English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Sitio

Sitio traducir turco

4,190 traducción paralela
Podíamos pelo menos, sabes, dirigir por lá e dar uma olhada no sitio...
Yine de, bilirsin, bir uğrayıp... şu yere bir baksak mı?
Então é este o sitio sobre o qual me estavas a contar?
Yani, bahsettiğin yer burası mı?
Nós vamos sair daqui e vamos esquecer tudo sobre este sitio.
Buradan kurtulacağız ve burayla ilgili her şeyi unutacağız.
Incendiamos este sitio e fugimos daqui.
Yakalım burayı ve defolup gidelim.
Se o Himura ainda está vivo... ele apenas podia ir para um sitio!
Himura hâlâ hayattaysa... Gideceği tek bir yer var...!
- Este sitio é lindo.
- Burası harikulade bir yer.
- Bem, acho que limpaste o sitio.
- Sanırım atmışsın.
Não há sitio nenhum para onde ires.
Zaten gidebileceğin hiçbir yer de yok.
Ela ficou obcecada com este sitio.
Bu evi takıntı haline getirdi.
Por isso será melhor atestaren noutro sitio durante algum tempo.
Yani bir süre benzin alacak başka bir yer bulsanız iyi olur.
A Amanda vai cuidar deste sitio por mim.
Amanda mekanı benim için dekore ettiriyor.
A Amanda, aqui vai gerir este sitio por mim.
Amanda benim için burayı elden geçirecek.
Precisava dum sitio tranquilo.
Bunun için üzgünüm.
Nunca ficando em um sitio tempo bastante para se sentir em casa.
Hiçbir yerde evde olduğunu hissedecek kadar uzun süre kalmadı.
Podias ter um sitio só teu.
Kendine ait bir yerin olabilir.
Eu achei um sitio no extremo norte mas é demasiado exposto.
Güney tarafında bir yer buldum ancak çok açıkta.
Sempre me perguntei como seria este sitio.
Her zaman buranın neye benzediğini merak etmişimdir.
Este sitio cheira a morte.
Burası ölüm gibi kokuyor.
Eu vou tratar disto... e achar um sitio calmo para enterrar o Dennis.
Temizler... Dennis'i gömecek sessiz bir yer bulurum.
Que raios eé este sitio?
Bu yer de neyin nesi?
Finalmente tenho hipótese de assumir as coisas do Leo quando ele partir para fundar o seu próprio sitio.
Kendi yerini açmak için ayrıldığında sonunda Leo'dan almak için bir şansım oldu.
Foste tu que escolheste o sitio ou foi o Koenig?
Yeri sen mi seçtin Koenig mi?
Podes levar-nos até esse sitio?
Bizi oraya götürebilir misin?
Consegues lembrar-te de algo mais do sitio onde te prenderam?
Seni tuttukları yerle ilgili hatırlayabildiğin başka bir şey var mı?
Vamos revistar este sitio.
Hadi burayı arayalım.
Ele quer garantir que não tenhas nenhum sitio para onde ir, excepto para ele.
Onun dışında gidebileceğin hiçbir yer olmamasını istiyor.
Em algum sitio onde eles não te irão procurar.
Sizi aramayacakları bir yere.
- Para o único sitio seguro para ela.
- Güvende olabileceği tek yere.
O único sitio onde te posso manter em segurança é aqui dentro.
Seni sadece burada güvende tutabilirim.
Só queria ver como é que era o sitio onde ele morreu.
Babamın öldüğü yeri görmek istedim.
Aqui é um sitio difícil onde estar se se está nos AA.
Programdaysan, takılacak zor mekandır burası.
Bem, este sitio não é na realidade... isto.
Burası gerçekte böyle bir yer değil.
Este sitio está um caos.
Burası dağılmış durumda.
Depois, vou levar-vos a um sitio que não fica longe daqui, que pertence à minha familia.
Sonra yakınlarda bulunan ailemin evine gideceğiz.
Agora é só um sitio turistico.
Bugün turistik bir mekân.
- Então, este sitio onde nos levaste, é muito fixe.
- Programın gerçekten çok doluydu.
É um sitio porreiro.
Bu gerçekten ilginç bir yer.
Leva-o de volta e enterra-o no sitio onde o encontraste, porque isso é magia má.
Kitabı al ve bulduğun moloz yığınına geri göm. O şey kötü bir muska çünkü.
Fazer isto parecer um sitio onde um casal casado e feliz viva.
Mutlu, evli bir çiftin yaşadığı güzel bir yer.
Que sitio melhor do que o bosque onde tu me abandonaste, certo?
Beni kandırdığın ormandan daha güzel neresi olabilir?
Para um sitio onde não achava partes do Nick sempre que regava as plantas.
Bahçemi sularken Nick'in parçalarını bulamayacağım bir yere.
Só preciso de um sitio onde ficar por alguns dias.
Birkaç güblüğüne kalacak yere ihtiyacım var.
Este sitio é um pijama para gatos!
Mekân harikaydı! Bizimle takıl birader!
Eles apenas atiram a carteira para um sitio qualquer.
Çantlarını öylece biryerlere atıverirler.
Pelo poder deste sitio, faz um bebé com uma cara!
Bu yerin gücü adına... yüzü olan bir bebek yap.
Aquele sitio é mesmo a tua cara.
Yani tam karşındaydı be.
O único sitio onde o meu carro não consegue ir.
Arabamın gidemediği tek yer.
Vou levá-la àquele sitio que serve caranguejo.
Onu yengeç restoranına götürürüm.
Estás a procurar no sitio errado. Rebecca e Metatron foram amigos.
Rebecca ve Metatron arkadaştı.
- Tens algum sitio para onde ir?
Başka bir yerde olman mı gerekiyor?
Ela tem uma grande fatia de pizza na sua mão que acabamos de comprar no sitio aqui na esquina,
Elinde koca dilim bir pizza vardı. Hemen köşedeki yerden almıştık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]