Translate.vc / portugués → turco / Verte
Verte traducir turco
156 traducción paralela
Nos morremos de vontades de voltar a verte e de conhecer seu Kith e Kin.
İkimiz de seni yeniden görmek, Kith ve Kine ile tanışmak için can atıyoruz.
- Que gosto me dá verte, Hank.
- Seni görmek ne güzel, Hank.
me deixe verte bem.
Dur sana şöyle bir bakayım.
- Que gosto me dá verte.
- Tanrım seni görmek ne güzel.
O Sr. Zanfield quer verte.
Bay Zanfield seni görmek istiyor.
Esses tipos não pagarão 1 0 dólares por verte a cara.
O adamlar yüzüne bakmak için para vermezler.
Quero que venha aqui, onde todos possam verte.
Herkesin göreceği şekilde buraya dikilir misin?
Carinho, me deixe verte.
Canım, dur sana bir bakayım.
- Eddie, me deixe verte.
- Eddie, bir bakayım sana.
Hank, que gosto verte.
Hank, bir içim su gibisin.
Se pudesse verte a cara, saberia que o necessita para alcançar sua boca.
Yüzünü görebilsen sadece pipetin içeri girebileceğini anlardın.
Verte-se o chumbo líquido, deixa-se secar, e mal arrefece, é pintado de dourado e pronto a ser enviado para França.
Erimiş kurşun kalıba dökülür ve sertleşmesi beklenir. Soğur soğumaz altın yaldızla boyanır... Ve Fransa'ya gönderilmeye hazırdır.
O moinho de vento faz girar a roda, a chávena verte a água na concha, que corre pelo bambu que alimenta a pia e o frigorífico.
Büyük çark yukarıdaki küçük çarkı döndürüyor bardaklar kabuğa su döküyor su bambudan akarak lavaboyu ve soğutucuyu besliyor.
Depressa, que pode verte.
Acele et. Seni görebilir.
O privilégio de verte cada setembro?
Her eylül seni görme ayrıcalığını mı?
Dava-me conta de que não voltaria a verte.
Birden fark ettim ki seni bir daha göremeyebilirdim.
Queremos papeletas, mas temos que verte!
Ama önce bana bak.
O depósito verte por todo o lado!
Yakıt sistemi sızdırıp duruyor!
Me escute bem porque não quero verte mais desde hoje.
Şimdi iyi dinle çünkü bu günden sonra seni bir daha görmek istemiyorum.
Sem jamais verte ou te tocar
Seni hiç görmedim, hiç dokunmadım
verte... todo o tempo.
I have to see you... all the time.
Edmond, querido moço, quanto me alegro de verte!
- Edmundo, sevgili oğlum, seni gördüğüme memnun oldum
É livre, Caderousse, mas não quero voltar a verte.
- Özgürsün Caderousse, seni bir daha görmek istemiyorum
- Me alegro de verte, filho.
- Seni gördüğüme memnun oldum, evlat
Céus! Que gosto voltar a verte.
Tanrım, seni görmek ne güzel.
Me alegro de verte.
Seni görmek güzel.
Eu também me alegro de verte.
Seni görmek de güzel.
Bom, um gosto verte novamente.
Peki, sizi yeniden görmek güzel.
John, um gosto de verte.
John, seni gördüğüme sevindim.
Um gosto de verte.
Ben de seni gördüğüme sevindim, Vic.
Que bom verte.
Gelmenize sevindim.
Fosnight, alegra-me verte.
Neler oluyor? Dogru bir zaman olmadigini biliyorum Barry.
Tu conheces-me, nunca onde estou onde é suposto estar. Eu só queria verte antes tu saíres. Eu pensei que os irmãos mais velhos eram supostos cuidarem das suas irmãs mais pequenas.
Eğitiminden çıktıktan sonra ilk atandığım yer neresiydi, biliyor musun?
Quer verte.
- Seni görmek istiyor Jim.
Só disse que queria verte.
Bana "Gus, Aziz Jimmy'i görmek istiyorum." diyor.
Ela não esperava verte.
Burada işler böyle.
Me alegro de verte, Olden.
Seni görmek güzeldi Olden.
te volte e me deixe verte.
Yüzünü çevir. Bakacağım.
Alguém quer verte.
- Hey burada seni görmek isteyen bir adam var.
Diz que quer verte a ti.
Adam seni görmek istediğini söyledi.
"O Segredo das Águas", Bibliothèque Verte.
"Denizin Sırları". Ciltsiz bir kitap.
Verte feliz me fará feliz. E se isso significa te estabelecer com o Pérdicas, então tem minha bênção.
Ve eğer bu Perdicus'la bir yere yerleşmen demekse, o zaman... benim onayımı aldın.
ansiei verte chorar sobre o corpo de seu amiga.
- Arkadaşının ceseti üzerinde feryat ettiğini görmeyi çok istiyordum.
OH, como eu adoro verte trabalhar.
İşini seyretmeyi ne kadar seviyorum.
Mas quero verte uma vez por semana, para começar.
Ama seni, başlangıç için, haftada bir görmeliyim.
É bom verte de volta.
Döndüğünü görmek güzel.
Esperava verte de novo.
Seni tekrar görmeyi umuyordum.
Alegra-me verte.
Seni görmek güzel.
Perguntou se podia vir a verte.
Seni gelip görmek istediğini söyledi.
Verte!
- Bilet alacağım!
- Que bom verte.
Oh!