Translate.vc / portugués → turco / Sweets
Sweets traducir turco
964 traducción paralela
# # Assobios doces, Assobios doces
# # Toot sweets, toot sweets
# # Assobios doces, Assobios doces
# # Toot sweets
# # Os Assobios Doces soam como o que são
# # Toot sweets sound like what they are
E também doces.
Ve sonra Sweets var.
Sweets, encontrei o Dr. King uma vez. - Estás a mentir.
- Dr Martin King ile bir kere karşılaştım.
Eu arrajei da Sweats.
Sweets'den aldım.
[Music Playing] Estou aqui para ver a Sweets.
Sweets'i görmeye geldim.
Uh, perdoem - me. Sweets?
Sweets siz misiniz?
Ouvi dizer que compras-te a peça Sweets hoje.
Bugün Sweets'den bir şeyler aldığını duydum.
No Motel Lua-de-Mel, que ainda é pior que o nome.
Honeymoon Sweets oteli, kulağa hoş geliyor ama durum kötü.
A Sofia foi comer um gelado com o Chip ao Eddie's Sweets.
Sofia, Chip'le beraber Eddie'nin tatlı dükkânından... -... dondurma alıyor.
É a Misa-misa, da Happy Sweets!
O, Misa - misa. Neşeli tatlılardan.
Vamos. Você faz perfis psicológicos. O caso tem 20 anos.
Haydi, Sweets, haydi, bir çok psikolojik profil çıkarttın.
O Sweets diria que um jogo de basebol perdido não é pessoal nem revelador.
Kesinlikle eminim Sweets, beysbol maçını kaybetmenin kişisel ya da kendini açma olmadığını söyleyecek.
O que foi? O senhor é um leitor muito lento, Dr. Sweets.
Çok yavaş bir okuyucusunuz, Dr. Sweets.
Peguei um perfil do assassino com o Sweets.
Sweets, katilin profilini gönderdi.
Quer dizer Dr. Sweets.
Doktor Sweets demek istiyorsun.
Sweets fala que o assassino é definitivamente homem.
Sweets, katilin bir erkek olduğunu söylüyor.
Sweets diz que o assassino trabalha sozinho e tem um emprego respeitável. Na sua vida pública, ele salva as pessoas, não é casado.
Sweets, katilin yalnız çalıştığını ve hatırı sayılır işçi sınıfı bir işi olduğunu normal hayatında, insanları kazanan, bekar biri olduğunu söylüyor.
Você percebeu que Sweets está descrevendo você, certo?
Sweets'in seni tarif ettiğini fark ettin, değil mi?
Sweets tinha razão.
Sweets haklıydı.
Dr. Sweets disse que podemos supor que assassino trabalha para viver.
Doktor Sweets, katilin geçimi için çalıştığını söylüyor.
De certeza que a mamã tem orgulho em si, Sweets.
Mükemmel. Eminim annen seninle gerçekten gurur duyuyordur, Sweets.
Vou continuar a chamar-lhe Sweets.
Seni Sweets diye çağırmaya devam edeceğim.
- Isso é o teste do Dr. Sweets?
- Hey, Doktor Sweets'in verdiği test mi o?
Aposto que o Sweets foi gozado na escola.
Bahse girerim Sweets, okul vasıtasıyla seçildi.
Sweets, eu só posso esperar que um dia você saiba o que é a verdadeira parceria.
Sweets, sadece bir gün gerçek ortaklığın nasıl olduğunu anlayacağını umuyorum.
Bem-vinda ao Balsam Bitter Sweets and Sweets Emporium.
Balsam'ın Acıtatlılar Şekerleme ve Şeker Mağazası'na hoş geldiniz.
E a Balsam Bitter Sweets Taffy and Sweets Emporium nasceu.
Ve Balsam'ın Acıtatlılar Şekerleme ve Şeker Mağazası doğmuştu.
Ele limpou durante horas mas não conseguiu afastar o medo que a batalha com os Balsam Bitter Sweets só se tornaria mórbida.
Saatlerce temizlik yapmasına rağmen,... silip atamadığı Balsam'ın Acıtatlıları ile olan savaşın korkusu yalnızca daha çok şiddetlenecekti.
Temos de voltar à Bitter Sweets.
Acıtatlılar'a tekrar gitmemiz gerek.
Crê-se que inspector sanitário Andrew Brown é o principal suspeito na morte de Billy Balsam, da Balsam Bitter Sweets Taffy and Sweets Emporium.
Sağlık denetmeni Andrew Brown'ın şu anda Balsam'ın Acıtatlılar Şekerleme ve Şeker Mağazası ortağı Billy Balsam'ın cinayetinin bir numaralı şüphelisi olduğuna inanılmakta.
- Uma interacção interpessoal fascinante.
Büyüleyici insanlar arası etkileşim. Dr. Sweets. Ben...
- Dr. Sweets? Caramba...
Tanrım...
Por isso, se tocar nalguma coisa, volta a pô-la exactamente no mesmo sítio.
Eğer bir şeye dokunursan, Sweets, tamamıyla aynı şekilde geri koy.
- Não, não é interessante.
Hayır, ilginç değil, Sweets, çünkü bu bir şaka.
O Sweets tinha razão acerca das rótulas.
Tamam, Sweets, dizkapakları konusunda haklıydı.
- São conjecturas. - Vou chamar o Sweets.
Sweets'i bu davaya alıyorum.
Como é que o facto de eu dizer "não" se transforma na presença do Sweets?
Sweets'in buraya gelmesine nasıl hayır diyebildim?
- Usamo-lo contra o Gormogon.
- Tamamıyla Sweets'in dediğini. Onu, Gormogon'a karşı kullanacağız.
Se ele a quer, vai tentar roubá-la. - Não.
Sweets'in söylediği kadar çok istiyorsa, onu çalmaya çalışacaktır.
Dr. Sweets?
Dr. Sweets?
Sweets, é por causa de respostas como essa que a Ossos odeia a psicologia.
Sweets, görüyor musun, sanki cevaplar tam olarak Bones'un psikolojiden nefret etmesinin sebebi.
- Está bem, obrigado, Sweets.
Evet. Peki.
200000 dólares em empréstimos de estudante, e o puto diz que são "marados".
Teşekkürler, Sweets. 200.000 dolar bursla okumuş ve bize tek söylediği "zırdeli."
- Talvez o Sweets tenha razão.
- Belki Sweets haklıdır.
- E também um psiquiatra, Dr. Lance Sweets, que afirma acreditar que o Sr. Brennan não vai fugir novamente à jurisdição.
Ayrıca psikiyatrist, Dr. Lance Sweets Bay Brennan'ın yetki alanından tekrar kaçmayacağına inandığını söyledi.
Sou o General Mariot Sweets.
Ben General Mariot Sweets.
Dr. Sweets.
Doktor Sweets ya da Lance...
Tenho de ir, Sweets. Recebi a chamada.
Gitmeliyiz, Sweets.
O Sweets tem razão.
Booth, Sweets haklıydı.