Translate.vc / portugués → turco / Tribune
Tribune traducir turco
192 traducción paralela
O Tribune diz que fui atingido duas vezes.
Tribune'de iki kurşun yediğim yazıyor.
Como é que se chama? - Bessinger do Tribune.
- Bensinger, The Tribune'den.
Inclui imediatamente o Sr. Bessinger no quadro de pessoal.
Bay Bensinger'ı kadroya al. The Tribune'de ne alıyorsun?
Quanto é que lhe pagam no Tribune?
- 75 dolar.
Uma frase muito bonita. Reserve-a para os seus discursos.
Nutukları The Tribune'e sakla.
- Lampe, do "New York Herald Tribune".
Lampe, "New York Herald Tribune".
- O "The Times" e o "Tribune". - Obrigado, Larry.
- İşte The Times ve Tribune.
O Herald Tribune trouxe um correspondente sueco.
Herald Tribune İsveç'ten bir muhabir getirtmiş.
Homens do The Times, The Tribune, Daily News e muitos outros.
The Times, The Tribune, Daily News ve diğerlerinden gelenler oldu.
O New York Herald Tribune!
New York Herald Tribune!
Olhem, o Wolf City Tribune de há dois dias.
Bakın, bu iki gün önceki Wolf City Tribune.
Herald Tribune.
Anlıyorum. Herald Tribune!
New York Herald Tribune.
New York Herald Tribune!
Eh! Se faz favor.
Herald Tribune!
"Tribune".
Kürsü.
Mas não lhe permite usar a prisão do Knight como notícia sensacionalista no "Tribune".
Ama sana Knight'ın tutuklanmasını kürsüye taşıma hakkını tanımayacak.
Num artigo publicado hoje pelo jornal Tribune, o realizador Peter Swan e outras pessoas do Hotel Satanás andavam a participar num bizarro "Jogo da Morte".
Bugünkü Tribune'de yayınlanan bir haberde yönetmen Peter Swan ve Hotel Şeytan filminin ekibinin "Ölüm Havuzu" adında bir oyun oynadıkları belirtildi.
O Chicago Tribune diz que você esteve na guerra Boer.
Chicago Tribune'de Boer Savaşı'nda yer aldığın yazıyordu.
Um dos nossos fatos, teve grande cobertura no Herald Tribune.
Takımlarımızdan birisi, Herald firması tarafından çok beğenildi.
"Chicago Tribune", "New Yorker"!
Yazıyor! Yazıyor!
Sou Peggy Brandt da'Tribuna'.
Ben Peggy Brandt, Tribune gazetesinden.
Charlotte Tribune.
Charlotte Tribune.
- Charlotte Tribune.
- Charlotte Tribune.
Era de esperar que o Peter anunciasse o noivado no "Tribune".
Peter evlenecek olursa bunu Tribune'da ilan ederdi.
O Trib chamou-lhe "Uma obra-prima do engenho eléctrico."
Tribune "Bir elektriksel tasarım şaheseri." diye yazdı.
Queres ler a notícia sobre a convenção no Chicago Tribune?
Chicago Tribune'deki kongre haberlerini okumak ister misin?
O Tio é dono do Tribune?
Amcası Tribune'ün sahibi?
- Veio no Tribune?
- Tribune'de mi yazıyordu?
Trabalho para o South African Tribune.
Güney Afrika gazetesi için çalışıyorum.
Quem Sou Eu, Christine, South African Tribune.
Kimim Ben? , Ben Christine, Güney Afrika gazetesi.Hatırladınmı?
É do Trib.
Tribune.
Bob. É a Theresa do Tribune.
Bob, Tribune'dan Theresa arıyor.
Por que escreves historias da cidade no Oakland Tribune?
Peki neden Oakland Tribune'da metro öyküleri yazıyorsun?
A sua namorada do Tribune, a Michelle Ziegler, chega às 16h.
Tribune'den kızarkadaşın Michelle Ziegler, 4'te burada olacak.
Sim. Sou reporter do Oakland Tribune.
Evet, Oakland Tribune için çalışıyorum.
Fala Steve Everett, sou reporter do Oakland Tribune.
Ben Steve Everett. Oakland Tribune'dan bir gazeteciyim.
Fala Steve Everett do Oakland Tribune.
Ben Oakland Tribune'dan Steve Everett.
Sr. Porterhouse, fala Steve Everett do Oakland Tribune.
Bay Porterhouse. Ben Oakland Tribune'dan Steve Everett.
Fala Donaldson do Tribune.
Ben, Tribune'dan Donaldson.
Fala o Donaldson, do Tribune.
Ben Tribune'den Donaldson.
Sou reporter do Tribune.
Tribune'dan muhabirim.
Mas uma vez que o Trib fez um artigo sobre o mesmo assunto só que melhor, estás despedido.
Ancak Tribune de aynı konu hakkında... bir araştırma yapmış. Üstelik daha iyi. Kovuldun.
Estou assombrado porque tenho aqui uma repórter... disfarçada por aqui há 3 semanas. E tenho que ler isto na "A Tribuna".
Dehşete düştüm çünkü üç haftadır orada olan bir gizli muhabirim var ve bu haberi Tribune'de okumak zorunda kalıyorum.
Viste aquilo no Tribune sobre a inauguração?
Gazetedeki anma töreni ile ilgili yazıyı okudun mu?
Bom, quero enviar um fax à Direcção antes do meio-dia, com o anúncio a publicar no USA Today, New York Times,
Tamam, haydi şu işi bitirelim, anlaştık mı? Öğleden sonra kurula bir kopya göndermek istiyorum. USA Today, New York Times, Chicago Tribune, L.A. Times.
Diz-me que não estamos fechados.
Chicago Tribune'den duydum, Peter. Travmayı kapatmadığımızı söyle.
Disse que manhã o Tribune tiraria a nota de que Mark serve cadeia perpétua por homicídio e que se tinha comentários.
Yarın Tribune ağabeyinin cinayet yüzünden aldığı müebbet hapsi yazacağını söyledi ve bir yorumun olup olmayacağını sordu.
Do Tribune.
- The Tribune?
- Tribune.
- Tribune.
Chicago Tribune, L.A. Times...
Tamam, haydi gidelim.
Faz-me tão bem ter-vos a todos nesta mesa, especialmente os meus filhos, o meu lindo filho, que agora é um advogado de luxo, e a minha filha, que é a mais importante do New York Tribune.
- Kutlu olsun. - Kutlu olsun. - Hepinizi burada, masada görmek çok güzel.