English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Transístor

Transístor traducir turco

35 traducción paralela
Rebenta um transístor, queima um condensador.
Bir transistör patlar, bir kondansatör yanar.
- Leva um transístor do serviço.
- Görev başında radyo dinlemek de öyle.
Acontece que esta manhã parei para comprar um novo transístor para o meu aparelho auditivo.
Haliyle bu sabah işitme cihazım için yeni bir transistör almak için durdum.
Bem, se assim foi, é surpreendente que no local de impacte, não se tenha encontrado uma peça, nem um pequeno transístor, dessa nave espacial que caiu...!
Eh, eğer öyleyse çarpışma alanında, düşen uzay gemisine ait hiçbir parça küçücük bir transistör bile bulunamaması oldukça ilginç.
A um polícia soviético isto parecerá um transístor barato.
Herhangi bir Sovyet polisi bunu ucuz bir transistör sanır.
Parece o transístor de alimentação, Director Baranovich.
Enerji transistörü galiba, Yoldaş Müdür Baranovich.
Quero que descubram os engenheiros que desenharam cada botão, circuito, transístor e lâmpada naquela nave.
Her bir düğmeyi, devreyi, transistoru ve ampulü tasarlayan mühendisi bulmanızı istiyorum.
Apanha-se em qualquer transístor.
Herhangi bir radyo alıcısından belirleyebilirsiniz.
Tens um rádio transístor, ou tens um daqueles grandes sistemas de som?
Transistörlü bir radyo mu yoksa o büyük ses sistemlerinden biri mi?
Puxa, Mary Sue. Por que não me emprestas o teu transístor?
Aman be, Mary Sue, neden radyonu vermiyorsun?
Se empilharmos muitos sistemas eletrônicos em cima uns dos outros, mais tarde ou mais cedo haverá um transístor avariado ou um retificador danificado e vai-se tudo abaixo.
Bütün bu sistemleri üst üste yığarsanız... er ya da geç ya bir transistor... ya da bir doğrultmaç bozulur ve bütün sistem çöker.
É um transístor. Notícias velhas, do ano passado.
Gizli transistör saçmalığı, bu geçen sene bile bayat haberdi.
Ele reconheceu algo que parecia ser... um transístor.
Ve bir transistora çok benzeyen bir şey fark etti.
- Um transístor.
- Aldığım transistör.
Ele quase entrou em falência, então um dia, ele pôs a Srta. Transístor na capa.
Neredeyse iflas ediyordu, ve bir gün kapağa Miss Transistor'ü koydu.
O transístor!
Transistorlar.
Ele usou a rede ciber-cerebral formada pelos velhotes como um transístor para a sua própria consciência. Só um burocrata arrogante para se lembrar disso.
Adamın yaşlıların siberbeyinlerini tanımlamak için kullandığı mecaz seçimi "transistörler" di... değil mi?
Precisamos de um transístor para o rádio deles.
Telsizimiz için bir transistöre ihtiyacımız var.
Isso tem um transístor, um condensador e resistores.
Bir transistör, bir kapasitör ve bir rezistans var.
Como podem ver, a unidade básica do Dr. Kearns consiste num condensador, num resistor variável e num transístor.
Gördüğünüz gibi Dr.Kearns'ün temel temel sistemi bir kapasitör bir değişken rezistans ve bir transistörden oluşmuş.
O Sr. Kearns inventou o transístor?
Bay Kearns transistörü icat etti mi?
Fixe, trouxeste o teu rádio transístor?
Hey, transistorlu radyonu mu getirdin? İyiymiş.
Cate, tu parecia que tinhas um rádio transístor a sair da tua boca.
Cate, ağzında taşınabilir radyo var gibi görünüyordun.
"O Bobby diz que sabe que não merece um rádio da Heathkit por ter deixado aberto o congelador da garagem, mas o Pai Natal podia escolher entre uma bicicleta, uma pressão de ar melhor, um despertador, um rádio transístor, uma bateria e uma bicicleta." Eu é que deixei o congelador aberto.
- " Bobby, garajdaki dondurucuyu açık bıraktığı için kulaklık radyoyu hak etmediğini ama Noel Baba'nın bisiklet, daha iyi bir mantar tabancası radyolu saat, transistörlü radyo, bateri veya bisiklet alabileceğini söylüyor.
E... compra singles dos Beatles para ela e também um rádio transístor para ele.
Sally'e birkaç Beatles plağıyla oğlana transistörlü radyo da al.
O transístor principal é inserido na parte de trás do pescoço, com um borne de ambos os lados da espinha do utilizador.
Primer transistör sivri uçlarıyla birlikte boynun arkasına girecek.
O teu transístor está a dar chocolate.
Bacımatik çikolata veriyor.
Vamos para ali... e se me ganhares, compro-te o transístor que quiseres.
Oraya çıkarız sen beni yenersen, istediğin boombox'ı alırım.
Vendi gelados um Verão inteiro para comprar aquele transístor!
O boombox'ı alabilmek için tüm yaz dondurma satmıştım!
Este rapaz não sabe o que é um fonógrafo, um disco de 45 rpm, um rádio transístor.
Çocuk fonografın, bir 45'liğin, transistorlu radyonun ne olduğunu bilmiyor.
A ouvirem no vosso transístor as músicas do Al Jolson.
Transistörlü radyoda caz dinlemişsinizdir.
- É claro que sei quem ele é. É o pai do transístor de heteroestrutura, obrigado.
Yok yahu, elbette biliyorum kim olduğunu Heterostructure iletkenlerin babasıdır, çok teşekkürler yani.
Alguma coisa deve ter corrido mal com a frequência, - ou o transístor...
- Frekansla veya F-6 diyotuyla alakalı bir sorun ol- -
o que constitui um cereal, o telescópio Hubble, variedades de orquídeas, o nascimento do transístor...
Hubble Uzay Teleskopu, Orkide Şarabı iletkenlerin doğuşu. - 8 dakikamız var sadece.
Vou precisar de um transístor bipolar de junção, um condensador de nióbio e uma resistência de chumbo.
Bir çift kutup yüzeyli transistorla bir niyobyum kapasitörüne ve bir kurşun karbon rezistansına ihtiyacım olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]