Translate.vc / portugués → turco / Yah
Yah traducir turco
389 traducción paralela
" Sim, Schwimpf!
" Yah, Schwimpf!
Depois mostro-lhes o "Boo-yah."
Sonra sana "Boo-yah" neymiş gösteririm.
Arre, arre, arre!
Hey-yah, hey-yah, hey-yah!
Estará de volta a tempo.
- Seni uygun zamanda geri götüreceğim. Yah!
Vamos!
Gidelim. Yah!
- "Eu estarei lá"
- "Yah Mo Be There."
Yah, yah.
Anlıyorum.
Sim, claro.
Yah, tabii.
Faz-te querer ir ao topo e gritar, "Yah boo, vai-te lixar, Fritzie!"
İnsanın ; bu resim yüzünden, üzerinden atlayıp... "Lanet olsun sana, Hans!" diyesi geliyor.
Olá.
Hi-yah!
Boo-yah! Olhem para aquilo!
Olaya bak!
E eu entrei naquela : "Yah, eu alinho"
O zaman bir de ben deneyeyim dedim.
Yah, alla.
- Yah, alla.
Yah, Bem, Ah.. Obrigado.
Evet, pekala, teşekkürler.
Yah, Bem, Gostava de saber à quanto tempo esta coisa está aqui presa.
Evet, pekala, acaba ne kadar zamandır burada kapana sıkışmış merak ettim.
Yah, É isto mesmo!
Evet işte bu!
- Yah.
- Evet.
Iah!
Yah!
Estou nú por baixo da minha bata. Yah, já ouvi isso.
- Bunu duydum.
- Tão boa, meu. Yah, pois é, para uma rapariga de liceu.
- Evet, lise standartlarına göre.
- Yah, meu. Elas não valem nada! - É isso que tou a dizer.
- Bazen dayanılmaz oluyorlar!
Vê bem isto. - Yah. Observa.
- İyi bak.
- Sabe-me a cerveja. - Yah, a mim também.
- Bana göre birşeyi yok.
- Penso que sim. - Yah... Bem, tu e eu, nós nunca chegamos a dar aquele beijo, certo?
Seninle öpüşmemiştik.
- E aquela coisa laranja estava toda pegada... no teu aparelho e ninguém te quis dizer. - Yah. Então tu continuas-te a comer.
Dişlerinin arasına kaçıyordu ama sen yemekten vazgeçmiyordun.
Yah. Bem, nem posso acreditar que não me disseste nada.
Bunu bana nasıl söylemezsin.
- Yah. - Que duas gajas, meu?
- Hangi iki kız?
- Aquele gajo estrangeiro? - Yah.
Demek bunu o yaptı?
Tu sabes, a gozar com o gajo na janela do Mc-Drive.. Yah.
Bana erkekmişim gibi davranıyor.
- A tua "cena". Yah, porque para tua informação... está lá embaixo uma boazona á espera. Ela está a morrer para fazer sexo comigo.
Aşağıda, benimle yatmak için çıldıran harika bir kız var.
- Yah. Acabei de vê-la ali dentro. Hey.
Ayrıldıklarını biliyor musun?
Yah, mas ela tem uma sessão de fotos em Fiji... para um catálogo ou qualquer coisa.
Evet, ama katalog çekimleri için Fiji Adasına gitmesi gerekti.
- Oh, meu. Isso é fodido. - Yah.
Daha kötüsü olamaz.
Yah.
Evet!
- Com cabelo? - Yah. E usa T-shirts de vez em quando?
Saçları var ve bazen tişört giyip dolaşır.
- Yah. - Sim.
- Evet.
Yah. Ela também era fixe...
- O da çok tatlı bir kadındır.
Já fizeste isto alguma vez? Yah.
- Bunu daha önce yaptın mı?
Yah, poque não vais ver o "Star Trek," Urkel?
Evet, neden evine gidip Star Trek'le Urkel'i izlemiyorsun?
Yah. Vamos lá, vamos dançar.
Haydi dans edelim.
Yah!
Yaaa!
Yah!
Yah!
- Yah!
- Yah!
Yah.
He.
Devíamos agradecer pela sua gentileza.
Yah!
Prontos?
Hazır mısınız? Yah!
Yah, tem esses também.
Cezalandırıcı mükemmel biri, ahbap.
lah!
Yah!
Yah, eu sei.
- Biliyorum.
Yah.
- Evet.
Bot yah jouton.
"bot yah jouton"