English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Zek

Zek traducir turco

84 traducción paralela
Conseguirá Marcie afastar o cão do jovem Zek e da sua perna?
Marcy, Genç Zeke'in tazısından bacağını kurtarabilecek mi?
A frequência de subespaço pessoal do Grande Nagus Zek.
Yüce Nagus Zek'in kişisel altuzay frekansı.
Por outras palavras, Zek, Grande Nagus ou não, se o deixarmos fazer as suas negociações aqui e descobrimos que está a enganar os dosi, farei com que nunca mais ponha os pés nesta estação.
Başka bir deyişle Zek, ister Yüce Nagus ol ister olma,... burada bu görüşmeyi yapmanıza izin verirsek ve Dosi'leri aldattığınızı anlarsak bir daha bu istasyona adım atamazsınız.
O Zek devia estar nervoso com o Quark como o seu principal negociador.
Gergin olması gereken Zek çünkü Quark baş müzakereci.
Isto é uma perda de tempo. Devíamos falar diretamente com o Zek.
Zek'in kendisiyle konuşmalıydık.
- Foi sem querer. - Então, traga-nos o Zek.
- Öyleyse Zek'i getir.
Está a insinuar que o Zek é demasiado importante para negociar connosco?
Zek'in bizimle pazarlık etmeyecek kadar çok önemli birisi olduğunu mu ima ediyorsun? Asla bu tür bir şey ima etmek istemedik.
Não insinuámos nada disso. Porque, se vos matarmos o Zek terá de falar connosco.
İstemediniz çünkü sizi öldürürsek Zek bizimle konuşmak zorunda kalır.
O Zek achou que isto ia resultar?
Zek gerçekten bir şey elde edebileceğini mi sandı?
Qualquer outro ferengi teria deixado o Zek dar cabo dele.
Diğer Ferengiler Zek'in onu acımasızca eleştirmesine izin verirdi.
"A oportunidade mais lucrativa na História ferengi." O Zek disse isso.
Zek buna, Ferengi tarihinin en karlı fırsatı demişti.
Pensei que era melhor dizeres tu ao Zek.
Zek'e senin söylemen gerektiğini düşündüm.
Ninguém vai dizer nada ao Zek.
Kimse Zek'e bir şey söylemeyecek. Anladın mı?
Se o Zek descobre que fui enganado por uma mulher, eu ficava arruinado.
Zek bir kadın tarafından oyuna getirildiğimi öğrenirse mahvolurum. Bir daha bana asla güvenmez.
Sou o Krax e este é o meu pai, Grande Nagus Zek.
Ben Krax ve bu babam, Yüce Nagus Zek.
E, por favor, chama-me Zek.
Ve lütfen, bana Zek de.
Zek?
Zek?
- O meu pedacinho do Zek.
- Benim Zek parçam.
Tens a certeza de que os sócios do Zek foram todos ao funeral? Sim, estavam todos lá.
Zek'in ortaklarının cenaze törenine katıldığına emin misin?
- E o criado do Zek?
- Peki ya Zek'in uşağını?
O Maihar'du não ter aparecido no funeral do Zek é mesmo muito estranho.
Maihar'du için Zek'in cenaze töreninde gözükmemesi gerçekten çok garip.
Diz-me, Nava, quando o Zek anunciou que eu ia sucedê-lo, ficaste satisfeito?
Söylesene bana, Nava, Zek onun halefi olduğumu açıkladığı zaman, memnun oldun mu?
O Zek nunca referiu ter viajado até ao Quadrante Gama, quanto mais abrir negociações com um dos seus mundos.
Zek Gama Çeyreğini dolaştığından hiç bahsetmemişti, yada oradaki dünyalardan birisiyle görüşmelere başladığından.
Estabeleceremos um império económico além até dos maiores sonhos do Grande Nagus Zek's e eu controlarei tudo.
Yüce Nagus Zek'in en çılgın düşlerinden bile daha büyük bir ekonomik imparatorluk kuracağız ve ben hepsini kontrol edeceğim.
O Grande Nagus Zek.
- Yüce Nagus Zek.
O que quer o Zek de mim?
Zek benden ne istiyor?
O Zek gosta de mim e não posso irritá-lo.
Zek beni sever. Bu yüzden onunla başımı belaya sokmayı göze alamam.
Que vamos ser os primeiros ferengi a beneficiar da sabedoria de Zek.
Zek'in bilgeliğinden ilk faydalanan Ferengiler biz olacağız demek.
Imagina só. Nós os dois estaremos lá quando o Zek anunciar pessoalmente as novas Regras de Aquisição na Grande Escadaria do Mercado Sagrado.
Zek, Kutsal Pazar Yüce Girişimi üzerine yeni Kazanç Kurallarını açıklarken biz de orada olacağız. "
O Zek, as novas Regras, a Associação Humanitária Ferengi, tudo.
Zek'in davranışlarını, yeni Kuralları,... Ferengi Yardımseverler Derneğini, her şeyi.
Talvez o Zek só ofereça a caixa. Não sejas tolo.
- Belki de Zek onlara sadece kutuyu verecek.
As novas Regras são uma oferta.
Zek yeni kuralların bir hediye olduğunu söyledi.
Uma oferta do Zek para o povo ferengi.
Zek'ten Ferengi halkına bir hediye.
Não, uma oferta deles para o Zek.
Hayır. Onlardan Zek'e bir hediye.
Foram eles. Eles deram a ideia das novas Regras ao Zek.
Yeni kuralları Zek'in kafasına onlar soktu.
Vou tentar ver o diário pessoal do Zek.
Ben Zek'in kişisel kayıtlarını kırmaya gidiyorum.
Segundo o diário do Zek, ele obteve o Orb de um dos seus contactos em Cardássia III.
Zek'in kişisel kayıtlarına göre,... Küreyi, Kardasya 3 ile yaptığı temasların birinde almış.
No seu diário pessoal, o Zek disse que o futuro parecia muito radioso.
Kişisel kayıtlarında Zek,... geleceğin çok parlak göründüğünü söylüyor.
Conhecemos o Zek.
Zek'ten haberimiz var.
No início, não entendemos o pedido do Zek.
İlk başta Zek'in ne isteğini anlamadık.
O Zek queria conhecer eventos fora das restrições do tempo linear.
Zek lineer zamanın kısıtlamaları olmadan olayları anlamak istedi.
Sim, o Zek explicou o valor do ganho e como é preferível à perda.
- Evet. Zek kazancın değerini açıkladı. Çoğun aza neden tercih edildiğini.
Considerámos a natureza contrária do Zek invasiva, ameaçadora.
Zek'in çatışmacı yapısını istilacı, tehditkar bulduk.
Devolvemos o Zek a um estado de existência menos contrário.
Biz Zek'i, varlığın daha az çatışmacı olduğu duruma geri döndürdük.
Foi isso que o Zek disse.
- Zek'te böyle söyledi.
Da mesma forma que vim aqui descobrir o que aconteceu ao Zek.
Tıpkı Zek'e ne olduğunu öğrenmek için buraya geldiğim gibi.
Sabias que foi fundada com a fortuna pessoal do Zek?
Zek'in kişisel servetinden finanse edildiğini biliyor muydun?
O Grande Nagus Zek.
Yüce Nagus Zek.
É o Grande Nagus Zek.
Bu Büyük Nagus Zek...
Boa tarde, estou a ligar em nome do Grande Nagus Zek.
Tünaydın, Büyük Nagus Zek adına arıyorum.
Eu sei que devíamos.
Ben Zek'le konuştuğumuzu sanıyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]