Translate.vc / portugués → turco / Uy
Uy traducir turco
362 traducción paralela
Se dá valor à segurança do seu irmão, aceda ao meu pedido. Grilov. P.S. O meu endereço é
" Eğer ağabeyinin güvenliğine önem veriyorsan, davetime uy.
- Obedece às ordens e segue-me!
- Emirlere uy ve beni takip et!
Tem as suas ordens.
Emirlere uy.
Entretanto, discordo violentamente quando as mulheres tentam... aceitar este tipo de raciocínio aos direitos que nós... finalmente adquirimos... há 22 anos.
Ancak kadınlar aynı mantığı 22 yıl sonra nihayet kazandığımız haklara uy... uyguladığı zaman bunu şiddetle eleştiririm.
Anime-se.
Ortama uy.
- Aqui ao lado seria...
- Yan oda daha uy...
Obedece!
Emre uy!
Obedecer cegamente às ordens.
Kurallara birebir uy.
Para contares ao mundo sobre a nova descoberta que contrataste.
Bu tavsiyeme uy ve buradan git.
Obedeça à sua velhota e deixe-me cheio de pena.
Sen o moruğa uy ve beni değersiz hissettir.
Ä, é, ií, ou, ü.
Ağ, eğ, iğ, ov, uy.
- O senhor recebe ordens, major.
- Emirlere uy Binbaşı.
Siga o protocolo de segurança
Lütfen güvenlik prosedürüne uy.
Fica conosco um pouco, está bem?
Bir dakika bana uy, tamam mı?
- Siga as instruções, Nomad.
- Talimatlara uy, Nomad.
Dai-uy Nim.
Dai-uy Nim.
Fique onde está, Dai-uy.
Rahatsız olma, Dai-uy.
Não tenho dúvidas, Dai-uy.
Şüphem yok, Dai-uy.
- Quando è que parte, Dai-uy?
- Ne zaman ayrılıyorsun, Dai-uy?
Até depois, Dai-uy.
Görüyorum, Dai-uy.
Se você ficar aqui, sou eu quem dá as ordens!
Burada kalacaksan emirlerime uy!
Enquanto isso, obedeça às regras.
Bu esnada, kurallara uy.
Siga o meu conselho e enforque cinco, mantenha o resto deles na linha.
Tavsiyeme uy ve beşini as, gerisini sırada tut.
Paul...
Talimatlara uy lütfen.
Não vou correr riscos com a vida do meu marido!
Talimatlara uy lütfen. - Kocamın hayatını riske atamam.
Você manda há 30 anos ; agora, obedeça.
Otuz yıldır emirleri sen veriyorsun, şimdi benimkine uy. İleri gidiyoruz!
Servir a lei...
Kanunlara uy.
Seguirás quem te abrir e obedecerás às suas ordens.
Kapıyı kim açarsa onu izle ve emirlerine uy.
Vá ao encontro.
Randevuna uy.
Siga a música, isso.
Müziğe uy. Müziğe uy. Eveet.
Sinta a música...
Müziğe uy.
- Deves fazer o te impõe o contracto!
- Kontratına uy!
Agora obedeça, ou saia.
Şimdi ya kurallara uy, ya toz ol.
Cumpram o plano.
Sadece plana uy yeter.
É só fingir que nos estamos nas tintas e integramo-nos logo.
Umurunda değilmiş gibi rol yap ve buna uy.
Se seguires isso, o resto é fácil.
Sen bunlara uy, her şey süt liman olur.
Agora faz o que eu te digo!
Artık programa uy, tamam mı?
Então colabore com os seus camaradas para a grande vitória.
O zaman kurallara uy. Bize katıl ve büyük zafer için çalış.
Ouve o que te digo, e não andes à procura de sarilhos.
Tavsiyeme uy, bela açma başına.
Recebe esta luz ardente e conserva a graça do batismo ao longo de uma vida pura.
Bu yanan ışığı al. Ve vaftizinin güzelliğini günahsız yaşamın boyunca koru. Tanrının emirlerine uy.
Por isso, é melhor obedecer-me.
Şartlarıma uy yeter, tamam mı?
Por favor, respeita-os e segue-os.
Lütfen bunlara saygı göster ve uy.
Obedece só às regras.
Sen sadece kurallara uy.
Ajuda-me!
- Talimatlara uy!
Encaixa, raios, encaixa!
Uy, lanet olası! Uysana!
Faz o que te mando, liberta-o.
Emrime uy. Bırak onu.
E foi criado pelo pessoal dos cereais.
Bu lafı çiftçiler uy durmuş.
Por um acaso, sabia que ele já foi preso?
Early'nin hapse girdiğini biliyor m uy dun?
Não sei se eu estava fascinado ou assustado com ele.
Ona hayran mıydım, ondan korkuyor m uy dum, bilmiyorum.
Siga-me.
Bana uy yeter.
Tenho medo.
Programa uy, Bundy.