Translate.vc / portugués → turco / Valéria
Valéria traducir turco
424 traducción paralela
Até a Valéria, naquele dia na universidade, me perguntou porque escolhi Direito.
Üniversitede konuştuğumda Valeria da neden Hukuk'u seçtiğimi sormuştu.
- Vais trazer a Valéria? - Sim.
- Valeria'yı çağıracak mısın?
Entra, Valéria.
İçeri gel, Valeria.
Valéria!
Valeria!
Valéria.
Valeria.
Sim, Valéria.
Evet, Valeria.
- Valéria.
- Valeria.
És a Valéria.
Sen Valeria'sın.
Um artigo deste valeria $ 1.000?
Böyle bir haber 1.000 dolar etmez mi?
- Ele valeria $ 1.000, por noite.
- Gecede 1000 dolar hakkıdır.
Mas não valeria nem metade em qualquer outro jornal.
Başka gazetede olamazdın.
Se não tivéssemos feito outra coisa em todos os anos que aqui estivemos, esta informação valeria mais do que a pena.
Bunca yïl bir şey yapmamïş olsak bile... ... bu bilgi her şeye deger.
De que valeria a vida se se tratasse apenas de comer, dormir e despir-me.
Sadece yemek, uyumak ve soyunmaktan ibaret bir hayat değerli olur muydu?
Mas se o vestido ficasse lavado como novo, valeria 75 ou 100 libras.
Ama elbise temizlenirse 75 ya da 100 sterlin edebilir.
Ela valeria cerca de 250 homens.
Bize 250 adama eş değer güç katacak.
Quanto valeria uma entrevista com esta dama?
Bu hatunla gerçek bir röportaj kaç para eder?
Eu sei, mas se conseguisse, quanto valeria?
- Hiç şansın yok... - Yapsaydım ne öderdin?
A opinião dela sobre roupas valeria muito mais, talvez mil.
Giysiler konusundaki görüşleri, çok daha fazla. - Belki 1000.
Mesmo que tivesse de pagar, valeria a pena para a ocasião.
Parayla almam gerekseydi bile değerdi. Sadece bu gece için.
Precisa de muito trabalho, mas valeria a pena.
Biraz uğraşmak gerekir ama buna değer.
Por isso a ti e se refere mais valeria que os Montes Allegheny estivessem entre nós.
Senle benim aramdaki yakınlığa gelince aramızdaki yakınlık sadece Allegheny Dağları kadar olabilir.
O ouro valeria para ele vinte oradores, e por certo o tentará seja ao que for.
Onun için altın, yirmi hatipten daha etkili olur. Eminim karşılığında ne iş isterseniz yapar.
Se não pensasse em algum pequeno tiroteio... de vez em quando, não valeria a pena.
Eğer çıkıp arada bir kovboyculuk oynamıyacaksan sana ne gerek var.
Pensa que valeria a pena eu contactar filósofos em cidades tais como Omaha e Detroit,... para lhes dar a conhecer a Teoria da Empatia?
Acaba Omaha ve Detroit gibi şehirlerde filozoflarla temas kurup onlara empatikalizmi anlatsam yararlı olur mu dersiniz?
Valeria, com a sua irmã.
- Kim geçiyordu? - O. Valeria, kız kardeşiyle birlikte.
Entendia se se revelasse... que Valeria e a irmã eram duas prostitutas.
Keşke Valeria ile kız kardeşinin yollu olduğunu fark edebilseydin.
Apanhou-o a negociar.
Evinin karşısında, adı Valeria.
Valeria.
Neydi o kızın adı, o evinin karşısındaki?
Quando ela regressar de férias... vai ter com ela, fala com ela.
Valeria.
Entendes?
Okula gidince yanına yaklaşıp o Valeria ile konuşacaksın!
Mas aquela é Valeria. Como é possível?
Bu Valeria!
Valeria Nisi.
Valeria Nisi.
Estou, Valeria?
Alo, Valeria?
Telefonaste à Valeria? - Sim.
- Valeria'yı mı aradın?
Com algumas mulheres que conheci, valeria a pena.
Tanıdığım bir kadını boşayacaksan buna değmeli.
- Valeria a pena tentar.
- Denemeye değer.
Nao valeria a pena.
Bir işe yaramaz.
- Valeria a pena tentar, desde que desse para salvar uma vida.
Her şeyi denemeye değer. Burada bir hayat kurtarmak isteniyorsa..
Sabia que não valeria a pena. Para ele, palavras como honra, lealdade e justiça não têm sentido.
Onun için "namus", "adalet" gibi kelimelerin bir anlamı yoktur.
Não devia ter pensado que valeria mais que cinco.
- 10 bin. Beşten fazla etmez diye düşünmemeliydim.
De que valeria?
Söylesem ne işe yarayacak ki?
Eu valeria mais se não fosse caminhando.
Eğer binmeme izin verirseniz çok daha fazla ederim. Üstelik, sizi yavaşlatıyorum.
Valeria a pena tentar, pelo menos até ao aparelho funcionar.
Denemeye değer, aletin çalışmasından emin oluncaya kadar.
- valeria a pena?
- Buna değer mi?
Eu conheço alguém que te valeria. chama-se Arvid.
Her şeyi Tanrı'nın eline bırakacağız.
Disse que valeria a pena vir, não disse?
Ben demedim mi buraya gelmeye değer diye?
- Aprecie a sua refeição, a mãe e pai. - Aprecie a sua refeição, Valeria.
- Afiyet olsun anne, afiyet olsun baba.
Boa garota.
- Afiyet olsun Valeria. Güzel kızım benim.
Valeria, você deve comer suas cenouras!
Valeria, havuçlarını bitirmelisin!
Valeria, Isso está bom?
Valeria, yemek güzel mi?
- Boa noite, mãe. - Boa noite, Valeria.
- İyi geceler anne.