Translate.vc / portugués → turco / Zero
Zero traducir turco
5,546 traducción paralela
- E? - O Harvey quer novidades. Tenho zero.
- Harvey'nin bir gelişmeye ihtiyacı var ve bende ise bir bok yok.
- "A tratar disso" significa zero.
"Dört elle sarılmak" bir bok yok demek.
Ele disse que nestes círculos, é preciso evacuar as pessoas imediatamente, que a temperatura vai descer abaixo de zero e tornar toda a área inabitável ao anoitecer.
Bu çemberdeki insanların derhal tahliye edilmesi gerektiğini söyledi Sıcaklık kısa sürede sıfırın altına düşecek. tüm bölgeyi güneş almayan yaşanmaz bir yer haline getirecek.
Vou ter de começar do zero.
- Sıfırdan başlamam gerekiyor.
Eu tenho trabalhado e o saldo em dívida estava a zero.
Çalışıyorum, borcum sıfırdı.
De zero a nenhuma.
Sıfır ve gelmez diyorum. Millet.
Subir para a Zero-G para não passar o resto da minha vida presa dentro desta lata?
Sıfır yerçekimine çıkıp bu demir yığınında hayatımı geçirmek istemiyorum desem?
Tens a tua certificação Gravidade Zero.
Sıfır yerçekimi sertifikanı aldın.
Amanhã, recomeçamos do zero.
Yarın yeniden başlayalım.
Três cervejas, uma vodca com Coca-Cola zero e um shot de tequila.
Üç büyük bira, bir diyet kolalı votka ve bir tane de tekila.
Agora, conte de dez a zero.
Şimdi, ondan geriye doğru sayın.
Ou seja, uma prisão ao estilo afogamento simulado 00 : 30 A Hora Negra?
Zero Dark Thirty filmindeki, işkence falan yapılan yerlerden mi? Evet.
Conhecido como paciente zero.
Namı-ı diğer, Kod Adı Sıfır.
Acredita-se que está com o paciente zero.
Kod Adı Sıfır'ın yanında olduğu düşünülüyor.
Acreditamos que está a acompanhar o paciente zero até Mount Wilson, considerando a Operação "Bite Mark".
Bite Mark Operasyonu kapsamında Kod Adı Sıfır'a eşlik ettiği düşünülüyor.
Zero em boas maneiras, nem me agradeceu por salvá-la.
Hiç terbiyesi yok, onu kurtardığım için bana teşekkür bile etmedi.
- O Murphy. O paciente Zero.
- Murphy, hastalığı taşıyan adam.
Como cidadãos... exigimos que o Imperador apresente a Mestre Unduli, e lhe garanta um julgamento justo perante o Senado... marcando outra libertação planetária bem sucedida... utilizando a iniciativa Base Delta Zero.
Yurttaşlar olarak İmparatorluk'tan Usta Unduli'ye adil bir yargılama yapılmasını yoksa tüm senatonun bir başka gezegen daha başarıyla kurtarılarak işaretlenip Delta Sıfır Üssü olarak kullanıma sokuldu.
Então... Foste apanhado pela armadilha da gravidade zero.
Sen de kendini Sıfır Yerçekimi Tuzağı'na yakalandırttın?
De volta à estaca zero.
- Başladığımız yere döndük sanırım.
Ainda estou a processar, mas até agora, nada, zero.
Cip? Hâlâ araştırıyorum ama şimdiye kadar bir şey çıkmadı, sıfır.
- Zed, significa "zero", não é?
Zed, adının anlamı "sıfır" değil mi?
Mas para onde? Uma vez que perdemos o paciente zero.
Artık Murphy de bizimle değil.
É a "Zero Hour".
Operasyon zamanı.
Zero. - Pelo menos tentei.
En azından denedim değil mi?
Um começo do zero, num sítio novo.
Yeni bir başlangıç, yepyeni bir yerde.
Em dois anos estás na universidade. Vais recomeçar do zero.
İki yıl yalnız olacak yeni bir başlangıç yapacaksınız.
Temperaturas mínimas a chegar aos zero graus em partes da cidade.
... geceleri şehrin bazı noktalarında ve Ranges'da sıfırın altına düşüyor.
Não que o 8 tenha ponto. É um número redondo, parece mais um zero.
8'in hiç öyle kesin bir yanı yok aslında, 0'dan sonraki en yuvarlak rakam.
Todas as empresas de negociação de alta-frequência querem o computador deles o mais próximo possível do servidor principal, porque em nano segundos - podem pô-los a zero
Bütün yüksek frekanslı işlem firmaları bilgisayarlarının ana sunucuya olabildiğince yakın olmasını ister çünkü satış anında önemli olan nano saniyelerden tasarruf edebilirler.
Baseado no horário da morte e na rápida deterioração das células do paciente zero, aquelas pessoas saudáveis vão estar mortas em 9 horas.
Ölüm zamanından ve Hasta 0'ın hedef hücrelerinin boşaltım hızına bakarak bu sağlıklı görünen insanlar 9 saat içinde ölmüş olacak.
Saiu o relatório completo do FBI para a paciente zero.
Hasta 0'ın tam ERT raporu az önce geldi.
Sou o paciente zero.
İlk hasta olan benmişim.
"E isso fará com que passes de paciente zero a paciente herói."
"Bu da seni ilk hastadan kahraman hastaya dönüştürür."
Mais uma vez, estou de volta à estaca zero.
Bir kere daha başladığım noktaya geri döndüm.
Sob a minha liderança a equipa já soma cinco vitórias e zero derrotas. Um novo recorde para a escola, é muito entusiasmante.
Benim önderliğimdeki as futbol takımımız 5-0'lık seriyle okul rekorunu kırdığı için çok heyecanlıyız.
Dolphins 27 e Badgers zero.
- İşte bu!
Risco zero.
- Sıfır risk.
Tive de começar da estaca zero.
Her şeye baştan başlamak zorunda kaldım.
Mesmo se for, é difícil considerar um monte de "um" e "zero" como suspeito.
Öyle olsa bile 1 ve 0'lardan oluşan bir şeyin cinayet şüphelisi olması kabullenmesi zor bir şey. Affedersiniz.
Só estou a avisar que, às vezes, num empreendimento como este, é mais barato e fácil demolir tudo e começar do zero.
Birazcık şuralardan tamir etmeye başlarsak, yapıyı zemine oturtması daha kolay olur ve işe hemen başlayabiliriz.
Eventualmente, irá acabar como o Brendon Doyle, o "Paciente Zero" ali.
Bu durumda sonunuz Brendon Doyle'un sonuna benzer. Hastalığı başlatan kişiye yani.
- O meu número é zero.
Benim sayım sıfır.
Outra amante? Voltamos à estaca zero.
Belki başka bir kıskanç sevgili ama bu bizi en başa döndürür.
Queria pedir-te desculpa, não fazia ideia da tua história e estava a ser insensível, por isso contava que pudéssemos recomeçar do zero.
Geçmişinde olanları hiç bilmiyordum ve duyarsız davrandım. Umarım baştan başlayabiliriz.
As ruas estão escorregadias e a visibilidade é quase zero.
Yollar kaygan ve görüş mesafesi sıfıra yakın.
Voltamos à estaca zero.
- Başa döndük. Onu buraya kadar kim takip etti?
- É o Zero Alfa.
- Burası Sıfır-Alfa.
A paciente zero foi identificada como Sharon McManus.
Hasta 0'ın adı Sharon McManus.
No fim da eleição, ele colocou todos os votos a zero com a mensagem :
Seçimlerin sonunda, tüm oyları sıfırladı ve bir mesaj yayınladı :
Um... Zero... Três...
1, 0 3, 0 7, 4.