Translate.vc / portugués → turco / Sor
Sor traducir turco
10,220 traducción paralela
- Pede à Alex
# Alex'e sor #
Sem ofensas, mas por favor, pergunta a ti mesmo, o que é mais plausível, que a Kate está a ser oferecida em troca de um prisioneiro no corredor da morte, ou que esta é só outra das tuas...
Alınma ama, kendine sor lütfen hangisi daha mantıklı, Kate'in idam mahkumu bir mahkuma karşılık rehine olarak önerilmesi mi, yoksa bunun senin tüm o diğer? ...
Não me digas nada!
Bir de bana sor.
Deixe-se de tretas, pergunte-me o que quer saber.
Geyiği kes ve bana gerçekten öğrenmek istediğin şeyi sor.
Pergunta a qualquer um dos hóspedes lá em cima que fez o check-in. Garanto-te que não se lembrarão de nenhum detalhe.
Yukarıdaki müşterilere kaydını kimin yaptığını sor tek bir ayrıntı hatırlayamayacaklarını sana garanti ederim.
- A Marca é uma maldição.
Mühür bir lanet. Evet bir de bana sor.
Pergunta aos teus irmãos e primos.
Kardeşlerine ve kuzenlerine sor.
Pergunta a alguém.
Birine sor.
Posso apenas perguntar, então, se você reconhece esse número de telefone, Sir Phillip?
O zaman size, bu numarayı tanıyıp tanımadığınızı sorabilir miyim, Sör Phillip.
Eu e a assessoria te perguntamos Sir Phillip perguntamos várias vezes se tinha algo a nos contar.
Ama size sormuştuk, hem kendim hem de Basın Bürosu, Sör Phillip. Bize söylemeniz gereken bir şey var mı diye defalarca sormuştuk.
Nem me fales.
Bir de bana sor.
Então pergunte.
O zaman sor.
Pergunta à Hillary Clinton.
Hillary Clinton'a sor.
Conta para quem se sentar ao seu lado.
Yanında kim oturuyorsa ona sor.
Pergunta qual é o filme que vão passar durante o voo.
Uçakta hangi filmi gösteriyorlar sor bakalım.
O que mais quer perguntar-me?
Tamam. Başka ne sormak istiyorsan sor bakalım?
A quem o dizes.
- Bir de bana sor.
Só queremos fazer algumas perguntas.
Birkaç sor soracaktım.
Diz-me porque eu ia arriscar o meu nível de acesso a todas as coisas stitchers retirando isto do laboratório?
Her şeyin ilmekçiliğine olan yüksek iznimi, bunu laboratuvardan alarak neden tehlikeye attığımı sor.
Mas olha, convida-me numa outra altura.
Ama, hey, başka zaman yine sor.
Deve haver uma forma mais fácil do que cavar um túnel.
O tüneli kazmaktan daha kolay bir yolu olmalı. Ulusal Güvenlik Ajansına sor.
Estás no caminho certo. Ataca-o com outra.
Damarına bastın, tekrar sor, hadi!
Vá, vá.
Sor, sor, sor!
Pergunta a ti mesmo, com sinceridade :
Dürüstçe kendine sor, kimsin sen?
Então pergunte-lhe a ela.
- O zaman, git sor.
Então, entre e faça-as.
O zaman sor bakalım.
Pergunta-lhe.
- Sor ona.
O seu amigo disse-lhe que dorme com os americanos?
Arkadaşına sor bakalım o da Amerikalılar ile yatıyor mu?
Pergunte aos seus homens o que aconteceu lá fora.
Orada neler olduğunu adamlarına sor.
Pergunte-lhe para quem trabalha realmente.
Gerçekte kime çalışıyor, ona sor.
Então, pergunte-me o que quer saber.
Ne bilmek istiyorsun sor o zaman.
Pergunte a quem quiser.
İstediğine sor.
Pergunta-lhe como ela conseguiu o filme.
Filmi nasıl aldığını sor.
Parece sumarento.
Oh, merak verici. Detayları sor ona.
Pergunta à vontade.
Sor bakalım.
Fale com ela.
Git ona sor.
A quem o dizes.
Bir de bana sor.
O "Sir" foi alguns anos depois.
- Sör de birkaç yıldır var.
Aquele Sir Phillip Cross?
- Sör Phillip Cross mu bu?
Por favor, me chame de Sir Phillip.
- Lütfen, bana "Sör Phillip" deyin.
Muito obrigado por seu tempo, Sir Phillip.
Vakit ayırdığınız için çok teşekkürler, Sör Phillip.
Vê isso com ela.
Ona sor.
Pergunta-lhe a ele.
Git ve ona sor.
Sir John Darnley não nos poderia ajudar?
Sör John Darnley birkaç iyi söz söylemez mi?
Sei que ele tem boa reputação e o Sr. John Darnley ajudará.
Eminim iyi bir referansı vardır. Sör John Darnley de yardımcı olacaktır.
Sir Michael Reresby.
Sör Michael Reresby.
Eu posso imaginar, Sir Michael.
Anlıyorum Sör Michael.
Colbert de Croissy, Sir Thomas Armstrong,
Colbert de Croissy'yi, Sör Thomas Armstrong'u,
Sir Thomas Armstrong, Sire.
Sör Thomas Armstrong, efendim.
É de crer que a notícia chegue a Paris hoje à noite, a Sir Thomas Armstrong de manhã e, por ele, a Londres no dia seguinte.
Haberlerin bu gece Paris'e ulaşacağını varsaymalıyız. Sabah Sör Thomas Armstrong'a, ertesi gün de Londra'ya.
Pergunta.
Sor.