Translate.vc / portugués → turco / Vamos
Vamos traducir turco
453,454 traducción paralela
Vamos embora, Drew.
- Hadi gidelim Drew.
Vamos.
Gidelim.
Vamos ter uma conversa com a namorada do Drew, Paola.
Drew'un sevgilisi Paola ile konuşalım.
- Espero que consigamos. - Vamos conseguir.
- Umarım bulabiliriz.
Vamos tentar, pelo menos.
Yine de bir deneyelim.
Então vamos encontra-la.
- O halde hemen bulalım.
- Vai! - Vamos.
- Koşun!
Ele pode ser, mas vamos ter certeza primeiro.
Olabilir, ama yine de emin olmak için iyice inceleyelim.
Primeiro, vamos tirar estas crianças da rua e em segurança.
Önce bu çocukları sokaktan alıp güvenli bir yere götürelim.
Vamos!
Gidelim!
Vamos segui-los.
Onları takip edeceğiz.
Acho que nunca vamos ter que descobrir isso.
Sanırım bunu asla öğrenmek zorunda kalmayacağız.
Com a burocracia entre as jurisdições, quem sabe se ou quando vamos receber esses resultados.
Yetki bürokrasisi yüzünden alıp almayacağımız ya da ne zaman alacağımız meçhul.
Mas vamos continuar a lutar.
Ama biz mücadeleye devam edeceğiz.
Vamos tirar-te daqui. Prometo.
Seni buradan çıkaracağız, söz veriyorum.
A Tara, o Stephen e eu vamos falar com a polícia de Bradenton.
Tara, Stephen ve ben Bradenton polisini ziyaret edeceğiz.
Vamos ver no que vai dar e partirmos daí.
Olup bitene bakalım, ona göre hareket ederiz.
- Vamos precisar de privacidade.
- Yalnız kalmalıyız.
Nem a Emily vai saber o que vamos falar.
Emily bile ne konuştuğumuzu bilmeyecek.
Vamos começar pelo que não contou à Emily.
- Peki. Emily'e anlatmadıklarınla başlayalım.
Vamos estar todos.
Hepimiz olacağız.
Prometo que nunca vamos desistir.
Söz veriyorum asla pes etmeyeceğiz.
E vamos inocentar-te.
Ve seni aklayacağız.
Vamos ver se ela estava a sair com alguém do Intriga Amorosa.
Bakalım siteden biriyle çıkmış mı.
Certo. Traz o portátil, Vamos.
Bilgisayarını topla üstat.
Vamos demasiado depressa!
Çok hızlı gidiyoruz. Çok hızlı gidiyoruz!
Certo, conseguimos apanha-los. Vamos.
Bu işi hallederiz.
- Para onde é que vamos?
- Sürmeye devam et! - Nereye gidiyoruz?
Tens de abrandar, vamos despistar-nos.
Yavaşla yoksa çarpacağız.
Vamos apanha-lo.
- Onu yakalayacağız.
Sigam estas regras simples, e vamos dar-nos muito bem.
Bu basit kurallara uyarsanız iyi geçiniriz.
- O que vamos fazer?
Ne yapacağız?
- Novato, Novato... Vou dizer-te o que vamos fazer.
Ne yapacağımızı söyleyeyim çaylak.
Vamos enviar-lhe cartas todos os dias. Vamos colocar dinheiro na conta da prisão dele. Vamos enviar-lhe quebra-cabeças, revistas, livros, tudo que conseguirmos pensar, para garantir que as belas engrenagens dentro da cabeça do nosso génio estejam lubrificadas e em perfeita ordem para nos manter na linha.
Ona her gün mektup atacağız, kantin hesabına para koyacağız, yapbozlar, dergiler, kitaplar yollayacağız, dahi beyninin çarkları düzenli şekilde çalışsın ve bize de yardımcı olsun diye elimizden geleni yapacağız.
Eu sei que vai ser difícil não pensar no Reid na prisão, mas vamos ultrapassar isto.
Reid'in hapiste olduğunu düşünmemek zor olacak biliyorum, ama bunu atlatacağız.
Quando chegarmos, a Tara e eu vamos coordenar com a polícia e os restantes vão até ao centro de queimados.
İndiğimizde Tara ve ben yerel polisle görüşeceğiz. Kalanlarınız yanık merkezine gidecek.
Uma última pergunta e depois vamos deixa-lo descansar.
Son bir sorum daha var, sonra seni rahat bırakacağız.
- Aqui vamos nós.
- İşte başlıyoruz.
Vamos ver se conseguimos ficar um passo a frente do suspeito.
Umarım bu kez şüpheliden hızlı davranabiliriz.
Certo, vamos precisar dos contactos deles.
Arkadaşlarının iletişim bilgilerine ihtiyacımız var.
Vamos arranjar-te um tabuleiro.
- Sana da bir tahta bulalım.
- Acho que vamos descobrir isso.
- Sanırım bunu göreceğiz.
Vamos sair daqui agora.
Şimdi buradan gidelim.
Vamos conseguir-te um uniforme.
Sana bir üniforma bulmalıyız.
Vamos! Kallus, vamos...
Hadi Kallus, gidelim...
Vamos, enquanto ele está distraído.
Hadi, dikkati dağınıkken gidelim.
Vamos, vamos sair daqui.
Hadi, buradan gidiyoruz.
Bem, vamos lá a ver.
Haydi hayırlısı.
Aqui vamos nós.
Güzel görüntüler değiller.
Sim, vamos.
Yakalayacağız.
- Vamos.
Gidelim. - Hadi.