Translate.vc / portugués → turco / Standby
Standby traducir turco
51 traducción paralela
Conversores em standby.
Dönüştürücüler beklemede.
Standby.
Beklemede.
Fiquem em standby.
Beklemede kalın.
Barra de controlo em standby.
Kontrol çubuğu çalıştırıcıları beklemede.
- Standby.
- Beklemede.
Motores em standby.
Motorlar beklemede kalsın.
Função standby.
Hazır fonksiyonu.
A história sobre uma festa que ele deu está em standby há dois anos.
2 yıldır onunla ilgili bir haberi durduruyordum.
Com baterias que têm tempo de standby de 5 dias, eu sei que, se voltar a ser apanhada por outro assassino louco, a minha chamada será feita.
Pilleri konuşmadan beş gün dayanıyor. Artık biliyorum ki eğer başka bir oklu manyakla karşılaşırsam aradığım yere ulaşabileceğim.
STANDBY
BEKLEMEDE
Ficamos em standby.
Komut bekliyoruz.
Estamos em standby.
Beklemedeyiz.
- O General Bowden está em standby.
- General Bowden hazır bekletiyor.
Envia isso às equipas em standby.
Beklemede bulunan tüm ekiplere bildirin.
Há mais de uma hora que não sabemos do Jack, mas as forças Delta estão em standby.
Jack'den bir saattir haber almadık ama Delta ekiplerimiz beklemedeler.
Quero isso desligado, não em standby.
Kapat. Beklemede olmasın.
- Quero 2 equipas de patrulha, 2 em standby.
Baker, benim Jack. Devriye gezen 2 ekip istiyorum, 2 tane de hazırda beklesin. Anlaşıldı mı?
Avião no espaço aéreo de Orci em standby com instruções para te levar onde quiseres ir.
Orci Aerospace'in bir uçağı seni istediğin yere götürecek.
Ponha toda a gente das comunicações em standby.
İletişimden herkes beklemede olsun.
- Mantenham-nos em standby.
- Beklesinler.
- Weiss, o jacto que esteja em standby.
Hemen. - Weiss. Jet hazır beklesin.
Uma garante que o reactor está em standby, e a outra entra na câmara.
Biri reaktörün bekleme modunda kalmasını sağlarken diğeri de test... -... odasına girip sarmalı alacak.
- Está, é a luz de standby.
- Kapalı, o bekleme ışığı.
Não é a luz de standby.
Hayır, bekleme ışığı değil o.
Mamã, vou-me embora e vou falar com os médicos, para saber o que se passa com o remédio para ti, porque tenho um bilhete de regresso em standby.
- Anne gidip doktorlarla konuşacağım. Tedavin için ne yaptıklarını öğreneceğim. Çünkü dönüş biletim beklemede.
Aguarde.
Standby.
Aguarde o...
Ne için standby...
Quero o paramédico em standby, não vá o diabo tecê-las.
Ne olur ne olmaz, doktor da hazır olsun.
Fecha o modo standby.
Bekleme modundan çık.
Deixem o raio-X e a TC em standby.
Röntgen ve tomografi hazırlansın.
Severide, quero um esquadrão em standby para resgate EIR.
Severide, takımının HME Kurtarması için beklemesini istiyorum.
Fiquem em standby.
Beklemede kalın!
Otis, ficas em standby.
Otis, beklemede kal.
Pois... a Colette e as meninas estão um pouco assustadas pela treta da detenção do Nero, pelo que a expansão da Diosa em Stockton fica em standby até consiga convencê-la.
Colette ve kızları Nero'nun dandik tutukluluğu yüzünden biraz ürktü bu durumda, Diosa'nın Stockton'a genişleme planı da ben onu ikna edene kadar beklemede.
Não vá o diabo tecê-las, vou tê-lo em "standby".
Her ihtimale karşı onu hazırda bekleteceğim.
O CTC tem um em standby em Incirlik.
CTC halihazırda İncirlik'in dışında bir tane bekletiyor.
Então, é melhor terem um plano duro e um colar cervical em standby.
Sedye ve boyunluk getirseniz iyi olur.
Sim, ela disse que eles têm um especialista em explosivos e um helicóptero, em standby, ela poderia enviá-los, mas não o vai fazer.
Evet, beklemede olan bir patlayıcı uzmanı ve bir helikopteri olduğunu söylüyor, Gönderebilirmiş, ama göndermeyecekmiş.
Malta, ponham a máquina em modo standby.
Çocuklar, makineyi bekleme moduna alıyorum.
As unidades da policia estão em standby.
Polisler hazırda bekliyor.
Deixamos em standby e não falas sobre isto a ninguém, pode ser?
- Hayır. Bunu askıya alalım ve kimseye bahsetmeyelim, tamam mı?
Charlane... cala essa boca. és apenas demasiado maravilhosa demasiado maravilhosa para palavras como gloriosa, glamorosa e aquela velha amorosa em espera é tudo demasiado maravilhoso para palavras O tratamento desleixado que a minha cliente sofreu deste hospital é, ao mesmo tempo, consistente, repugnante e documentável.
Charlane... kapa çeneni. d You're just too marvelous d d Too marvelous for words d d Like glorious, glamorous d d And that old standby amorous d d It's all too marvelous for words. d Müvekkilim geçirdiği tedavi sürecinde bu hastane
Tirem-nos de standby.
Onları bekleme modundan çıkarın.
A sala de trauma 3 tem um cirurgião em standby?
Travma 3'te hazırda bir cerrah var mı?
Tenho uma patrulha no prédio do Boudreau e uma viatura em standby para segui-lo.
Boudreau'nun evinin önünde bir ekip var ve beklemedeler.
Não está a gravar, está só em standby.
Kaydetmiyor, bekleme modunda.
Em standby. Quais as notícias, senhora?
Son haberler nedir?
Em standby até falar com o Dollar Bill.
Dollar Bill'den bilgi gelene kadar Anata-Tek'i askıya alsın.
Vou deixá-los em standby.
Hazır konumda bekletirim ekibi.