Translate.vc / portugués → turco / Terror
Terror traducir turco
2,576 traducción paralela
"Não temerás o terror da noite nem da seta que voa de dia."
"Ne gecenin dehşetinden korkarsın, Ne gündüz uçan oktan"
"A excepcional combinação de amor e terror que lá se vive, pelos vistos activa uma reacção cortical."
Sevgi ve şiddetin eşsiz birleşimi beyin kabuğunda bir reaksiyon tetikliyor olabilir. "
A excepcional combinação de amor e terror activa uma reacção cortical, que poderá ser a chave para a sua travessia.
Sevgi ve şiddetin eşsiz birleşimi beyin kabuğunda bir reaksiyon tetikliyor. Bu da karşıya geçişin anahtarı olabilir.
Boa, agora o cabelo de terror.
Şimdi de korku saçı çıktı.
Não, acredite em mim. Seria um terror.
Hayır, inanın hiç hoş olmaz.
Alarmes, guardas, instala-se o terror. Vê se estás atenta.
Alarmlar, muhafızlar terör saltanatı beliriverir, bize yetişmeye çalışsan.
Passei metade da minha vida profissional num maldito terror.
Profesyonel hayatımın yarısını sefil bir hâlde, dehşet içinde geçirdim!
É burra, má, porta-se como um cão raivoso, esta mulher é um terror.
Bir köpek gibi aptal ve kaba. Kadın acı çekiyor
Se não te excitas a ler revistas de terror, eu sou a Britney Spears.
"Fangoria" yı okurken azmıyorsan, ben de Britney Spears'ım.
Nenhum terror profundo me pode comer por dentro.
Artık hiçbir keskin korku beni içten içe kemiremez.
"Terror profundo"?
- Keskin korku mu?
Nenhum terror profundo me pode comer por dentro.
- Plan sorunsuz. Artık hiçbir keskin korku beni içten içe kemiremez.
Que histórias de terror te contaram?
Sana hangi korkunç hikayeleri anlattılar?
"Nada além de um sentimento de terror negro constante."
Ebedi korkudan başka hissettiğim hiçbir şey yok. "
O controle remoto para as minhas armas de terror.
Terör silahlarımın uzaktan kumandası.
Sete minutos de puro terror em montanha russa.
7 dakika boyunca hız treninin dehşetini yaşayacağız.
Sim, não importa quem somos, todos vivemos momentos de terror...
Ne kadar güvende olduğumuza bağlı olmaksızın, hepimiz korku dolu anlar geçiririz...
Ele irá procurar a vossa nave para escapar do nosso isolamento e semear o terror por todo o universo.
Tecridimizden kaçmak ve evrene korku salmak için geminizin peşine düşecektir.
Fui sempre viciado em luta livre e monstros, sabe, fazia concursos de Kung Fu no meu quintal, convidava os meus amigos, se fosse o aniversário de alguém, batíamos uns nos outros e depois íamos para dentro nos assustar com filmes de terror.
Arka bahçemi Kung Fu turnuvaları yapmak için kullandım her yerden arkadaşlarım gelirdi ve birbirimizi döverdik sonra canavar filmleri izlemek için, içeri geçer birbirimizi saçma sapan korkuturduk. Şunu sormama izin ver.
Agora, precisamos de um nome apropriado para você. Que instalará o terror nos corações dos seus adversários.
Rakiplerinin kalbine korku salacak sana uygun bir isim seçecek olsak.
Quem caminha numa estrada solitária, caminha com medo e em terror.
Issız yolda ilerleyen biri gibi korku ve dehşet içinde yürüyün.
Primeiro, saindo da cripta de pedra, é um mestre de terror gótico, o campeão da reanimação e maldição, a invicta lenda do passado, Frankenstein.
İlk olarak taş mahzenden dövüşmeye gelen gotik devlerin yenilmez büyük efendisi. Hayata döndürülen şampiyonların hükümdarı ve sonsuza kadar lanetli. Baharın yenilmez efsanesi Frankenştayn.
Acham que ainda incutiríamos terror nos corações dos homens? Diz-lhes, Gancho.
Hala insanlara korku salabileceğimizi mi sanıyorsunuz?
Olha Ed, acabei por desligar o telefone à Unidade Anti-Terror.
Ed! Az önce, Terörle Mücadele aradı.
Sim, isto sendo o último grito e a melhor coisa para soltar o terror, o sangue, as mamas!
Aynen, finaldeki şey şimdiye kadarkiler içinde terörü, kanı ve memeleri ortaya çıkaranların en iyisi.
Este filme foi produzido especificamente para realçar o efeito de puro terror na audiência até uma completa e total imersão sensorial às imagens do ecrã, usando a última tecnologia cinematográfica.
Bu film özellikle hedef kitleye katıksız terör etkisini vermek tamamen duyusal toplanmayı ekrana odaklamak için en son sinematik teknoloji ile üretildi.
Terror do caraças, onde estavas tu quando aquele bastardo me bateu? Aprende a fazer fita!
David biliyordu
Jess, temos uma ave do terror e outra anomalia, numa despensa.
Jess, bir depoda antik kuşumuz ve yeni bir anomalimiz var. Ben sadece ilk anomaliyi kaydedebiliyorum. Emin misiniz?
Ouve, era só eu e aqueles pássaros terror durante 6 meses.
Altı aydır şu antik kuşlarla başbaşayım.
Mas ele está em recuperação, e não vai demorar muito que este tirano esteja pronto para espalhar o terror pela floresta mais uma vez.
Ama iyileşme sürecinde, o yüzden bu zorbanın ormanda yeniden terör estirmesi çok uzun sürmeyecek.
- Esses calções são um filme de terror!
Kot şortların korku filmi resmen.
- Não, não, faço... quando não tenho mais nada a dizer e o terror do silêncio faz-me ficar inseguro.
- Hayır, hayır, yapıyorum, çünkü söylenecek başka bir şey kalmadığında ve bir şeyler söyleme arasında geçen sessizlik beni dehşete düşürdüğünden.
Ele é apaixonado por filmes de terror antigos.
Eski korku filmleri onun tutkusu.
O desgraçado do Richards coxeou até uma casa do terror, mas não o viu.
Zavallı Richard, korkunç bir sona doğru gidiyordu ve bunun farkında bile değildi.
Se era uma casa do terror, foi a casa que criou.
Sonu korkunç oldu ama o sonu sen hazırladın.
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ BIBLIA DO HOMEM BRANCO... vingança sem piedade e ódio profundo bombardear todos os emiratos e o seu terror...
Protokol 9... Acımasız intikam ve derin nefreti Emirlikleri ve tüm teröristleri bombaladı...
Os filmes de terror do futuro serão a nossa sociedade... a forma como não funcionou e a política... fará parte de um filme de terror.
Toplumumuz gelecek hakkında yapılan korku filmlerindeki gibi olacak bu sistemin çalışmaması ve politika korku filmlerinin bir parçası olacaktır.
Estava a pensar na corrente das chaves da Tiffany, mas uma vez que ambos adoramos filmes de terror achei que isto faria mais sentido.
Tiffany'den anahtarlık almayı düşünüyordum ama ikimiz de korku filmlerini sevdiğimiz için bunun daha anlamlı olacağını düşündüm.
Temos de pôr um fim ao reinado de terror dela.
Bu kadının terörü sona ermeli.
Eu já vi uma coisa assim uma vez num filme de terror...
Böyle bir şeyi bir keresinde bir korku filminde görmüştüm.
No caso do meu pai, ela inspirava terror.
Babamın itibarı dehşetten geliyor.
Até agora raiva, traição, terror e tristeza.
Şimdilik kızgınlık, ihanet, dehşet ve mutsuzluk.
Chamavam-lhe o "Terror de Londres", e sabe o que o assustava?
Ona Londra'nın dehşeti dediler, onu korkunç yapan neydi biliyor musun?
Vou acabar com o reino de terror dele à moda antiga.
Onun korku krallığını eski yöntemle kökten kazıyacağım.
Esta Nikita aparentemente atraiu um jovem analista ambicioso em Langley levando-o a acreditar que a caixa contém uma conspiração para uma operação de terror doméstico chamada "Sparrow".
Sadece içine iyi yerleştirilmiş bir gaz. Nikita, görünüşe göre Langley'de kendine bir arkadaş bulmuş kutunun içinde Atmaca diye bir bilgi olduğuna inanan birisi.
Terror clássico.
Klasik korku ahbap.
- Disse "terror profundo"?
- Keskin korku mu dedim?
- Disseste "terror profundo".
- Keskin korku dedin.
Quer dizer, O Terror.
- Hayır, onun adı "terör" idi.
É verdade que sou um terror.
İntikam.
Não, talvez deva tentar ultrapassar... o terror que sinto neste momento.
- İstersen konuşayım. - Yok, hissettiğim korkuyu atlatmaya çalışayım en iyisi.