English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Zam

Zam traducir turco

2,262 traducción paralela
Deste-me uma amnésia temporária.
Geçici olarak hafızamı sildin.
Eu sou um homem velho. Já não lembro tão bem das coisas.
Ben yaşlı bir adamım, bu yüzden hafızam pek güçlü olmayabilir... ama oğlum bana her şeyi anlattı.
Talvez eu lhe dê um aumento.
Maaşına zam yapayım o zaman.
Eu não sei? Pá, eu nem sequer estou a usar a minha memória, está bem?
"Ulan şu an hafızamı bile kullanmıyorum, tamam mı?"
Você tem o direito de se irritar. O mundo tem o direito de me difamar mas eu não tenho direito algum.
Sen bana kızabiliyorsun insanlar bana istediği gibi hitap edebiliyor ama ben kızamıyorum, öyle mi!
Você não pode fazer isso contra a minha vontade.
- Rızam olmadan bunu yapamazsın. Bu bir suç.
Oh, pensei que fosse sarampo.
Ah, ben de kızamık oldum sandım...
E... eu não tinha perdido a minha memória ainda?
Peki... o zaman hafızam yerinde miydi?
Mas sabes que perdi a memória.
Ama hafızamı kaybettiğimi biliyorsun.
Dê-se por contente de não pedir aumento...
Bu yüzden zam istemediğim için memnun olmalısınız.
Vamos esquecê-lo apenas.
Bu günü hafızamızdan silelim gitsin.
Tenho uma memoria de elefante.
Fil gibi hafızam vardır.
- Tenham calma. Sam, se o rufia me vai roubar as gorjetas, quero um aumento.
Sam, bu bücür bahşişlerimi çalmaya devam ederse zam istemek zorunda kalacağım.
Essa é boa, um aumento?
İyiydi. Zam mı?
Não se preocupe, aqui dão bons aumentos.
Merak etme. Burada iyi zam yapıyorlar.
Sim, logo aumentarão o seu salário.
Evet. Yakında zam alırsın.
Tens-me aqui contra a minha vontade.
Rızam dışında beni buraya getirdin.
Vou ficar com amnésia até perder totalmente a minha memória.
Hafızamı gerçekten kaybedene kadar unutkanlığımı bırakmayacağım.
- Ele me deu um aumento.
- Bana zam yaptı.
Quer um aumento?
Zam mı istiyorsun?
Sempre tive boa memória.
Hafızam hep çok kuvvetliydi.
Refresque-me a memória, Sr. Kopek, onde trabalha?
Hafızamı tazeler misiniz, Bay Kopek? Nerede çalışıyordunuz?
- Quero um aumento.
- Zam istiyorum.
Se implorar resultasse, ele tinha sido aumentado e nós não estaríamos tramados.
Yalvarmak işe yarasaydı, Foreman zam alırdı, biz de böyle köşeye sıkışmazdık.
Ele estava só a tentar ter um aumento.
Sadece zam almaya çalışıyordu.
Mesmo se lhe deres um aumentozinho, eu sei que ele fica.
Eğer ona birazcık bile zam yaparsan, eminim kalacaktır.
Não vou aumentar o Foreman porque vocês os três decidiram divertir-se.
Foreman'a zam yapmıyorum çünkü siz üçünüz kendinizi eğlendirmeye karar vermişsiniz.
Caramba, acabei de recuperar a minha memória.
Oh, dostum, hafızam geri geldi.
Recuperei a memória, e eu amo-te, Lois.
Hafızam geri geldi ve seni seviyorum, Lois.
Eu não perdi apenas a minha memória.
Hafızamı kaybetmiştim. Aklımı kaçırmıştım.
Há um surto de sarampo na escola e eles deram meio-dia.
Okulda kızamık salgını olduğundan, okulu yarım gün yaptılar.
Pensei em vir cá, almoçarmos e contaminar-te com sarampo?
Ben de buraya gelip öğle yemeği yeriz ve sana kızamık bulaştırabilirim diye düşündüm.
Um aumento de 10 dólares por semana está bom.
Haftalık 10 dolar zam kâfidir.
E se nos arranjar um aumento?
Ya zam yaptırabilirsem?
Eu e a rapaziada queremos um aumento por trabalharmos no jantar celta.
Ben ve diğerleri Kelt yemeği için zam istiyoruz.
Parece varicela.
Bu kızamığa benziyor.
- A varicela é perigosa para adultos.
- Tatlım, Celia hasta. Kızamık, yetişkinler için tehlikelidir.
Disse que a maioria dos seus vestidos também nunca teve varicela.
Giysilerinin bir çoğu kızamık geçirmemiş.
Eu só queria ter minha memória de volta, e deixar as coisas da maneira que devem ser.
Bütün istediğim hafızamın geri gelmesi. Ama bu şeyler sürekli kafamda dönüp duruyor.
Minha memória está...
Hafızam...
Tenho boa memória.
Müthiş bir hafızam var.
Cuidado, irmão! Não queres fazer nada que me possa causar problemas de memória.
Hafızamı kaybettirecek bir şey yapmak istemezsin.
Posso talvez ter um aumento? Não.
- Biraz zam yapabilir misiniz?
Vou comprar cigarros, o preço vai aumentar.
Sigara alacağım. Zam gelecek.
- Zam...
Zam...
Não percebo, Rupert.
Anlayamadım, Rupert. Kız arkadaşın olması için benim rızamı alman gerekmiyor.
Achas que ele vai se encontrar com o Khan?
Mike o çipi kullanarak hafızamı silmişti.
Reajustes salariais, redução da carga horária.
Maaşlara zam...
Mais dinheiro?
Zam mı?
Nunca poderia zangar-me contigo! "
"Hiç kızamıyorum sana ya!"
Eu nunca tive.
Kızamık için ne yapılır?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]