Translate.vc / portugués → turco / Vuitton
Vuitton traducir turco
86 traducción paralela
Gucci... Carter... Louis Vuitton...
Gucci, Cartier, Louis Vuitton.
Nunca ouvi falar de Louis Vuitton.
- Louis Vuitton'u hiç duymadım.
- Uma mala Louis Vuitton.
- Bir Louis Vuitton bavulu.
Vamos metê-los nestas malas Vuitton.
Bunları Vuitton çantalarına koyalım.
Eu não posso comprar uma Louis Vuitton e a cadela dela caga numa.
Ben Louis Vuitton çanta alamazken köpeği onun içine pisliyor.
Lembra-me. Quando chegarmos a Nova York... Tenho de ir directamente para Vutton.
Bana hatırlatın, New York'a gider gitmez Vuitton'a gitmeliyim.
- No saco Louis Vuitton, ali em cima.
- Üstteki Louis Vuitton çantası.
Vou buscar o cão da Janet, a Kiki... ao camarim, no seu saco Louis Vuitton.
Janet Ellis'in köpeğini almaya... gidiyorum çantasında kalmış.
Quando os da Louis Vuitton souberam que a Ralph Lauren me queria de volta, ofereceram mais dinheiro!
Louis Vuitton, Ralph Lauren'in beni geri istediğini öğrenince bana daha çok para önerdi! Ross, bu harika değil mi?
Somos capazes de ter alguma coisa na Louis Vuitton.
Çünkü Louis Vuitton'a birini arıyoruz.
A clássica Vuitton e a Nova Mamã.
Classic Vuitton ve Yeni Anne.
De nós, de roupas más, de malas Louis Vuitton falsas.
Biz, kötü dokuma ve sahte Louis Vuitton cüzdanı.
Mas vou deixar aqui atrás o meu saco da Louis Vuitton, oferecido pessoalmente pelo Louis, para que fique sossegado.
İçin rahat olsun diye, koltukta Louis Vuitton omuz çantamı bırakıyorum. Bizzat Louis'nin hediyesidir.
- Mas não parece Louis Vuitton.
- Ama Louis Vuitton'a benzemiyor.
DAR, Louis Vuitton, Franz Schubert, e já está.
ADK veya Louis Vuitton veya Franz Schubert ve tamamsın. - O kadar kolay mı?
- É um site da Louis Vuitton.
- Louis Vuitton'un internet sitesi.
Louis Vuitton, Gucci, Prada?
Louis Vuitton, Gucci, Prada?
A mulher aqui apresentada... aquela a usar um casaco de pele de cobra da Dior e uns sapatos Louis Vuitton... infelizmente não é Annie Braddock.
Başroldeki bu kadın, şu Dior marka yılan derisi ceket giyen ve ayağında Louis Vuitton marka ayakkabı olan,.. ... ne yazık ki Annie Braddock değil.
Sabem que mais? Tudo menos as malas Louis Vuittons.
Louis Vuitton'lar dışındakileri getirin.
A ex dele deve andar a passear os tintins dele numa Vuitton falsa.
Eski bir eş taklit Vuitton'da haya taşıyordur.
Isto é uma Louis Vuitton.
O "Louis Vuitton."
Como é que uma desempregada com três colegas de quarto, suporta ter uma mala Louis Vuitton?
Üç kişiyle aynı evi paylaşan işsiz biri Louis Vuitton marka çantayı alacak parayı nasıl buluyor?
A minha própria Louis Vuitton?
Bana ait bir Louis Vuitton mu?
E tu deste-me a Louis Vuitton.
Sen de bana Louise Vuitton'u verdin.
- Essa é a nova Louis Vuitton?
- Çantası yeni Louis Vuitton mu?
Louis Vuitton nunca esteve tão bem.
Louis Vuitton hiç bukadar güzel görünmemişti.
E aos sapatos Louboutin e ao Percocet.
Ve Louis Vuitton marka ayakkabılarıma ve Percocet'e.
Tu nem gostas do Asher. Eu também não gostava da mala em remendos da Louis Vuitton, mas isso não quer dizer que a queir a andar pela cidade no braço da Jenny Humphrey. Touché!
Louis Vuitton'un geçen sezonki uydurma çantasını da sevmedim ama bu bütün şehri Jenny Humphrey'in kollarında görmek istiyorum anlamına gelmez.
Não, a tua mulher está ao telefone e que saber porque lhe enviaste um conjunto de bagagens Louis Vuitton e, sinceramente, também eu.
Hayır, karın telefonda ve eve neden bir Louis Vuitton bavul seti gönderdiğini merak ediyor ve aslında ben de ediyorum.
6 : Ela tem um comportamento perigoso ;
Altı, 14 parçalık Louis Vuitton marka çanta seti.
São como ter um par de malas Louis Vuitton.
Artık önümde bir çift Louis Vuitton çantası taşımaya benzedi.
Isso não vale nada, leva os Louis Vuitton e os Guccis.
Bunlar para etmez, Levi's getir Gucci getir.
Acho que podemos encontrar algo menos "High School Musical" e um pouco mais Louis Vuitton para levares... o que quer que estejas a esconder aqui.
Sanırım burada "High School Musical" den biraz biraz da Louis Vuitton'dan şeyler saklıyorsundur.
With a baby Louis Vuitton under her underarm She said I can tell you rock, I can tell by ya charm
* Hem de ihtiyacım varken * * küçük Louis Vuitton çanta var * * kolunun altında, çok sıkısın dedi *
Vi o caixão dela e uma vassoura Louis Vuitton no chão.
Tabutunu gördüm yerde de uzun saplı süpürgesi vardı.
- Está a cavalgar a tua mala Vuitton.
Senin şu Vuitton bavulun üstüne çıkmış atçılık oynuyor.
- É uma Vuitton.
- O bir Vuitton.
- Louis Vuitton.
- Louis Vuitton.
Que tal essa mala Louis Vuitton que tu trouxeste?
Şu senin Louis Vuitton çantanla olmaz mı?
Não preciso de ir a Europa, comprar uma Louis Vuitton, nem de um carro novo.
Ne Avrupa'ya gitmek, ne Louis Vuitton'dan alışveriş yapmak, ne de araba istiyorum.
Agora se me dás licença, o Louis Vuitton, está a fazer botas metálicas para a Primavera.
Şimdi eğer izin verirsen Louis Vuitton'un yeni sezon için hazırladığı metalik botlara bakacağım.
Assim como o Jay-Z está para o rap e o Louis Vuitton para as carteiras ele está para arrancar a verdade às pessoas por meio da tortura.
Jay-Z rap'ta neyse ya da Louis Vuitton bagaj konusunda neyse o da insanlardan işkence yaparak doğruyu öğrenir.
É uma Louis Vuitton.
Bu bir Louis Vuitton.
Querem uma Vuitton?
Vuitton mu istersiniz?
Vuitton...
Vuitton...
Vuitton?
Neden Vuitton?
Vuitton.
Vuitton.
Eles comeram isso.
Ne bu, Louis Vuitton mu?
Com a Vuitton da tua patroa?
İşvereninin Vuitton'uyla birlikte.
Louis Vuitton.
Louis Vuitton.
O que é isso, Louis Vuitton?
Para mı?