English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Slaughter

Slaughter traducir turco

48 traducción paralela
Herb Slaughter.
Herb Slaughter.
Por isso dei ao Sr. Slaughter o meu talão de desconto para o "Chuck E. Cheese"... mas ele disse que não permitia a minha entrada para ver o Sr. Smith.
Ben de Bay Slaughter'a, Chuck E. Cheese indirim kartımı verdim. O da bana, bunu kullanarak randevu koparamayacağımı söyledi
Tenho os instaladores de cabo despedidos nos últimos 4 anos :
- Eski kablocuların listesi var. Murray Slaughter.
Murray Slaughter George Jetson Jean-Luc Picard.
George Jetson. Jean Luc Picard.
Quando estávamos a ler o "Slaughter House Five", ele levou a turma a conhecer Vonnegut que nos autografou os livros todos.
Mezbaha No. 5'i okurken hepimizi Kurt Vonnegut'la tanıştırdı, hepimizin kitabını imzalattı.
Só falta um minuto. Slaughter, está a ganhar.
Bitmesine bir dakika kaldı!
Slaughter!
Katliam Robot!
"Spiker Chick", "Donsueme", "Slaughter 10"?
Demir Delen Piliç? Donsueme? Katliam 10?
Jacob vai tentar meter-se e correr, e cai na linha das 40 jardas, travado por Lewis Slaughter.
Jacob çalım atıp koşmaya çalışacak, 35 metre çizgisinde indirildi, Lewis Slaughter onu durdurdu.
Uma mensagem de'correio de voz'para o Shelten atrasou a reunião dos A.I., mas o Sgto. Slaughter estava na sua secretária.
Shelten'a mesaj bırakıp İç İşleri toplantısını ertelemem gerekti fakat Çavuş Slaughter masasının başındaydı.
Jacob vai tentar correr, ele é derrubado na linha das 40 jardas por Lewis Slaughter.
Jacob çalım atıp koşmaya çalışacak, 35 metre çizgisinde indirildi, Lewis Slaughter onu durdurdu.
É o tipo que mantém o Sargento Slaughter na linha para que o público não fique impaciente.
Sürekli huzursuzluk veriyorlar sonuçta birbirimize
... Charlie Slaughter de Brookline.
... Brookline'dan Charlie Slaughter.
Detective Slaughter, o que pode dizer...
Detektif Slaughter, bize neler söyleye- -
Então, Detective Nikki Heat... apresento-lhe o Detective Slaughter.
Detektif Nikki Heat Detektif Slaughter ile tanışın. Biliyor musun?
Sabes alguma coisa sobre este polícia de gangs, chamado Slaughter?
Şu polisi tanıyor musun adı Slaughter olanı?
Como estás ocupada com o Tribunal, pensei em ver esse Slaughter, ver quem ele é para uma pesquisa, para...
Yani mahkemeye hazırlandığın için meşgulsundur dedim ben de düşündüm ki, Slaughter denen adamı araştırabilirim şey...
Não, estou a trabalhar com o Slaughter, dos gangs.
Evet, şu anda Slaughter ile çalışıyorum.
E a propósito, o teu parceiro Slaughter... tem muita fama nos gangs.
Ah, ve bu arada yanındaki Slaughter- -... bu alemde nam salmış.
O Slaughter derrubou um tipo, mas o outro tentou fugir.
Slaughter birini etkisiz hale getirdi ama diğeri kaçmaya çalıştı.
Mesmo que tipos como o Slaughter oscilem de esquadra em esquadra, sabes?
Bunun dışında, Slaughter gibiler devamlı yer değiştiriyorlar, bilirsin işte?
Slaughter, tire-me daqui!
- Güle güle. Slaughter, çıkar beni buradan!
Se forem atrás desse tipo, acabam ambos mortos.
Eğer Castle ve Slaughter adamın peşinden giderlerse ikisi de ölecek demektir.
Slaughter!
Hey! Slaughter.
O Slaughter tinha um plano.
O kadar da kötü değildi. Slaughter'ın planı vardı.
É o Slaughter.
Slaughter'dan geliyor.
O Slaughter foi longe demais.
Slaughter çok ileri gitti.
Alertaste-me sobre ele e não ouvi.
Beni uyarmıştın Slaughter hakkında, ve ben de dinlemedim.
Não é o suficiente para convencer o Slaughter, a menos que tenhas outra coisa.
Slaughter'ın fikrini değiştirmek için yeterli değil eğer sen de daha iyisi varsa tabii.
Faça o que quiser, Slaughter.
Ne yapman gerekiyorsa onu yap, Slaughter.
- Veja bem, Slaugther, somos polícias diferentes. - É óbvio.
Bak, Slaughter, bizler farklı tarz polisleriz.
O nome verdadeiro do Shade é Jeron Slaughter.
Shade'in gerçek adı Jeron Slaughter.
Slaughter bate uma bola rasteira para Reese, que a atira para Jack, na primeira.
Slaughter, topu doğrudan Jack'e gönderecek olan Reese'e doğru yerden sert bir vuruş yaptı. Aman!
Slaughter atingiu-o na perna e está caído.
Slaughter onun baldırına bastı.
- O Slaughter diz que foi um acidente.
- Slaughter kazayla olduğunu söyledi.
- Está a chamar mentiroso ao Slaughter?
- Slaughter'a yalancı mı diyorsun?
Cayden.
Hey, Cayden. Senin ismin Cayden Slaughter, değil mi?
Agora, o Connory Slaughter, ele é um dos últimos de raça-pura de lobisomens, em quilómetros.
Şimdi, Connory Slaughter, yakın çevredeki tek kalan Saf Kan. Bunların hepsi Lucinda onun gözüne takıldığı zaman başladı.
Connory Slaughter...
Connory Slaughter...
- Depois de todos estes anos, é o Connory Slaughter... espancado, e de joelhos.
Bu kadar yıl sonra, hey, bu Connory Slaughter yenilmiş bir şekilde, dizlerinin üstüne.
- É o Sergeant Slaughter!
Bakın! Bu Sergeant Slaughter *.
Lembram-se... lembram-se, no ano passado quando os "Cardinals", perderam o Enos Slaughter para o Exército?
Hatırlıyor musun? Hatırlıyor musun, geçen yıl Cardinals Enos Slaughter'i kaybetmişti.
Talvez já tenham ouvido falar de um pequeno filme com 200 milhões de bilheteira chamado "Chacina do Porco 3"?
Belki de hepiniz küçük, 200 milyon dolarlık iğrenç Pig Slaughter 3 filmini duymuşsunuzdur?
Slaughter!
Slaughter!
Achas que vão atrás dele?
Sence Castle ve Slaughter peşlerinden gitmiş midir?
O Slaughter também procurou.
Slaughter da soruşturmuş.
Slaughter ficou sem bater quatro vezes.
Slaughter vuruş yapmadan 4. koşuda.
Adeus, Connory Slaughter.
Görüşürüz, Connory Slaughter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]