren çalıyordu. Verandada yürüyor, nehre bakıyordum. Gökyüzü uçakla doluydu.
A fila para os abrigos ao anoitecer tornou-se um ritual.
Akşam karanlığında başlayıp gün ağarınca biten sığınak kuyrukları ve siren seslseri
Dei pelo ataque, quando acordei com o som das bombas e dos aviões no ar.
Baskın sırasında Lanai'deydim. Olayla ilgili hatırladığım ilk şey siren sesleri.
Mas parece que a sirene ainda não soou.
Sanırım siren daha çalmadı.
- Acho que não... vai ligar a sirene?
- Siren var mı?
Nestes casos, mandamos um carro normal, sem sirene, está bem?
Sen merak etme, böyle durumlara özel araç kullanırız. - Siren çalmadan gelirler.
Mesmo com a sirene, tenho de passar no túnel.
Siren olsa bile, tünelden gitmeliyim.
Escuta a sirene da ambulância que chega e faz...
Uzaklardan siren sesini duymuş, ambülansın geldiğini ve geçip gittiğini.
É... É como um apito para os cães.
Sanki, siren sesi gibiydi.
"um objecto celestial, o canto da sereia"
Bir gök cismi, siren çığlığı
Liga a sirene e as luzes.
Siren çal.
Bem, eu ouvi as sirenes esta manhã depois de partires.
Bu sabah sen gittikten sonra siren seslerini duydum.
Vêm com as sirenes a guinchar e com as armas em riste?
Siren çalıp ateş açarak mı gelsinler?
Oiço sirenes mas não vejo chuis.
Siren sesi duyuyorum, ama hiçpolis görmüyorum.
Modo de sirene.
Siren sesi.
Estou a ouvir sereias.
Bunlar siren.
Isso é uma boa sirene?
Bu iyi bir siren mi?
Alguma vez ouviu uma sirene dar boas notícias?
Hiç iyi bir siren duydun mu?
É uma má sirene.
Bu kötü bir siren.
Estou farto de ouvir as sirenes.
Siren sesi duymaktan bıktım.
Como a canção do engodo da sereia.
Siren'lerin şarkılarının yem olması gibi.
Nunca entendi uma coisa. Por que mudam o som da sirene?
Neden siren seslerini sürekli değiştirip dururlar, hiç anlamam.
Toca a sirene para mim.
Lambaları yakın! Siren de çalın tamam mı?
Toca a sirene, está bem?
Hey, hey! Siren çalın olur mu?
Queres ouvir um apito?
Siren çalayım mı?
Aproximem-se em silêncio.
Siren çalmayın.
Nunca ouvi tantas sirenes.
Hiç bu kadar çok siren duymamıştım.
Que sirene é esta?
Bu siren de ne?
Tudo se passou nesta casa de campo longe dos crimes e das sirenes das grandes cidades de onde vieram os residentes...
Her şey büyük şehrin suçlu ve siren sesi dolu sokaklarından uzakta terk edilmiş bu sakin ve sessiz çiftlik evinde meydana geldi.
- Aqui está o megafone.
- Siren geldi, Skipper.
Mesmo que transformes a melodiosa canção das Musas num enganoso chamamento de sereias.
Eğer Museler'in doğruluk şarkısını Siren'lerin ( Yarı insan yarı kuş yaratık ) aldatıcı çağrısına döndürsen bile.
A sua voz é tão doce como o canto de uma sereia.
Onun-onun sesi bir Siren'in ( Yarı insan yarı kuş yaratık ) şarkısı gibi tatlı.
A sirene é mesmo necessária?
Siren ille de gerekli mi?
Soa do outro lado da cidade, nos Servicos Gerais.
Siren şehrin öbür ucunda çalıyor.
Onde é a buzina?
Hayır. Siren nerede?
Raio da sirene!
Lanet olası siren!
Não sei a diferença entre sermos bombardeados ou a bombardear.
- İçerdeki siren nasıldı?
Porque é que apitam três vezes?
Niye üç kere siren çalıyorlar?
Outra sirene.
Başka bir siren.
Como é que pode não ter buzina?
Nasıl bir siren olmaz?