Translate.vc / portugués → turco / Spoke
Spoke traducir turco
32 traducción paralela
Falando nisso, falei com o senador.
I spoke to the Senator.
Before I spoke'em Boo!
* Söylemeden önce *
Before you spoke them
* Söylemeden önce *
Vá até ao Broken Spoke e coma.
Kırık Çomak'a gidip ye.
Broken Spoke?
Kırık Çomak?
Para comer, vamos ao Broken Spoke, porque é o único lugar na...
Yemek yemek için Kırık Çomak'a gidilir, çünkü kasabada tek orası...
# They are spoke so gentle
# Şöyle nazikçe söylenen
Eu estava sentada no Broken Spoke, com um tipo muito bera.
Kasabanın en belalı adamıyla bir barda oturuyordum.
Falei duas horas e meia com ela, e tu deixaste-a fugir!
Spoke günün yarısında onunlaydı. Boşver şimdi onu.
Tenho uma história que escrevi chamada : Thus Spoke Sarah Shuster. Sinto que, é tipo, a última história... que eu quero escrever sobre ser estudante.
yazdığım şu hikayeye "böyle buyurdu Sarah Schuster" ismini verdim öğrenci olarak yazdığım son hikaye olsun istiyorum.
Tenho uma... Uma personagem sobre quem escrevi, que é tipo, um alter-ego, mas não propriamente... e a história chama-se, Thus Spoke Sarah Shuster.
şöyle bir karakter var yazdığım bu karakter alter egoya sahip ama salında değil ve ismi "böyle buyurdu Sarah Schuster"
A Jenny ganhou um prémio literário... muito importante, pela história de que estava a falar, Just spoke qualquer coisa...
Jenny bu edebiyat ödülünü yeni kazandı. bu hikaye için gerçekten büyük. O da bundan bahsediyordu.
Thus Spoke Zarathustra.
"öyle buyurdu Zarathustra".
falou comigo... de debaixo do túmulo? Camden McCallum Jr.
spoke to me?
Acabei de falar com Zurique.
i just spoke with zurich.
Fontes ligadas à investigação dizem que pode haver uma ligação entre o que aconteceu aqui e o massacre de Broken Spoke.
Soruşturmaya yakın kaynaklar, burada olanlar ile çölde gerçekleşen Broken Spoke katliamı arasında bir bağlantı olabileceğini söylüyorlar.
No Broken Spoke, sexta-feira depois do jogo.
Broken Spoke, Bu cuma maçtan sonra.
Devolve o carro... e a arma do Spoke também.
Arabayı geri getir. Spoke'un silahını da istiyorum.
- Sim.-Spoke?
- Konuştu mu?
- Falou, falou em pequeno almoço com salsichas?
- Spoke, sosis ile kahvaltıda konuştu?
CT-1284, Spark, se apresentando para o serviço, senhor.
CT1284, Spoke. Rapor veriyorum komutanım.
Hotel... ele tem reservas na Pousada "Broken Spoke"
Hotel... Son iki yıldır...
Billy Joe... a sua mulher sabe da "Broken Spoke"?
Billy Joe... Karının Broken Spoke'tan haberi var mı? Ne...
O marido, Sargento Hollister, tinha um parceiro, Jacob Spoke.
Marie'nin kocası, Çavuş Hollister'ın, Jacob Spoke adında bir ortağı varmış.
Há 6 meses, a Alfândega invadiu um armazém do Spoke.
Altı ay önce, Gümrük, Spoke'a ait olan bir depoya baskın yapmış.
O Spoke tinha um mandado pendente por posse de armas.
Spoke'un silah varlığı ile ilgili kapanmamış bir arama izni varmış.
Tenho um endereço de um Jake Spoke.
Jake Spoke'a ait bir adres buldum.
- S12E15 Secondhand Spoke
# Filmlerdeki şiddet ve televizyondaki cinsellik #
E falei com o encarregado.
And I spoke with the foreman.
Eu dançava no Salão Broken Spoke, Não na sala de visitas do Tigman.
Ben Broken Spoke Salonunda dans ediyordum, Tigman'ın oturma odasında değil.
and so he spoke that Lord of Castamere but now the rains weep o'er his halls with no one there to hear yes, now the rains weep o'er his halls and not a soul to hear.
# Sonra konuştu # # Castamere Lordu # # Ama dökülen yağmur #
há mais de dois anos.
Broken Spoke otelinin barında takılıyormuş.