English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Zs

Zs traducir turco

4,620 traducción paralela
- Você é tão maldoso. Allez!
Çok acımasızsın.
- Está falida!
Beş parasızsınız!
És nossa amiga.
Sen bizim arkadaşımızsın.
De qualquer forma, estás completamente sozinha agora.
Ama her şekilde artık tamamen yalnızsın.
Porque estarias solitária comigo aqui?
Neden burada benimle yalnızsın?
És mesmo um ladrão.
Gerçekten bir hırsızsın.
Eras a sabichona gorducha que vivia do outro lado da rua.
Caddenin karşısında oturan tombiş, her şeyi bilen küçük kızsın.
Deixa-a ficar.
Bırak kızsın.
Porque tu és apenas uma menina de 17 anos e isto tudo é demasiado para tu lidares.
Çünkü sen 17 yaşında küçük bir kızsın ve bu başa çıkman için çok fazla.
Mas casar na igreja é importante para ti. E tu mereces isso.
Ama kilisede evlenmek senin için çok önemli ve sen de bunu hak eden bir kızsın.
- Ladrão!
- Hırsızsın sen!
Lis, és esperta.
Lis, Sen akıllı bi kızsın.
Agora, está a ser cruel.
Şimdi de acımasızsın.
A rapariga mais inocente que já vi.
Hayatımda gördüğüm en saf kızsın.
Em toda a minha vida... és aquela que mais gostei.
Hayatımda gördüğüm en güzel kızsın.
E és a rapariga mais bonita que conheci.
Ayrıca tanıdığım en güzel kızsın.
Digo, juro por Deus, tu és como uma...
Yani sen gerçekten ilik gibi kızsın...
És um ladrão vulgar.
Sen sıradan bir hırsızsın.
Tu estás sozinho.
Yalnızsın zaten.
E os teus dias de conquistar miúdas acabaram, porque na prisão, vais será a miúda gira.
Aynı zamanda tatlı kızları gördüğün günler sona erdi, cezaevinde ise sen tatlı kızsın.
Normalmente, age sozinho, sem rádio e cercado de pessoas. Enquanto o seu apoio se esconde à distância para não ser apanhado. É isso, pessoal.
Siz genellikle operasyonda yalnızsınızdır, telsiz bağlantınız da yoktur, etrafınız sivillerle çevrili, desteğiniz ise gözlerden uzakta, bir kaç blok ötededir, böylelikle tespit edilemezler.
Uau, és uma miúda sortuda.
Şanslı kızsın.
Estás sozinha.
Yalnızsın.
O tempo, índios, ladrões de gado.
Hava şartları, Kızılderililer, hızsızlar.
És aquela, lobisomem que o meu irmão engravidou.
Doğru ya. Sen şu, kardeşim Klaus'un hamile bıraktığı kurt kızsın.
És o nosso infiltrado na Ultra.
Sen Ultra'daki adamımızsın.
Tu és um pão. És a nossa melhor hipótese de conseguir uma rodada de bebidas grátis!
Sen seksisin.sen bizim bedava içki alabilmemiz için tek şansımızsın.
És apenas uma miúda que sabe demais.
Sen sadece çok şey bilen bir kızsın.
És uma dorminhoca.
Çok uykucu bir kızsın.
Passaste as noites sozinha durante quase um mês.
Bir aydır yalnızsın.
Tu és a rapariga furiosa.
Sen öfkeli kızsın.
É sempre assim tão indeciso?
Neden bu kadar kararsızsın?
Estás sozinha há muito tempo, que não sabes abrir-te e ser vulnerável, mas foi um bom primeiro passo.
Ben neden olduğunu biliyorum. Çok uzun süredir yalnızsın ve kendini nasıl açacağını ve savunmasız kalmayı bilmiyorsun ama bu gerçekten çok iyi bir ilk adımdı.
É por isto que somos os agentes federais, e tu o informante.
Bu yüzden biz federal ajanlarız sense suçlu danışmanımızsın.
Estás completamente desarmado, filho.
Belirgin şekilde silahsızsın, evlat.
Estás sozinho.
Yalnızsın.
És a rapariga da máscara que tem dado cabo dos bandidos dos Glades.
Sen şu maskeli kızsın. Glades'de suçluların canını çıkarıyordun.
Tipo "Porque és tão mau a suicidar-te"?
Yani intiharda neden bu kadar başarısızsın?
Foste tu que salvaste a minha vida.
Hayatımı kurtaran kızsın sen.
Pensei que estivesse sozinha, Dra.
Burada yalnızsın sandım, doktor.
- És uma ladra.
- Sen bir hırsızsın.
Estás solteiro.
# Yalnızsın.
Vais morrer sozinho.
# Sen ömür boyu yalnızsın.
- Não, vai sozinho.
Hayır, yalnızsın.
Imagina que és uma menina que tem medo de usar o wc da escola e então chegas à tua festa surpresa dos 9 anos.
Düşün ki okul tuvaletini kullanmaya çekinen küçük bir kızsın ve en sonunda sürpriz dokuzuncu yaş günü partine geliyorsun.
É por isso que estás completamente sozinha.
Bu yüzden de yapayalnızsın.
És uma miúda fixe, sabias?
Biliyor musun sen çok havalı bir kızsın?
És a nova miúda.
Sen yeni parlak kızsın.
Tu não achas isso.
Sen imkânsızsın.
- Estás errado.
Haksızsın.
Eu diria que estás desarmado.
Sanırım silahsızsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]