Translate.vc / portugués → turco / Verse
Verse traducir turco
338 traducción paralela
E mesmo que o regresso significasse que eu herdaria o mundo... não poderia esquecer os olhos de Tarzan quando julgou perder-te.
Senin geri dönmen bana dünyaları verse bile Tarzan'ın seni kaybedeceğini anladığı anki bakışını asla unutamam.
De que adianta? De que me vai adiantar isso?
- Buna izin verse bile bana ne yararı olacak ki?
Tim venha, te dê uma mula, sementes de algodoeiro, algum guano e o Sol brilhe dia e noite. A näo ser que o Mr. Mesmo assim näo vais ter uma colheita este ano.
Bay Tim gelip sana katır, pamuk tohumu ve gübre verse güneş gündüz gece parıldasa bile bu sene ürün alamazsın.
Mesmo quando Halstead te der a pena máxima... mantém-te tranquilo e confia em mim.
Halstead sana en ağır cezayı verse bile bildiğinden şaşma, bana güven.
Se houver aqui alguém incapaz de aceitar isto... alguém que se considere especial, com pele digna de ser salva... é bom que se decida já.
Burada bunu kaldıramayan varsa... ... kendini özel sayan, o özel postunu kurtarmak isteyen... ... kararını şimdi verse iyi eder.
Apesar de ele ser um pai dedicado e extremoso que dava à sua filha adorada todo o luxo e conforto, ele sentia que ela precisava da atenção de uma mãe.
Her ne kadar iyi ve kendisini adamış bir baba olsa ve sevgili çocuğuna her türlü lüks ve rahatlığı verse de hala onun bir annenin ilgisine ihtiyacı olduğunu düşünüyormuş.
Assombrando os bastidores acompanhando o comboio do circo... onde a morte está sempre à espreita.
Sirk treni ara ara mola verse de hep yoluna devam eder, Ölüm durmadan onları izler.
Gostava que o tio Jack deixasse aquele jovem infeliz, seu irmão, vir cá de vez em quando.
Keşke Jack Amcam o talihsiz genç adamın arada bir buraya gelmesine izin verse.
Se apenas uma fosse acertada, ele podia fazer um último pedido de doação.
Bir tanesi bile sonuç verse, son bir başvuru yapıp, bir başka bağış isteyebiliyordu.
Que Alá nos permita encontrar comida e água.
Allah verse de, yiyecek ve su bulsak.
E que Alá permita que não encontremos nada mais.
Allah verse de, başka birşey bulmasak.
Um fanfarrão, Eu vou contra a luz.
Biri bana bir dolar verse kaldırıp ışığa tutarım.
Nem que ela lhe pagasse bem?
Size iyi para verse bile mi?
Se fizermos como a Karin diz, mantemos a dignidade.
Hem saygınlığımızı da kaybetmemiş oluruz. - Baksanıza, babam en başta bu kararı verse zamandan kazanacaktık. - Ve bu her şeyden önemli.
Claro, porque se Antonio for a pular com uma garota ao parque... e depois lhe dá de presente 500 liras... não importa a ninguém.
- Tuzu eksik! Tabii, Antonio parkın tekine gidip bir kadına beş yüz liret verse... kimse ilgilenmez.
Ela se atira para ele. Na minha posição, nada posso fazer. Mas queria que ele levasse uma sova!
Ah birisi ona dersini verse..
Mas quando Ele penitencia, tem compaixão na sua grande misericórdia. Porque não é Sua vontade humilhar e afligir os filhos do homem. "
Dert verse de, büyük sevgisinden ötürü yine merhamet eder ;
No capítulo 4, versículo 11 do livro das Lamentações, Deus diz...
The Lord sayeth in Lamentations, Chapter 4, Verse 11...
Se me pagasse o que está a gastar para evitar que eu o assalte, eu não o assaltava.
Onu soymamam için harcadığı parayı bana verse, onu soymayı bırakırdım.
Se ao menos Blucher pudesse ultrapassar Grouchy, e até me desse um regimento.
Blucher Grouchy'yi bir geride bıraksa, ve bana tek bir kolordu verse.
Também não faria mal se tivesses uma terra melhor.
Daha iyi bir kasaba verse, fena olmaz.
Talvez possa, se me der ouvidos e me deixar ensinar tudo o que sei.
Beni dinleyip bildiğim her şeyi ona öğretmeme izin verse yapabilir belki.
Chegou a hora, por mais penosa que seja, para olhar para as nações irmãs na área e ver se alguma...
Zaman gelmiştir, ne kadar acı verse de, bölgemizdeki kardeş milletlere bakarak kimin ayakta kaldığını görmek için...
Se me dessem uma arma, eu mesmo atiraria em ti e nesse teu marido.
Bu adam bana bir silah verse, gelip seni ve evlendiğin salağı vururdum.
Sabe que se me desse corda, eu me enforcaria.
Bana yeterince uzun bir ip verse kendimi asacağımı biliyor.
Se nos deixassem brincar
Bir de insanlar oynamanıza izin verse
Acho que é preferível ser uma mulher a avaliar isso.
Bence buna bir kadın karar verse daha iyi olur derim.
Quer que eu me cale em relação a algo para seu próprio bem?
Biraz acı verse bile senin iyiliğin için bir konuda susmamı ister misin?
Onde está o The Oxford Verse?
Oxford Şiirleri nerede?
Informamos que temos o The Oxford Book of English Verse.
Oxford'un İngiliz Şiirleri Kitabı'nı bulduk.
Se ele se mover dois passos para qualquer um dos lados, ele fica à luz do Sol.
Ama herhangi bir yönde iki adım atıverse güneş ışığına çıkacak.
Na verdade, a minha mulher está a verse consegue o primeiro.
Aslında, karım ilk çocuğumuza hamile.
Quando se magoam.
Acı verse de. Yapacak bir şey yok mu?
Todos no Brooklyn sabem que você mataria qualquer um acima dos 14 que fale "olá" para mim.
Cümle alem, 14 yaşını geçmiş biri bana selam verse, onu vuracağını bilir.
É pena que o Pai não me deixe mexer no dele.
Keşke babam bilgisayarını kullanmama izin verse.
Quem me dera que ela pagasse 25 dólares por semana.
Aman canım, keşke yirmi beş verse demek istedim.
Cortava 3 dedos se pudesse comê-la.
Tanrı onu becermeme izin verse, üç parmağımı kesmeye razıyım.
Se ele me deixasse ver o processo.
Dosyalarına bakmama izin verse. Tanrım.
Se Lyndon Johnson mandasse bombardear o Norte do Vietnam, Laos, como reagiriam os chineses?
Lyndon Johnson, Kuzey Vietnam, Laos'u bombalama emri verse Çinliler nasıl tepki verirdi?
E sabe, por mais que isto lhe doa não importa o que Tracy estava fazendo nas suas costas a conseqüência foi muito pior do que ela merecia.
Biliyor musun? Bu sana acı verse de Tracy'nin arkandan ne iş çevirdiği önemli değil.Çünkü hak ettiğinden daha fazlasını aldı. - Ya ben?
E agora sei que podes mudar o teu papel, mesmo sendo um triste.
Çünkü sen gerçeği biliyorsun ben de artık biliyorum ki, ne kadar acı verse de bu gerçeğe sırtını dönmeyeceksin.
! Caralho – dá-me um ano!
Lanet olsun, bana 1 yıl verse!
- Se tirasse umas férias... daria tempo de manobra a todos.
- Biraz ara verse... herkese manevra vakti kazandırır.
Quem dera que Frederick içasse mais velas e nos trouxesse alguma dessas encantadoras jovens a Kellynch.
Keşke Frederick yelkenleri biraz daha salıverse de, bu hoş bayanlardan birisini Kellynch'e getirse.
Ouve, se alguém te oferecesse um sítio para ficares, não tinhas necessariamente que recusar, pois não?
Mesela biri sana kalacak yer verse teklifi geri çevirmezdin, değil mi?
Pode dar um milhão a cada um de nós e nem sente.
Buradaki herkese bir milyon verse ona yine dokunmaz.
Bem, nesse caso, por muito que me custe...
Bu durumda, ne kadar acı verse de...
Embora com alegria em vós, alegria não tenho neste contrato, esta noite.
Varlığın bana sevinç verse de, Sevinemiyorum bu geceki anlaşmadan.
Podias exercer aqui se os teus "amigos" permitissem.
Sözde arkadaşların izin verse burada da yapabilirsin.
Por mais chateada que estejas, por um fardo que sejas, ainda podes contar com o perdão da tua família?
Yani ne kadar sinirlensen de ne kadar sıkıntı verse de yine de ailenin seni affedebileceğine güvenebilir misin?
espia-a sem cessar para verse o substituiu.
Sevdiği tek şey..