Translate.vc / portugués → turco / Tranqüila
Tranqüila traducir turco
100 traducción paralela
Deveria me vender e viver tranqüila o resto de sua vida.
Beni ihbar edip hayatının sonuna kadar rahat yaşamalısın.
comportou-se muito bem. Tranqüila.
Ama artık bitmişti.Mükemmeldi.
Uma hora tranqüila e segura.
Uygun bir zaman.
Não me importo de tomar um pouco. Sabe, eu estava planejando uma noite tranqüila, em casa mas quando HiIdy ligou dizendo que a Marinha estava aflita, vim correndo.
Evde sakin bir akşam planlıyordum ama Hildy arayıp Bahriye sıkıntıda deyince uçarak geldim.
A vida muito tranqüila...
Tembel papatyanın yanında
- Por favor, me deixe tranqüila.
Lütfen beni yalnız bırak, lütfen.
Adorarei-a. É tímida e doce. Tranqüila, educada e caseira.
O gerçekten utangaç, sessiz, kibar ve evine düşkün bir kızdır.
Além disso, quem tem a consciência tranqüila... não pode ter medo!
Hem vicdanı rahat olanın korkacak bir şeyi olmaz!
Aos olhos de uma multidão tranqüila,... invisível.
Sakin bir kalabalığın gözünde görünmez oluyor.
Diverte-te, mas não chegue muito tarde. Tá, tranqüila.
- Keyfine bak ama çok geç kalma
Felizmente, parece que leva uma vida tranqüila.
Biliyorum. Neyse ki çok sessiz bir hayat sürüyor gibi.
De acordo, tranqüila não há pressa.
Acele etmene gerek yok.
Eu nâo porque nunca mexi com a política, Tenho a consciência muito tranqüila.
Siyasetle hiçbir ilgim olmadı. Vicdanım temiz.
Bom, eu nâo sei se o diziam ou nâo, eu tenho a consciência muito tranqüila.
Evet ama içlerinde adam gibi çok az insan var.
Olha, fique tranqüila! Pare com isso!
Sen ne diye buraya geldin?
Minha vida é tranqüila.
Sakin bir hayatım var.
Uma vida tranqüila, porque tento esquecer.
Sakin bir hayat... Unutmaya çalışıyorum.
Agora estou tranqüila.
Kendime geldim.
Tranqüila.
Sinirlenme.
Você é tão linda e tranqüila... você até parece morta.
O kadar güzel ve huzurlu görünüyorsun ki... bir an öldüğünü sandım.
Eu espero que esta seja uma missão tranqüila.
Sanırım güzel bir gün geçireceğiz.
Uma rua tranqüila, mas em pleno centro de Petrogrado.
Petrograd'ın göbeğindesin ama sokak ne kadar sessiz.
como quando se vislumbra em um lago o reflexo de uma planta d'água, não tranqüila, senão agitada pela água,
Tıpkı havuzdaki bir nilüferin yansıması gibi. Sessizce değil, ama denizdeki dalgalarla titreyen.
Estava acostumado ao espaço e à vida tranqüila do campo... e, agora, me via no coração de Londres, em plena era vitoriana.
Taşranın geniş ve huzurlu arazilerinde yaşamaya alışık olan ben, şimdi Viktorya döneminin doruğunda, Londra'nın kalbindeydim.
Assim ela não nos incomodará, e ficará tranqüila.
O zaman bizi rahatsız etmez. Aynı zamanda sakinleşir.
Não queria dar uma sentença no caso do meu marido. Mas não quero que fique com a consciência tranqüila.
Kocamın ölümünü söylemekten kaçındın ama temiz bir vicdanın yok.
Ela deve aprender a estar mais tranqüila e você deve aprender a ajudá-la nisso.
Ağırdan almasını öğrenmesi gerekecek ve ona bu konuda yardımcı olmalısın.
Tranqüila, Bette.
Sakin ol, Bette.
E terá uma viagem muito tranqüila.
Pürüzsüz olmalı.
Somos apenas três solteironas gentis e idosas. Passando uma noite tranqüila em casa.
Biz, sessiz bir akşam geçiren,... üç yaşlı bayanız!
Fique tranqüila.
İyi olacaksın.
Agora, adeus para sempre à mente tranqüila!
Hoşça kal dingin kafa!
- Tua vigília foi tranqüila?
- Bir şey olmadı ya nöbetinde?
Calma, é uma vizinhança tranqüila.
Sakin ol Niles, bu mahalle iyidir.
Menos agitada, mais tranqüila.
Biraz daha sessiz, eğlencesi biraz farklı.
Contudo, digo-te francamente que, quando regressar da cura, ela vai para Yergushovo para ter uma vida tranqüila no campo.
simdi beni dinle. Klinikten döndükten sonra kir evine gidecek. Huzur içinde dinlenmek için.
Minhas mãos estão podas e minha consciência tranqüila.
Ellerimde, vicdanımda rahat.
Em vista de provas recentes, não posso com a consciência tranqüila, utilizar técnicas que foram derivadas de práticas tão inumanas.
Kanıtların ışığında, İnsanlar üzerinde yapılan deneylerden faydalanarak, vicdanımı rahatlatamam.
Com a consciência tranqüila? Que tal o bem estar de sua tripulação?
Vicdan mı?
Vai parecer uma morte muito tranqüila.
Çok huzurlu bir ölüm gibi gelecek.
A acusação contra Bob Barrenger... o astro de "O Velho Moinho"... que seria filmado nessa pitoresca e tranqüila...
Bob Barrenger hakkındaki suçlamalar. Bob Barrenger, pitoresk ve sakin bir yer olan burada çekimi başlamak üzere olan "The Old Mill" `in yıldızı- - ya da eskiden sakin bir yer olan demeliyiz- -
Por isso é que penso na luz fria e tranqüila do dia... que tu e eu temos de pensar intensamente... se realmente queres continuar aqui no Outpost Bankers Trust
Gerçekten bundan sonra... Outpost Banker's Trust'ta... birlikte çalışabileceğimizi sanmıyorum.
Fique tranqüila.
Kendini zorlama.
Ele quer uma vida tranqüila.
Sessiz bir hayat sürmek istiyor.
Noite tranqüila?
Gece sakin miydi?
Se considerar duas brigas e uma penetração anal como tranqüila, sim.
Bir anal seks vakasini ve iki kavgayi saymazsan, oldukça sakindi.
Emir, posso ficar tranqüila, você não vai contar?
Emir sana güveniyorum.
Tranqüila, Kerry. Guardarei-te o segredo.
Hastanın ameliyathane kabul edilmesinde gecikme oldu mu?
Tranqüila.
Gevşe.
Tranqüila.
Beni kontrole geldiysen gerçekten çok hos bir davranis ama sanirim her sey yoluna girecek.
Está bem, fique tranqüila.
Tamam.