Translate.vc / portugués → turco / Underdog
Underdog traducir turco
59 traducción paralela
Moon jar Flackmans e o Club Ming Underground... orgulhosamente apresenta The Bleek Quintet!
Moe ve Joe Flatbush ve Beneath the Underdog dinleme zevkiniz için gururla sunar. Bleek Quintet!
O Underdog escapou!
Underdog kaçtı!
A virilha do Underdog, a orelha esquerda do Bart Simpson e canela direita, a testa do dono do Garfield, o John.
Underdog'un kasıklarından, Bart Simpson'ın sol kulağı ve sağ bacağından Garfield'in sahibi John'un alnından.
"Quem era a voz do Underdog?"
"Underdog'un seslendirmesini kim yaptı?"
É a voz do Underdog.
Underdog'un seslendirmesini o yaptı.
Mas, foram impedidos por mim, o maior super-herói de todos os tempos : Underdog!
Ama her defasında benim, gelmiş geçmiş en iyi süper kahraman olan Underdog tarafından engellendiler!
Somos sempre o underdog.
Biz hep haksızlığa uğrayanlardanız.
Olha, um underdog é alguém que foi excluído e que ninguém espera que ganhe.
Bak, haksızlığa uğrayan demek, nakavt olmak demektir ve kimse kazanmalarını beklemez.
Underdog.
Underdog.
- Underdog.
- Underdog.
O Underdog está a chegar.
Underdog gayet kürklü.
A Polícia tem recebido inúmeros relatos dos feitos miraculosos do fenómeno que dá pelo nome de Underdog.
Polis, Underdog ismini kullanan bu fenomene ait başarı bilgileriyle dolup taştı.
Não é caso para debandadas. Underdog dá boas dentadas.
Korkuya gerek yok Underdog iyi ısırır.
UNDERDOG DÁ UMA DENTADA NO CRIME
UNDERDOG SUÇTAN BİR LOKMA ALDI
Queria ter convidado o Underdog, mas ele não pode sentar-se no sofá.
Bu gece Underdog'u programa çıkarmak istedim ama koltuğa çıkmasına izin yok.
QUEM SERÁ A COMPANHEIRA DE UNDERDOG?
PEOPLE UNDERDOG'UN ŞANSLI SEVGİLİSİ KİM?
UNDERDOG SUBJUGA O SUBMUNDO
UNDERDOG YER ALTI DÜNYASININ KÖKÜNÜ KAZIYOR
QUEM É UNDERDOG?
UNDERDOG KİM?
O Underdog chegou.
Underdog burada.
Por decisão unânime, declaro este o "Dia do Underdog", em Capitol City.
Bana verilen yetkiyle, Capitol City'de bugünü "Underdog Günü" ilan ediyorum.
Também gostaria de o convidar para visitar a Câmara, desde que saiba pedir para ir à rua.
Eğer tuvalet eğitimi varsa, Underdog'u meclise davet etmek istiyorum.
'UNDERDOG'SALVA SEIS DE ELEVADOR
'UNDERDOG'ASANSÖR BOŞLUĞUNDAN 6 KİŞİYİ KURTARDI
O Underdog... vai depressa de mais.
Underdog... çok hızlı hareket ediyor.
Assim é que é, Underdog!
Aferin, Underdog!
- Tal e qual o Underdog?
- Tıpkı Underdog gibi, değil mi?
- Underdog? Este?
- Underdog mu?
- Parece mesmo o Underdog. - Então...
- Kesinlikle Underdog'a benziyor.
O Underdog teria recuado perante aquele rafeiro?
Underdog o melezin karşısında boyun eğer miydi?
Underdog...
Underdog.
Podes imaginar-me a andar sem trela com o Underdog?
Underdog'la takıldığımı hayal edebiliyor musun?
Onde, mas, onde pode estar o meu Underdog?
Underdog'um nerede olabilir?
Underdog!
Underdog!
Encontrei-me com o Underdog.
Underdog'la çıktım.
O nosso cão não é o Underdog.
Köpeğim Underdog değil.
Ou devo chamar-te pelo pseudónimo "Underdog"?
Yoksa sana nom de guerre ile mi seslenmeliyim "Underdog"?
Bastava eu ter-te dito que o Shoeshine era o Underdog.
Tek yapmam gereken, Shoeshine'ın Underdog olduğunu söylemekti.
Que é do Underdog?
Underdog nerede?
Chamem o Underdog!
Underdog, yakala!
- Que é do Underdog?
- Underdog nerede?
O Underdog tem de andar por aí.
Underdog buralarda olmalı.
Não importa se és o Shoeshine ou o Underdog.
Shoeshine ya da Underdog olmanın önemi yok.
Underdog, eu sabia que virias.
Underdog, geleceğini biliyordum.
É o Underdog!
Bu Underdog!
Jack, chama-me "Underdog." Oh, pá.
Jack, bana "Underdog" de. Oh, Tanrım.
Acho que nos vemos por aí, Underdog.
Herhalde görüşürüz, Underdog.
O meu isolamento não será mais do que um enclave no qual poderei concentrar a minha força mental na tarefa de obter vingança daquela mascote ridícula : o Underdog.
Tecrit edilmem, zeka gücümü şu zavallı ev hayvanı Underdog'tan intikam alma görevime odaklamaktan başka bir işe yaramayacak.
... o Underdog pegou na bomba e enterrou-a mais fundo do que algum osso já foi enterrado!
... Underdog bombayla dışarı çıkıp şimdiye kadar hiçbir kemiğin gömülmediği kadar uzağa gömdü.
Sou só eu, o velho Underdog?
Sadece benim, Underdog!
O medo acabou, o Underdog chegou!
Korkmaya gerek yok, Underdog burada!
É um passatempo teu, Underdog, cavar buracos?
Çukur kazmak hobin midir Underdog?
- O Underdog.
- Zavallı.