Translate.vc / portugués → turco / Vans
Vans traducir turco
73 traducción paralela
É um jardineiro maravilhoso.
İyi geceler, George. Sen harika bir bahçıvansın.
Então é mesmo um jardineiro?
Demek gerçekten bahçıvansınız.
E você é mesmo um jardineiro, não é?
Ve sen gerçekten bir gardenyacı bahçıvansın, değil mi?
Vamos entrar no E-Vans
E - Van'lara yol açın.
O senhor é jardineiro, canhoto, e estudante de arqueologia.
Sol el kullanan bir bahçıvansınız.
Há vans de vigilância neles. - De onde vieram?
Bunlar nereden geliyor?
- Porquê? A Grace é a melhor jardineira do mundo.
- Grace sen dünyadaki en iyi bahçıvansın.
Matthew, queria dizer-te que acho que és um péssimo jardineiro,
Matthew... Sana şunu söylemek istiyorum ki, korkarım berbat bir bahçıvansın.
Que tipo de jardineiro é você?
ne çeşit bir bahçıvansınız?
Craig disse que estava chegando mais vans e que iriam precisar de espaço.
Craig kamyonetler gelecekmiş dedi, yer lâzımmış.
Ok, querido, no fim de semana resolveremos isso.
Tamam, sana Vans alırız.
Se fores mexicano, és um jardineiro, mas...
Meksikalıysan sadece bahçıvansın...
tu és o jardineiro, não és?
sen bahçıvansın, değil mi?
Todas as vans estavam fora, então tive que correr.
Bütün minibüsler dışarıdaydı. Koşmak zorunda kaldım.
As vans tão funcionando.
Minibüsler işliyor.
Já conheceu o Vans?
Vans ile tanıştın mı?
Prazer em conhecê-lo, Vans.
Seninle tanışmak güzel, Vans.
O coronel quere-os com o Fitz. O que mais? Vans.
- Ama Albay Fitz'e bakmalarını- -
Vans.
Vans.
Vans, estou em operação há três horas.
Vans, üç saattir ameliyattaydım.
- Obrigado, Vans.
Teşekkür ederim, vans.
Vans, a Drª. Gordon está cansada.
Vans, Dr. Gordon biraz yorgun.
Vans, num casamento muçulmano, o noivo deve dar um presente à noiva, certo? O Mahr.
Um, vans, Müslüman bir evlilikte, damadın geline bir hediye vermesi gerekiyor, doğru mu?
- Um dos sobreviventes disse ao Vans que esse é o nome da sua filha.
Kazadan kurtulanlardan biri Vans'a bunun kızının adı olduğunu söylemiş.
Rebecca, verifica os ferimentos.
Vans buralarda mı?
- Vans estás por aí?
- Vans!
Vans, afasta-te.
Vans, dışarı çık.
- Bashier! - Vans! - Vans!
Vans, dışarı!
- Ele viu a cara do Vans.
2 numaradaki adam Vans'ın yüzünü gördü.
Etomidato, fentanil, succiolina.
Etomidat, fentanil, susinilklorin. Vans'ı gördü mü?
O Vans apareceu.
Vans kafasını içeri uzatıverdi.
Preciso do Vans aqui, agora.
Şu anda Vans'a ihtiyacım var.
Coronel, sobre o Vans, devia-me ter certificado que tinha limpo a área antes de lhe tirar a venda.
Albay, şu Vans meselesi. Göz bağını açamadan önce gittiğinden emin olmalıydım. - Boş ver.
Não foi culpa tua. E agora, o Vans falou com este tipo?
- Vans onunla konuştu mu?
Confio na minha equipa, e isso inclui o Vans.
Ben ekibime güvenirim, Vans da buna dahil. Tamam.
- Vans?
Vans?
Não pode prender o Vans, por dizer um "olá".
Vans'ı sırf merhaba dedi diye alıkoyamazsınız.
Não, para o Vans é que é.
Hayır, özellikle Vans için.
Vamos lá.
Vans, hadi.
Vans...
Vans.
Vans?
Vans.
- Digo, o Vans.
- Vans yani.
- Quer falar sobre o Vans?
Vans'tan bahsetmek ister misin?
- Prendeu o Vans...
Vans'ı tutuklamışsınız.
Não pode deter o Vans, como se fosse o inimigo.
- Tabii ki. Vans'ı böyle alıkoyamazsınız, sanki düşmanmış gibi.
É sobre o Vans que estamos a falar...
- Vans'tan söz ediyoruz- -
És um jardineiro de merda, Matthew.
Sen berbat bir bahçıvansın Matthew.
Quando a Besta morrer, o Rei quer a examinar e guardá-la em Paris.
Siz ne tür bir bahçıvansınız?
- Vans!
- Buradayım.
Ele viu o Vans?
Göz bağını çıkarmam gerekti.
Vans!
Vans!