Translate.vc / portugués → turco / Sunday
Sunday traducir turco
232 traducción paralela
Pelo Billy Sunday, Rev. Biederwolf, Gypsy Smith e 2 vezes pela irmã Falconer.
Billy Sunday, Peder Biederwolf, Gypsy Smith, iki kere de Hemşire Falconer tarafından.
Por fim, escrevo as minhas memórias na edição europeia do "Sunday Time Magazine."
Şimdi de anılarımı "Sunday Time Magazine" in Avrupa baskısı için yazıyorum.
Com os chapéus e jaquetas foleiras, com os rádios e os Sunday Mirror, sempre a queixar-se do chá :
Güneş gözlükleri, garip şapkaları, transistörlü radyoları ve bazeteleriyle, çaydan şikayet ederler :
- É o "Sunday Express"?
The Express mi? Mımm.
A Gazeta de Domingo
Sunday ( Pazar ) Gazetesi
E agora como Elmyr deixa aquela história, e o capítulo chega a coisas mais próximas talvez olhando um pouco para o seu biógrafo. "Prisão?" manchete no Sunday Times de Londres :
Ama şimdilik, Elmyr'i bir kenara bırakalım... ve bize ayrılan sürenin sonuna gelirken... biyografisinin yazarının başındaki işler biraz düzeliyor gibiydi... Hapis veya değil. İşte bu da Sunday Times'ın manşeti :
Bobby Castle será o Nº5, Sunday's Child.
Bobby Castle 5 numaradaki Sunday's Child'ın üzerinde yerini alacak.
Small Virtue é o Nº 4, e Sunday's Child é o Nº 5.
Small Virtue 4 numarada, yanında Sunday's Child 5 numarada.
Na curva, Dolly's Chance à frente junto com Sunday's Child.
İlk dönüşe, Dolly's Chance ile Sunday's Child başa baş girdi.
Sunday's Child e É uma Lady.
Sunday's Child ve She's A Lady.
Sunday's Child tenta segurar o terceiro lugar.
Sunday's Child üçüncü sıraya yerleşemeye çalışıyor.
Sunday's Child é segundo e Perdition terceiro.
Sunday's Child ikinci ve Perdition üçüncü.
Sou o Detective Sunday.
Ben Dedektif Sunday.
Detective Sunday.
Merhaba, Ben Dedektif Sunday.
Ouça, Sr. Sunday...
Bakın Bay Sunday...
Detective Sunday.
Dedektif Sunday.
Não gosto que ande a meter o nariz na minha vida particular, que chateie os meus amigos.
Özel hayatıma burnunuzu sokmanızdan, ve dostlarımı sorgulamanızdan... hoşlanmıyorum Sunday.
Viste o anúncio que fizémos? Não leio o jornal.
Sunday'in manşetini gördün mü?
Deus abençoe a Rachel. Deus abençoe o Sunday.
Tanrım Rachel'i korusun, Tanrım Pazar gününü ve beni de korusun.
O meu nome é Kevin, do Sunday Pictorial.
Adım Kevin. Sunday Pictorial'danım.
Prometeste-me uma crítica... na 1ª página da secção de livros do Sunday Times. Eu sei, Alice, mas ele não muda de ideias.
Harvey bana SundayTimes kitap bölümünde bir inceleme sözü vermiştin.
- Ao menos, o "Sunday Times".
- En azından Sunday Times. - Konuştum.
Por uns tempos fomos um casal simpático nos Sunday Shows.
Bir süre pazar programlarının sevimli çifti olduk.
- Este tipo, Barão Sunday.
- Bu adam, Baron Sunday.
Barão Sunday.
Baron Sunday!
- O Barão Sunday está? - Sim, está.
- Baron Sunday burada mı?
Encontrei-o no avião do Sunday.
Bunu Sunday'in uçağında buldum.
Com o Barão Sunday.
Baron Sunday'i hatırlatıyor.
Bem, apanhei-a no avião do Barão Sunday.
Ben... Onu Baron Sunday'in uçağından aldım.
Trabalha... Trabalhava para o Barão Sunday, o mágico.
Sihirbaz Baron Sunday için çalışıyor...
Se estivermos no mundo dos mortos-vivos, acho que, John Hendricks e Barão Sunday são a mesma pessoa.
Eğer ölülerin ayaklandığı bir dünyada yaşıyorsak ben John Handricks ve Baron Sunday aynı kişilerdir diyorum.
O Air Sunday está prestes a descolar.
Air Sunday havalanmak üzere.
Aperta o cinto, Sunday, vamos iniciar a descida.
Emniyet kemerini bağla Sunday, çünkü inişe geçiyoruz.
O Sunday não podia matar-te.
Sunday seni öldüremezdi.
Este é o Sunday Blues and Jazz, e eu sou o vosso anfitrião, Symphony Sid.
Burası Pazar Blues ve Jazz ve ben de sunucunuz Senfoni Sid.
É preciso ter um lugar para relaxar, ler o New York Times ao domingo.
Aylak aylak dolaşıp Sunday New York Times okuyacağım bir yer gerekiyordu.
A fundação do direito à vida em Illinois... irá jogar a sua partida de softball bi-anual... contra a equipa do condado de Cook... no domingo próximo às 14h.
The greater Illinois Chapter of the Right to Life Foundation... will be holding its biannual soft ball game... against the Cook County... Pro-Choice League next Sunday at2 : 00.
Sim, a chamarei de "Gloomy Sunday".
"Hüzünlü Pazar"
Se intitula "Gloomy Sunday".
"Hüzünlü Pazar"
E há de pôr na etiqueta que "Gloomy Sunday" foi criada aqui.
Ayrıca üzerinde, "Hüzünlü Pazar" ın burada doğduğu yazmalı.
Esta foi "Gloomy Sunday".
"Hüzünlü Pazar" ı dinlediniz.
Sim, "Gloomy Sunday" foi composta aqui.
Evet, "Hüzünlü Pazar" burada bestelendi.
Não se incomode, Sr. Szabo... mas o melhor da noite foi "Gloomy Sunday".
Bay Szabo kızmayın ama,... gecenin en güzel şeyi "Hüzünlü Pazar" dı.
Você é o compositor de "Gloomy Sunday"?
"Hüzünlü Pazar" ın bestecisi siz misiniz?
Estamos em directo do fabuloso hotel e casino Mandalay Bay...
Mandalay Bay Oteli ve Casino'sundayız.
Fiz aquela grande reportagem sobre vocês os dois no "Sunday Magazine."
İkiniz hakkında Sunday Magazine'de kapak haberi yaptım.
O que acha?
Ne düşünüyorsun, Sunday?
Tenho o que fazer em Sunday Creek.
Orada bana bazı bitmemiş iş var.
Vamos, Sunday.
Hadi bugün Pazar.
Vamos, sunday.
İyi geceler.
E vendi ao Sunday Express uma ideia sobre... Desculpe. Soa algo rude...
Sunday Express dergisine sattığım görüşün konusu biraz nezâketsizce ama seksi milletvekilleri.