Translate.vc / portugués → turco / Y2k
Y2k traducir turco
61 traducción paralela
Isto faz-nos ter esperança em relação ao ano 2000.
Y2K olayı için insana umut veriyor.
Y2K.
- Y2K.
O mundo vai acabar. Y2K.
Dünyanın sonuna geldik.
Eu ouvi isto de um homem-galinha.
Y2K. Bir tavuk-adam söyledi bunu.
Quando chegou 2000, todos estavam convencidos que era o amanhecer de uma nova era, mas como o mundo não se acabou, os discos voadores não aterraram e o vírus do Y2K não causou nenhum efeito, pensaria que se deram conta que era só um número no calendário.
Geçen yıllar nezaman 2000 ne ulaştı? Herkesi yeni devrin şafağı olduğunda inandırdılar. Ama Dünya tükenmedi ve uçan daireler gelmedi... ve milenyum tutkusu lambaların kapanmasından öteye geçemedi, takvimde ki bir sayı olduğunu anlayan herkes gibi düşünüyorsun.
É o Y2K?
Bu Y2K mı?
Denunciou a Sociedade John Birch por não ligar ao Bug do Milénio?
Y2K virüsü konusunda yumuşak davrandıkları için John Birch Derneği'ni mi kınadı?
Não éramos compatíveis no Y2K.
Anlaşılan pek uyumlu değildik.
- Uma Y2K.
- Y2K.
Convido Nova Iorque a esquecer as preocupações com o "bug" do milénio, a aumentar o som do rádio e a ajudar o velho Chuck Brown a libertar-se.
New Yorkluları Y2K'yı unutmaya ve radyolarını açıp Chuck Brown'la kendilerini kaybetmeye davet ediyorum.
"Kit de Sobrevivência ao Bug do Milénio Ultra Deluxe"?
"Kramden Uluslararası Y2K Ultra Delüks Hayatta Kalma Kiti"
Quando o bug do milénio acontecer, será preciso tudo isso.
Y2K olunca bunlara ihtiyacın olacak.
O bug do milénio será assim tão mau?
- Y2K bu kadar kötü mü olacak?
- Porque é que se chama Y2K? - Quer dizer 2000 em Computador.
Neden ona Y2K diyorlar?
Estávamos todos a tentar perceber como íamos sobreviver ao Y2K, mas não éramos os únicos a preparar-nos para um futuro incerto.
Biz Y2K'dan nasıl kurtulabileceğimizi... düşünmeye çalışırken, belirsiz bir sonra hazırlanan tek insanlar bizler değildik.
Nos dias que precederam o Y2K, decidimos arrecadar mantimentos de sobrevivência. Não éramos os únicos.
Günler Y2K'i düşünerek geçerken,... ihtiyacımız olan erzakları stoklamaya karar verdik... ve yalnız değildik.
Que loucura preocuparem-se com o nosso roubo. A loja vai ser pilhada durante o Y2K.
Biliyor musun, aslında onların bizim hakkımızda sürekli birşeyler çalacakmışız gibi düşünmeleri çılgınca.
Vai haver pilhagem?
Bütün bu mağaza nasıl olsa Y2K esnasında yağmalanacak. Bekle bir dakika- - Yağmalama mı dedin?
Por abalados que estivéssemos por causa do fim do mundo, também estávamos ansiosos por ir às compras.
Y2K'nın dünyanın sonunu getirdiğini düşünürken,... aynı zamanda da alışveriş yapmak için heyecanlıydık.
Eu talvez vá viver para a Florida, se ainda existir.
Eğer Y2K okyanusun icabına bakmamışlarsa belki ben de Florida'ya taşınabilirim.
A máquina apanhou-me.
Makinalar beni yakaladı. Y2K!
E porquê os dois Katie? Porque tu sabes que vai ser difícil.
Ve Y2K, çünkü biliyorsunuz, çok kötü olacak.
Y2K.
Y2K.
Estimulantes Y2K.
Y2K uyarıcı haplar.
Desenterram um esconderijo antigo, como estes comprimidos Y2K, coloca-os novamente em jogo.
Bu haplar gibi eski bir zulayı çıkarır, piyasaya sürerler.
Os comprimidos Y2K.
Y2K hapları.
São eles, H. São os comprimidos Y2K.
Bunlar Y2K hapları H.
Num saco plástico de comprimidos Y2K.
Y2K hapları dolu bir torbada.
Os comprimidos Y2K.
Y2K'lerden.
Os comprimidos Y2K que apreendeu ao Jim Farber há oito anos.
Sekiz yıl önce Jim Farber'dan el koyduğunuz Y2K hapları.
Os comprimidos Y2K eram melhores que dinheiro.
Y2K paradan daha iyiydi.
Desenvolvimento para o bug do milênio.
Y2K hızlı konuşlandırma
Mas não era o bug do milênio.
Y2K değildi.
" Isso seria perto do vírus do milénio, não é?
O zaman, Y2K'ya * yakın oluyor değil mi?
" Lembras-te do vírus do milénio?
Y2K'yı hatırlıyor musun?
Os hackers do Bug do Milénio... estão prontos para atacar computadores em toda parte.
Y2K hacker'ları her yerde bilgisayarlara saldırmak için hazır.
Protestaram até o dia 01 / 01 / 2000, bug do milénio e quando nada aconteceu, eles saíram de cena.
Y2K'e kadar ses getirdiler sonra bir şey olmayınca gözden düştüler.
Eles dizem que vai ser o "Y2K" de novo.
Digital kıyametin yeniden gerçekleşeceğini söylüyorlar.
Ela era uma obcecada com o bug do milénio.
O da Y2K çılgınlığına kapılmış.
- Papelada? - Sim, o formulário "Y2K", e o...
- Evet, şu formlar işte, Y2K formu ve- -
Estava a actualizar o nosso protocolo de adesão, por via do Y2K, como é de minha responsabilidade, e encontrei isto on-line.
Görevim olan uyumluluk protokollerini güncelliyordum, internette bunu buldum.
É tipo um bug Y2K para jogos de computador.
Video oyunlarında karşılaşılan bir sorun.
Lembras-te de Kenosha? Passamos a noite do Y2K juntos em cima do teu autocarro, a beber vinho de caixa?
Tur otobüsünün üzerinde kutu şarap içerek y2k'da bir gece geçirmiştik?
Então como é que em Abril de 2003 disseste à "Tiger Beat" japonesa que o melhor encontro da tua vida foi no teu autocarro, em 2000, a beber vinho de caixa e a ver o pôr-do-sol sobre Kenosha?
O zaman Nisan 2003'te Japon Tiger Beat dergisine hayatındaki en iyi randevunun y2k sırasında, tur otobüsünün üzerinde kutu şarap içip Kenosha'da güneşin doğuşunu izlemek olduğunu söyledin?
- Sim, o formulário "Y2K", e o...
- Evet, şu formlar işte, Y2K formu ve- -
Em todo o mundo, tanto em privados empresas públicas e instituições estão a preparar o seu computador para o problema Y2K.
Dünya genelinde kurum ve kuruluşlar bilgisayar sistemlerini Y2K hatasına karşı hazırlıyorlar.
Uma delegação especial do Y2K Escandinávia está agora a visitar a Islândia para ensinar os usuários dos computadores como lidar com a situação...
Bir Y2K yetkilisi İzlanda'ya gelerek bilgisayar uzmanlarını konuyla ilgili bilgilendirecek.
- Y2K dot.
Milenyum stili.
O Y2K pode ser bom para nós.
Biliyorsun, bu Y2K şeyi bizim için iyi olacak.
Y2K.
Y2K!
20 de Fevereiro de 1999
Y2K bilgisayar hatasının yaratabileceği sorunlardan endişe duyan bir grup şirket... 20 Şubat 1999