Translate.vc / portugués → turco / Áh
Áh traducir turco
57,462 traducción paralela
- Ah, eu posso continuar assim.
- Devam edebilirim ve edeceğim.
- Ah, pois magoaste.
- Tabii ki incittin.
- Ah, sim? Então, também eu vou fazer!
- O zaman ben de öyle yapacağım!
A minha mãe fê-lo no celeiro, acho eu.
Annem kardeşlerimden birini ahırda doğurmuş.
Querida...
Ah, hayatım...
Água.
Ah şu su.
Estou a ver.
Ah, anladım.
Querida...
Ah, tatlım...
Tens certeza que somos supostas de ir aos velhos estábulos?
Eski ahırın gitmemiz gereken yer olduğuna emin misin?
Esses narcisos cresciam à volta do velho celeiro.
O nergisler eski ahırın çevresinde yetişiyor.
Mas passa-se algo muito estranho nos velhos estábulos da Route 6.
Ama güzergâh 6'da bulunan at ahırında tuhaf bir şeyler dönüyor.
- Ah, certo...
Doğru.
A luz do celeiro está acesa.
Ahırın ışığı yanıyor.
Dói-me o estômago!
Ah! Midem yine kötüleşti.
Aqueles chinelos dourados
♪ Ah şu altın ayakkabılar. ♪
Aqueles chinelos...
♪ Ah şu altın... ♪
Oh, então...
Ah, hadi ama!
Quase me esquecia.
Ah, neredeyse unutuyordum.
- Claro!
Ah, evet.
- Obrigada.
- Ah, evet.
Claro.
Ah, tabi.
Está ali.
- Orada. - Ah.
Merda.
Ah, kahretsin.
Olá...
Selam. Ah!
- Oh, raios.
- Ah, lanet.
Está bem.
Ah, tamam.
A sério?
- Ah, adamım. Gerçekten mi?
- Aquilo é para os cavalos?
Ahır mı o?
- Para rinocerontes, na verdade.
Gergedan ahırı.
Não!
Ah, hayır!
Oh, sim.
Ah, evet.
Sim.
Ah, evet.
- São os testes forenses do celeiro?
- Ahırdaki olay yeri raporu.
Sim, e há um celeiro em ruinas assustador para completá-la.
Evet, ayrıca döküntü, ürkünç bir ahırı da var.
O assassino estava no celeiro!
Katil ahırdaydı!
Ela escreveu sobre o celeiro onde achamos o Prefeito.
Belediye Başkanını bulduğumuz ahır hakkında yazıyormuş.
Este também.
Ah, burası da öyle.
Isso é bom, que bom para ti.
Ah, bu çok iyi.
Finalmente, faz alguma coisa útil.
Ah, nihayet, işe yarar bir şeyler yapıyor. Ne?
Meu Deus, bebé.
Ah, güzelim.
- É "raio". Mas...
Ah, i o "şeytan" olacak.
Tens razão, é... Tenho mesmo.
Ama, ah, ama evet, haklısın, ben alıyorum.
Segura nisto e sai do caminho!
- Tut şunu ve yolumdan çekil. - Ah...
Sabes que não o farei.
Ah, bunu yapmayacağımı biliyorsun.
- Vamos mudar isso.
- Ah, bu durumu düzeltelim.
Não tão bem como ela.
Ah, onun kadar iyi değil, gerçi.
A Riley juntou-se ao nosso departamento de TI a semana passada.
MacGYVER : Riley bizim, ah, I.T. departmanına bir hafta önce başladı.
Estás bem, parceiro?
Sen, ah, sen orada iyi misin, dostum?
- Eu sei o que é. Para o celeiro, já!
Ahıra girin, hemen!
- Todos para o celeiro!
Herkes ahıra girsin!
Salvation para Barrick. Responda.
Ah, bu Barrick için kurtuluş.