Translate.vc / portugués → turco / Íam
Íam traducir turco
35 traducción paralela
- Tal como íam as coisas, pensei...
- Nikah olmaz artık diye düşündüm...
Alem do mais, sou um italiano de 1ª geração, Matar-me-íam por traição.
Ayrıca ben İtalyan asıllıyım, beni vatan haini diye öldürürler.
- Disseram para onde íam?
Nereye gittiğinden bahsetti mi?
Sabe muito bem que se a porta ficasse aberta, íam logo para a cama após o pequeno almoço.
Gayet iyi biliyorsunuz ki... kapıyı açık bırakırsak, kahvaltıdan sonra doğruca yatağa gidersiniz.
Porque é que o teu pai nos contratou se os seus amigos não íam achar piada!
Arkadaşları gülmeyecekse, baban neden bizi izlemeye geldi ki?
Nem sequer falaram de mim, achas que íam falar da fusão?
Benim hakkımda bile bir şey söylemediler!
E à nossa volta, ouvíamos os gritos dos nossos amigos e vizinhos, à medida que eles íam destruindo as casas deles.
Evleri birer birer yıkılırken dostlarımız ve komşularımızın çığlıkları kulaklarımızda çınlıyordu. Tıpkı barbarlar gibiydiler.
Sinceramente, deixa lá, as minhas mãos íam ficar sujas.
Aslında, boşver gitsin, ellerim kirlenecek.
Foi assim que eu tive a ideia de abrir uma fábrica onde as coisas íam ser montadas.
Bu fikirle zaten montaj fabrikası açtım.
Far-te-íam bem uns tranquilizantes para cavalos.
At sakinleştiricilerinin öyle etkileri vardır.
Pescaram-me da água, estava tão assustada que pensava que me íam comer ao pequeno-almoço.
Beni sudan çekip çıkardılar. Çok korkmuştum. Beni kahvaltı olarak yiyeceklerini sandım.
Eles íam escapar dentro de dois dias e casar à meia noite.
İki gün içinde kaçıp geceyarısı evleneceklerdi.
Uau! Pensei que só íam mudar o chão.
Sadece zemini değiştireceklerini sanıyordum.
Pensei que vocês os dois íam... ... ficar juntos ou assim.
İlişkinizin düzenli yada herneyse işte gittiğini zannediyordum.
Eles íam-se casar e viajar juntos pelo mundo.
Evlenmek üzereymişler ve dünyayı beraber dolaşmayı planlıyorlarmış.
- Eles íam-se casar!
- Evlenmeye hazırlanıyorlarmış Mary!
– Eles não íam parar de matar tubarões.
Köpekbalığı öldürmeye bir son vermeyeceklerdi.
A cada um do bloco era dado um cartão pelo homem de mais idade no alojamento, o capataz, e depois íam para a área de selecção.
Koğuştaki herkese koğuş lideri tarafından bir kart verilirdi. Almancası Blockaltester'dır.
Pensamos que nos íam queimar lá dentro se ao menos o tivessem feito.
O an hepimizi orada yakacaklarını sanmıştık. Keşke öyle olsaymış.
Aquelas coisas íam matar-me por causa do teu estúpido, estúpido livro!
O şeyler senin aptal kitabın için beni öldüreceklerdi.
Vocês levaram-os a crer, nesta farsa toda montada, que eles íam definitivamente ser indemnizados pela Dow e depois, lá está, uma hora ou duas depois, descobrem que não é verdade.
Asıl oyun, onların Dow'dan tazminat alacaklarına gerçekten inanmaları ve birkaç saat sonra da bunun asılsız olduğunu öğrenmeleri oldu.
Mandou-a para Vegas, e o sindicato local provavelmente disse que íam matá-la se contasse alguma coisa ao Sr. Kimball.
Yani, onu Vegas'ın dışına gönderdin, ve yerel sendika büyük ihtimalle şöyle söyledi "Eğer Kimball ile temasa geçersen seni toprağın altına koyar, üzerine çimento dökeriz."
Acho que nem todos íam adorar.
Herkesin hoşuna gitmeyebilir
Se viajares até às Ilhas Basiliscas os espiões dir-lhe-íam.
Basilisk Adası'na kadar gitseniz bile, casusları haber edecektir.
para onde as coisas íam e desde algumas semanas, usando as suas próprias técnicas de obtenção, conseguiu identificar a liderança do Anonymous.
Ve birkaç hafta kendi özel bilgi operasyonu tekniklerini kullanarak, Anonymous'un - 25 "teğemen" dahil -, liderlerinin kimliğini tespit ettiğini iddia ediyordu.
Foi o que fizeram com o Martin, o que íam fazer comigo.
Martin'e yaptıkları şey buydu, bana da yapacakları şey bu olacak.
Eles disseram que íam... - Onde está o estrangeiro?
- Yabancı nerede?
Íam assaltar a casa?
Mekânı soymaya mı geldik?
Eles íam editar um documentário, tentar filmar espíritos.
Onlar ruhları bir belgesel tentarfilmar düzenleyin.
Não íam contar... Porque não me contaste, John?
Neden, John bana söylemedin... deme?
Ía para casa visitar a avó no Natal... e íam fazer biscoitos. Eu amo-a muito.
Yılbaşı için büyükannesini ziyarete gidip kurabiye pişirecekti ve kızımı çok seviyorum.
Eles íam chamar a polícia.
Polise haber verirler.
Para onde é que elas íam?
Nereye gidiyorlardı?
Eles disseram que íam para o leste, através de White Sands.
White Sands'den geçip, doğuya gideceklerini söylediler.
Pensei que íam chamar o gerente para me por na rua. Mas sabe?
Mekân sahibini çağırıp beni attıracaklarını sandım ama ne oldu biliyor musun?