Translate.vc / portugués → turco / Son
Son traducir turco
121,881 traducción paralela
Jordan? Estou a aproveitar a vida. Até ao último dia.
Yaşıyorum, son gününe kadar.
Estamos a fazer-lhe um favor. A espuma de supressão de incêndios quase acabou. Mas ainda deve haver alguma nos canos para um tiro.
Yangın söndürme köpüğü bitmek üzere, ama borularda son bir atış yapacak kadar kalmış olması lazım.
Eu e o pai vimo-lo da última vez que lá fomos.
Babam ve ben son geldiğimizde bakmıştık.
Quando foi a última vez que fugiu a um carjacking, idiota?
En son ne zaman kaza yapmadan kaçtın, şerefsiz?
Este é o último lote de aguardente.
Pekala. Bu ayışığının son paketi.
Matem até não restar ninguém.
Son kişiye kadar hepsini öldürün.
Porque se lembra perfeitamente do que aconteceu nas horas seguintes.
İlerleyen saatlerde olanları son derece net hatırlıyorsunuz da.
Parecem incrivelmente chegados.
Birbirinize son derece bağlı görünüyorsunuz.
Apesar de toda a delicadeza, és do mais frio que há.
O tatlı görünüşünün altında son derece soğukkanlı bir kadın var.
A última coisa que eu queria acabou por se tornar a melhor coisa que me podia ter acontecido.
Hayatta isteyeceğim en son şey başıma gelebilecek en güzel şey çıktı.
Quando foi a última vez que se divertiram?
En son ne zaman eğlendiniz?
E esta é a minha proposta final.
Ve bu son teklifim.
Ultimamente tenho pensado muito no Robert.
Son günlerde Robert'ı sık sık düşünür oldum.
Passou por muita coisa nos últimos meses.
Son aylarda çok ağır şeyler yaşadın John.
Livrares-te de mim faz todo o sentido.
Benden kurtulmak istemen son derece mantıklı.
No carro, quando voltámos do velório do Eric.
Arabada, Eric'i son kez gördükten sonra dönerken.
Sabes onde ela foi vista por último?
En son görüldüğü yer belli mi?
Quando foi a última vez que a viu?
Onu en son ne zaman gördün?
Finalmente, temos os olhos.
Son olarak da gözler.
Matt, o último desejo da tua mãe era que a encontrasses.
Onu bulman annenin ölmeden önce istediği son şeydi Matt.
E tão conveniente.
- Son derece de müsait.
Isso até os guardas da escola encontrarem a sua colecção de pornografia pesada e vídeos sádicos, e expulsaram-no no último ano.
Ama son yılında okul yetkilileri porno ve snuff film koleksiyonunu bulunca okuldan atılmış.
Segue os movimentos do telemóvel do Geonwoo nas últimas 48h.
Peki. Geonwoo'nun son 48 saatteki telefon konumlarına bak.
A troca de palavras deles no final pareceu pessoal.
Evet, son konuşmaları kişisel görünmüştü.
Mas ultimamente percebi que me sinto grato.
Ama son zamanlarda ben bunun için minnettar olduğumu fark ettim.
Da última vez que tentaste ajudar, reduziste a cinzas uma rulote.
En son yardımcı olmaya çalıştığında bir treyleri yakıp kül ettin be.
Quer dizer-me suas últimas palavras?
Bana söyleyeceğin son bir sözün var mı?
- Byron, decidimos travar isto.
- Byron, buna son verilmesi gerektiği konusunda anlaşmıştık.
Então esta é a sua última sessão.
Bunu son seansın olarak düşünelim o hâlde.
Estou capaz de lhe partir o pescoço. Acabar com a sua vidinha ilusória agora mesmo.
Boynunu kırıp hayal dünyasında yaşadığın zavallı hayatına son verebilirim hemen.
Por favor, só mais uma vez.
Lütfen, ne olur, son bir kez.
Mas as criaturas contra as quais ele lutava e que no-lo roubaram não foram travadas.
Savaştığı şey, onu bizden alan şey son bulmuş değil.
Dados os acontecimentos recentes, ainda queres ficar como eu?
Son olaylara rağmen hâlâ benim gibi olmak istiyor musun?
O último voo de hoje está completamente cheio.
Bugünkü son uçuşumuz dolu.
- O primeiro de muitos.
- İlk ama son değildi.
Lá vem Abdalla Tanui, do Quénia, a dobrar a esquina para os últimos 400 metros.
Kenya'dan Abdalla Tanui son 400 metre için köşeyi dönüyor.
Importa-se de saltar para o fim?
Son kısma atlar mısın?
Ele controla as ações finais.
Son hisseler onda.
Lá vem Abdalla Tanui, do Quénia, a dobrar a esquina dos últimos 400 m.
Kenyalı Adballa Tanui son 400 metre için köşeyi dönüyor.
Podemos saltar para o fim, por favor?
Şimdi son bölüme geçebilir miyiz lütfen?
O que se passa aqui?
Sanki eve son bir kaç gündür...
Quero que confirme se foi a última pessoa que viu com o seu filho.
Onun çocuğunuzla gördüğünüz son kişi olup olmadığını bana söylemenizi istiyorum.
Tudo o que fizeste nos últimos dois meses Tem sido chamar a atenção sobre ti mesma.
Son birkaç ayda yaptığın her şey kendini sergilemek üstüneydi.
- É errado dizer que a morte dela é muito satisfatória?
Onu bulduğumu söylemek yanlış mı Ölüm son derece tatmin edici mi?
Soube que estás nos últimos 3.
Son 3 kişi arasında olduğunu duydum.
- Sim. Mas tens-lhe dado bem na intravenosa.
Ama son zamanlarda çok fazla serum kullanıyorsun.
Eu também, por isso estou aqui.
Ben de son derece ailemden gurur duyarım. O yüzden buradayım.
Foi a última música tocada no Titanic e é uma melodia sombria.
Bu Titanic'te çalan son şarkıydı ve çok iç karartıcı bir melodi.
Um Filme Paramount Fim
SON
Devíamos desistir agora.
Bu işe bir son vermeliyiz.
É a última fronteira.
- Son sınır.