Translate.vc / portugués → turco / Threshold
Threshold traducir turco
89 traducción paralela
Ligua-me se achares alguma coisa.
Karşımızdakinin gelişmesini engellemek, Threshold Prensipleri'nin en önemlisidir.
Fenway conseguiu um progresso significante. Está a conseguir algo...
- Threshold en iyisine lâyık.
O seu plano do Threshold cobre esta situação? Vamos montar uma rede que capta informações para monitorar todas as saídas de médias e frequências de emergências em âmbito naiconal. Sim.
Threshold planın bu durumları da kapsıyor mu?
Então se vamos seguir o plano Threshold de evitar pânico em massa, todos deveremos abrir mais o nosso campo de funções.
Yani, Threshold Planı'nı kitlesel panik olmaksızın sorgusuz yürüteceksek hepimiz meslek tanımlarımızı genişletmeliyiz.
CENTRO DE COMANDO DO THRESHOLD WASHINGTON, D.C. A mulher no banco, Christine Polchek.
Bankadaki kadının, yani Christine Polchek'in kim olduğunu biliyor musun?
- Sim. Eu actualizei-o nesta manhã sobre o Threshold, dei-lhe a ele acesso total.
Ona bu sabah Threshold hakkında bilgi ve erişim yetkisi verdim.
Já deixaste um belo rombo na conta do Threshold.
Threshold'da çalışmaya başladığından beri borçlarının hızla biriktiğinin farkındayım.
Empacote todo o lixo e envie de volta ao Threshold. Termine as coisas.
Bütün çöpleri toplayın ve Threshold'a gönderin.
O Threshold será notificado imediatamente se um dos exames der positivo.
Olumlu bir sonuç gelirse, Threshold'un hemen haberi olacak.
Seriam transferidos para um operador da Divisão de Operações Especiais, que fica no terceiro andar do Threshold.
- Threshold'un üçüncü katında bulunan Özel Operasyonlar Birimindeki bir operatöre bağlanırlar.
Tente conseguir um helicóptero até Fenway chegar aqui.
Hemen bir tıbbi helikopter çağırın ve Fenway'ye buraya gelmesini söyleyin. Onu Threshold'a götüreceğim.
O general de mais alta patente que sabe do Threshold, General Webber, certo?
Threshold yetkileri olan en yüksek rütbeli asker, General Webber mı? - Evet.
Os seus protocolos Threshold incluem terapia de stress como parte do plano.
Threshold protokollerinde stres tedavisi planı var. Bence bu planı devreye sokmanın zamanı.
Está a tentar infectar a nossa comida.
Bana Threshold'u anlat.
Conte-me sobre o Threshold.
Bizi durdurma planınızdan haberdarız Dr. Caffrey.
O subsecretário tem passe livre no Threshold.
Müsteşarın Threshold yetkileri var.
Não é tua culpa. Completaste o plano Threshold em março de 2001, antes do 11 de setembro, quando o DSN ainda não existia.
Threshold planını Mart 2001'de, yani İç Güvenlik Bakanlığını kurulmasından önce hazırlamış olman senin suçun değil.
- Devolve-o para o Threshold... - Acho que não.
- Park'ı Threshold'a teslim...
Devolveremos Park ao Threshold quando acabarmos com ele.
Onunla işimiz biter bitmez Park'ı Threshold'a teslim ederiz.
Arriscaria expor o Threhsold.
Threshold açığa çıkabilir.
- Obrigado por preocupar-se.
- Threshold'un sana ihtiyacı var. Diplomasi yolunu denedik.
Tentei adverti-los sobre a força de Park sem revelar a missão do Threshold.
Onlara, Threshold'u açığa çıkarmadan Park'ın gücünü açıklamaya çalıştım. Anlıyorum.
Al Qaeda, hein?
- Threshold'un dışında bu olayı bilen herkes bir tehdittir. - El Kaide mi?
Caffrey, você escreveu o protocolo Threshold.
Caftrey, Threshold protokollerini sen yazdın.
Tudo foi empacotado e vai ser levado para o Threshold para análise.
Her şey paketlendi ve analiz için Threshold'a götürülmeye hazır.
Vamos precisar que levem os três corpos para o Threshold.
Üç cesedin de Threshold'a götürülmesi gerek.
Para o plano detalhadamente maníaco Threshold, uma das estratégias para manter nosso disfarce, é não receber comida de um mesmo restaurante duas vezes em três meses.
Gizli kalma stratejisine göre,.. ... aynı restorandan üç ay içinde iki kere sipariş veremezmişiz.
Molly Caffrey do Instituto Blackwood está liderando uma pesquisa médica sobre imunidade genética em adolescentes para um programa chamado... Threshold.
Blackwood Enstitüsü'nden Molly Caffrey, büyüme çağındaki çocuklar için genetik bağışıklığın geliştirilmeye çalışıldığı, Threshold adlı bir tıbbı araştırma programına öncülük ediyor.
Considerando que Dra. Caffrey é um queridinha da administração, dizem que Threshold pode ser uma forma de o Presidente deixar um legado humanitário : uma arma militar que não cause danos a crianças.
Dr. Caffrey'nin bu hükümette çok sevildiği göz önünde bulundurulursa kulislerde, Başkan'ın iyi bir siyası miras bırakmak için çocuklara zarar vermeyen bir askeri silah yaratılması için Threshold'a onay verdiği konuşuluyor.
Os fundos do Threshold foi o marco do ano na conta de apropriações militares.
Threshold'un ödeneği askeriyenin, meclisten çıkardığı ödenekten ayrıldı.
O projeto Threshold é uma operação altamente secreta. Como participante do Comitê de Apropriações, estou legalmente obrigado a ver cada apropriação, cada despesa que passa por meu comitê, incluindo operações secretas. Não importa, Andrea.
Threshold çok gizli bir operasyon.
Posso assegurá-lo... que Threshold não é um museu de animais. Isso não é o suficiente, J.T.
Threshold'un bir büyükbaş hayvan müzesi olmadığını temin ederim.
Posso prometer nunca mais publicar nada sobre seu projeto Threshold se me der uma exclusiva.
Bana özel bir röportaj verirseniz, Threshold projesiyle ilgili başka bir haber yapmayacağıma söz veriyorum.
Sua fonte disse que o Threshold era um programa de armas?
Haber kaynağın bunun bir silah geliştirme programı olduğunu mu söyledi? - Hayır.
Dra. Caffrey, a maioria das coisas acontecendo já foram publicadas, mas o Threshold é uma das três que são secretas.
Dr. Caffrey, ortaya koyduğunuz planlarınızdan neredeyse hepsi yayınladı. Ama Threshold, gizli tutulan üç tanesinden biri.
Eu coloquei como um confidente do Threshold.
- Ona Threshold yetkileri verdim.
Acho que insultar o senador é parte do plano Threshold.
- Threshold planında, senatörlere hakaret etmekle ilgili kısmı okumamışım.
Alguém anda falando com uma repórter sobre o Threshold.
Biri, Threshold'la ilgili bir muhabirle konuşuyor.
CENTRO DE COMANDO DO THRESHOLD WASHINGTON, D.F.
Çoğu günüm, laboratuardaki test tüpleri ve hücre kültürleriyle sohbet ederek geçer.
Seriam transferidos para um operador da Divisão de Operações Especiais, que fica no terceiro andar do Threshold. - Protocolos de Caffrey? - Sim.
Sen o değilsin.
- Viu isto? - Sim, senhor.
Sadece Threshold'dan birinin içindekileri topluma yaymasına göz yumamayız.
Vou levá-la ao Threshold.
Gözümün önünde vuruldu.
O general de mais alta patente que sabe do Threshold, General Webber, certo?
Lucas'ı yakaladı.
O mesmo aqui.
Onu Threshold'a geri götürelim ve elimizdeki her teste sokalım.
Há uma ambulância de prontidão para levá-la para o Threshold.
Onu Threshold'a götürmeyi bekleyen bir ambulans var dışarıda.
- Threshold precisa de si.
Kaba kuvvet de bir seçenek değil.
Quero agradecer-lhe. Gostamos de ajudar, senhor.
Daniel Park'ın Threshold'e naklini istiyorum.
Gostaria de pedir a transferência de Daniel Park para o Threshold.
Ne yazık ki Park'ın durumunda bir değişiklik oldu.
Todas as pessoas de fora que saibam sobre o Threshold, são uma ameaça em potencial. Tolice.
- Uydurma.
O que está falando?
- Manyaklık derecesindeki faşist Threshold planı yüzünden. - Ne oldu?
Threshold.
Threshold, M. Caffrey :