English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Stratos

Stratos traducir turco

54 traducción paralela
Capitão, o Alto Conselheiro de Ardana está pronto para o receber em Stratos. Stratos?
Bu malzemeyi almak için aşağı ışınlanıyoruz.
Stratos, Capitão, uma cidade flutuante no céu.
- Ben Kaptan James Kirk... - Kim olduğunuzu biliyorum.
Entretanto, sugiro que o senhor e o Imediato Spock venham para Stratos.
Taranullus'un Yaradılış taş tabletleri. Galaksideki en nadir kitap koleksiyonlarından biri.
Os habitantes de Stratos disseram-no.
Gemiye ışınlayın ve işlemeye hazırlanın.
Soube que, intelectualmente, os vulcanos são tão desenvolvidos como os habitantes de Stratos.
Nelerden hoşlanırsınız, beyler - satranç, bilardo, sohbet? Üçüne ne dersiniz?
Fazem o trabalho físico para manter Stratos.
- Teşekkürler. Zaman faktörü?
Como os troglitas. Aqui em Stratos, eliminámos por completo a violência.
Hiç bilinmiyor, kesinlikle Brahms'ın eseri ama yine de...
É verdade, mas os antepassados dos que vivem em Stratos afastaram-se das minas.
Tahmin edilebilir eylemlerinize izin verecek şekilde değiştirmeliydim onu.
Como parte de Stratos, a Vanna esteve protegida muito tempo da exposição.
Ölmediğine sevindim. Elbette.
O computador confirmou os achados dele. Então, como é que os meus antepassados, vindos das cavernas, se desenvolveram ao ponto de erigir Stratos, e os troglitas não o fizeram?
Ryetalyn için Bay Flint'e bağımlı olduğumuza göre tekrar karşılaşırsanız genç hanıma daha az ilgi göstermenizi rica edebilir miyim?
Capitão, o Alto Conselheiro de Ardana está pronto para o receber em Stratos.
Kaptan, Ardana Yüksek Danışmanı sizi Stratos'ta kabul etmeye hazır.
Stratos?
Stratos?
Stratos, Capitão, uma cidade flutuante no céu.
Stratos, Kaptan, aslında gökyüzünde dalgalanan bir kent.
Entretanto, sugiro que o senhor e o Imediato Spock venham para Stratos.
Bu arada, siz ve İkinci Kaptan Spock, Stratos'ta misafirimiz olun.
O que fazes em Stratos, troglita?
Stratos'daki görevin ne?
Os habitantes de Stratos disseram-no.
Stratos kenti sakinleri böyle dedi.
Em Stratos, tudo é incomparavelmente belo e agradável.
Burada Stratos'ta, her şey benzersiz bir şekilde güzel ve hoştur.
O mesmo se pode dizer dos habitantes de Stratos.
Aynı şey Stratos sakinleri için de söylenebilir.
Soube que, intelectualmente, os vulcanos são tão desenvolvidos como os habitantes de Stratos.
Bunu duymuştum, entellektüel olarak, Vulcanlar Stratos kenti sakinleri kadar son derece gelişmişler.
Mas Stratos é para conselheiros e estudiosos.
Stratos, danışmanlar ve araştırmacılar için.
Fazem o trabalho físico para manter Stratos.
Stratos'u ayakta tutmak için fiziksel emek veriyorlar.
Aqui em Stratos, eliminámos por completo a violência.
Burada Stratos'ta, şiddeti bütünüyle saf dışı bıraktık.
Eles não são como nós.
Onlar Stratos sakinleri değil.
Os de Stratos e os que estão em baixo são naturais do planeta.
Stratos'dakiler ve aşağıdakiler aynı gezegenden çıktı.
É verdade, mas os antepassados dos que vivem em Stratos afastaram-se das minas.
Doğru ama Stratos'ta yaşayanların ataları kendilerini madenlerden uzak tuttu.
Como parte de Stratos, a Vanna esteve protegida muito tempo da exposição.
Stratos'un bir üyesi olarak Vanna, uzun süre gaza maruz kalmadı.
Então, como é que os meus antepassados, vindos das cavernas, se desenvolveram ao ponto de erigir Stratos, e os troglitas não o fizeram?
Bilgisayarlarınız, mağaralarda büyüyen atalarımın, Stratos'u kuracak kadar gelişmelerini, Troglitlerin gelişmeyişini açıklıyor mu?
Há séculos, Stratos foi construída por líderes que prometeram que todos lá viveriam.
Stratos asırlar önce liderlerimizce kuruldu, gezegendekilerin burada yaşayacağını söylediler.
O Capitão Kirk desceu a Stratos para ganhar a confiança dos troglitas.
Kaptan Kirk, Troglitlerin güvenini kazanmak için Stratos'a ışınlandı.
Se não conseguiu fugir de Stratos para as minas, tem a vida ameaçada pelo Alto Conselheiro.
Stratos'tan madenlere kaçmayı başaramadıysa yüksek danışman yüzünden hayatı tehlikede.
Stratos é tão agradável e tão linda.
Stratos çok hoş ve güzel.
Sei do Zack Smoll, do Stratos e da sua mulher.
Zack Smoll, Stratos ve karısına olanları.
Stratos, temos de aceitar o amargo com o doce.
Stratos, acısıyla tatlısıyla olaya bakmalıyız.
Stratos, estás aí?
Stratos? Orada mısın?
Stratos.
Stratos?
- Este tipo, o Stratos, o que sabemos?
Stratos denen şu adam, ne biliyoruz?
Primeiro, o seu correio e os títulos, agora o Stratos.
Önce kuryen ve hamiline senetlerin. Şimdi de Stratos.
Quanto é que o Stratos sabe das suas operações?
Stratos işlerinin ne kadarını biliyor?
Conheci o Stratos quando ele traficava armas para os guerreiros da resistência cipriota, em 1987.
S. Sarantos ile tanıştığımda, Kıbrıslı rum çetelere silah gönderiyordu.
- O Stratos é muito leal.
Stratos çok sağlamdır.
A Isabella Stone ligou o Stratos a mim.
Isabella Stone önüme Stratos'u attı.
O que fazes em Stratos, troglita?
Bu, resimlerin gerçeğe yakın olmasını açıklayabilir.
O mesmo se pode dizer dos habitantes de Stratos.
Her yerdeki erkekler için şanssızlık ve bizim için ayrıcalık.
Há séculos, Stratos foi construída por líderes que prometeram que todos lá viveriam.
Kaptan, birinci meselemizin ryetalyn olmasını öneriyorum.
O Capitão Kirk desceu a Stratos para ganhar a confiança dos troglitas.
Ryetalyn.
Stratos é tão agradável e tão linda. Tenho medo de a deixar.
- Şükürler olsun, uyuyabileceğim.
- O Stratos.
- Stratos mu? - Sarantos, evet.
Stratos, ouve-me.
Stratos, beni dinle.
- Stratos.
Stratos.
- Stratos, ouve.
- Stratos, beni dinle.
Stratos.
Stratos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]