Translate.vc / portugués → turco / Suite
Suite traducir turco
1,748 traducción paralela
Então ficar numa suite de 760 € por noite faz-te um falhado?
Demek geceliği bin dolar olan bir odada kalmak seni sefil hissettiriyor?
- Sr. Cooper, a sua suite está pronta.
- Bay Cooper, odanız hazır.
Dando á Dottie aquela suite, tornando-a como a casa dela...
Dottie'ye o süiti vermen, aynı evine benzetmen.
Alguma coisa está errada. Como sabes que ela está na suite?
Süitinde olduğunu nerden biliyorsun?
Estou a sentir pena de ti, por isso, pensei que o que faria por ti era, pôr-te na Suite Presidencial.
Ve senin için üzüldüm..... bu yüzden de sana Başkanlık Odasını ayarlayacağım.
Mas posso oferecer uma suite se quiserem ficar aqui esta noite.
Ama burada kalmak isterseniz, size bir misafir suiti ayarlayabilirim.
Vamos fazer isto bem. Já que não consegui a suite para recém-casados, achei que podia... atravessar a entrada contigo ao colo.
Sana balayı için kral dairesini tutamadığıma göre... en azından seni yatak odamızın eşiğine kadar taşıyabilirim diye düşündüm.
- Vamos instalá-lo na suite VIP.
Ona VIP dairesi hazırlıyoruz. - Hayır.
Dou-te um conselho, quando procurares um paizinho, escolhe o tipo mais rico da suite.
Sana bir tavsiye - Para babası tontonu ararken en azından, bu otel odasındaki en zengini seçmeliydin.
Estou na suite presidencial no Neptune Grand.
Neptune Oteli'nde Kral Dairesinde kalıyorum.
O meu noivo e eu estamos à procura de uma suite para a lua-de-mel.
Nişanlım ve ben balayı süiti bakıyorduk.
Sim, a Suite Princesa.
Ah, evet.Prenses Süitimiz.
- Lamento, a suite está ocupada.
Özür dilerim ama süit şu anda tutulmuş durumda.
Eu levei todos os seus móveis orientais pessoalmente à sua suite.
Özel olarak ben, onun suitine Doğu mobilyalarından götürmüştüm.
Sabe um homem aqui, na sua suite tão perto de si pode tirar a conclusão errada também.
Biliyorsun senin özel süitinde oturan bir adam sana böyle yakınken yanlış anlayabilir.
É pedida a sua presença na Suite Marx.
Marks Süiti'nden bekleniyorsunuz.
Sr. Santaros, bem-vindo à Suite Marx.
Bay Santaros, Marks Süiti'ne hoş geldiniz!
Só resta a suite presidencial.
Yalnızca devlet başkanları odamız boş.
Tenho a certeza que vai achar a nossa suite presidencial, muito confortável.
Devlet başkanları odamızı çok konforlu bulacağınızdan eminim.
Senhora Byrd. Felipe vai-lhe mostrar a sua suite.
Madam Byrd, Felipe sizi odanıza götürecek.
Tout de suite.
Hepsinden tout.
Ok, esse tipo de gente não se hospeda em suite de $ 4,000 a noite, sim?
O müfettişler, geceliği 4000 dolarlık otel odalarında kalmazlar.
Retorna para dentro da tua suite.
Odana geri dön.
Vamos pôr abaixo a parede nascente do meu quarto, aumentar a casa de banho, e basicamente tornar todo o andar de cima numa grande suite secundária, para que haja espaço para nós os dois... e para vocês os dois... debaixo do mesmo tecto.
Yatak odamın kuzey duvarını yıktırıp, banyoyu genişleteceğim, esasen üst katı ikinci bir daireye dönüştüreceğim biz ikimiz ve siz ikiniz, aynı çatı altında olacağız.
Tivemos uma suite linda em veneza na nossa lua de mel.
İlkinde harika bir odada kalmıştık.
Espero que lhe dêm a mesma suite que na vossa Lua de Mel.
Balayı süitini ayarlamışsındır umarım.
- Agora, tout de suite.
- Şimdi, az sonra.
- Na suite dos grandes jogadores?
- Hovardaların suiti mi?
$ 50.000 por esta merda de suite?
Bu boktan suit için 50,000 dolar mı?
Em Las Vegas isto era uma suite económica.
Burası Vegas'taki küçük bir suit.
Entramos naquela suite mal o acordo esteja feito.
O yüzden bu anlaşma olduktan sonra yarım saniye o çatı katında olmak istiyorum.
Vi luzes de disparos na suite.
O suitten parıltılar geldiğini gördüm.
Uma suite com diária de 25 mil dólares em Paris, com cozinheiro particular, a quem deste uma gorjeta pesada.
Paris'te geceliği 25000 dolara süit yanında sana özel, yüklüce bahşiş verdiğin aşçı.
Mas a'Suite Império'vai estar meio vazia.
Ama Kral Dairesi'nin yarısı boş olacak.
Não teremos ´'Suite Império.'
Kral Dairesi olmayacak.
O meu noivo e eu queremos um quarto grande, com uma suite,... um quarto de hóspedes menor, mas não como este,... e um terceiro quarto, confortável,... porque o meu noivo utilizará um deles como escritório.
Nişanlım ve ben büyük bir yatak odası istiyoruz tabi ki banyosu içinde, bir misafir odası, daha ufak ama burası kadar dar değil, ve üçüncü olarak, dinlenme odası, aynı zamanda çalışması için.
A verdadeira razão pela qual quero tanto este trabalho, é que um dia, quero conseguir vir a um sítio destes como cliente alugar a maior suite, encomendar tudo à grande e o dinheiro não ser problema.
Bunu bir alışkanlık haline getirme Charlie. Dün gecenin kayıtlarında önemli bir şey var mı? Nispeten sakin bir geceydi, ta ki oda 706'daki Bayan Salcombe mini barını açıp bunu bulana kadar.
Só esta suite custa à editora 3 500 libras por noite.
Restoran bir saat daha açık, bar ise bütün gece hizmetinizde.
- Excelente. Põe na conta da suite Olympia.
- Rebecca seni öldürünce ayakkabıların benim olabilir mi?
- Com todo o respeito, Sr. e Sra. Burke, só porque o vosso termóstato está avariado não implica que haja um fantasma na vossa suite.
Tüm saygımla, Bay ve Bayan Burke ama termostatın bozuk olması, süitinizde bir hayalet olduğunu göstermez.
- Passa-se algo de estranho com esta suite, Danny.
- Bu süitte tuhaf şeyler oluyor, Danny.
Eu disse-lhe que a nossa suite estava assombrada.
Süitimizin hayaletli olduğunu söylemiştim.
Eu vou resolver o pequeno problema na vossa suite, o mais rápido possível.
Bu küçük problemi elimden geldiğince hızlı çözeceğim.
É verdade, quero falar contigo sobre a suite assombrada da Mónica.
Aklıma ne geldi, Monica'nın hayaletli süiti hakkında seninle konuşmak istiyorum.
Tenho recebido centenas de chamadas com pessoas a quererem alugar a suite.
Yüzlerce arama var o süiti kiralamak için.
Se os Burkes não a querem, e nós compramos de novo a suite e a alugamos...
Eğer Burke ailesi istemiyorsa, tekrar satın alırız ve kiraya veririz.
Começaremos pela suite principal.
Büyük yatak odası ile başlayacağız.
SUITE DE RECÉM-CASADOS NÃO INCOMODAR
Balayı odası, ha?
Suite para recém-casados, é?
Bak, birşey yapmak zorunda değiliz, tamam mı?
Festas na suite, room service sem parar, jacuzzis de champanhe, groupies atreladas ao autocarro.
Merhaba.
No seu lugar, voltava para a suite, aproveitava uns copos de Bollinger, provava um pouco de caviar.
Sizin yerinizde olsam süitime geri döner, bir kaç kadeh...