Translate.vc / portugués → turco / Índio
Índio traducir turco
1,492 traducción paralela
A ENTRAR NO CONDADO ÍNDIO
KlZlLDERİLİ YÖRESİNE GİRİŞ
- Condado Índio.
- Kızılderili Yöresi.
A SAIR DO CONDADO ÍNDIO
KlZlLDERİLİ YÖRESİNDEN ÇlKlŞ
O índio Yacumo é um primitivo. E como tal, deveria ser respeitado.
Yacumo yerlileri ilkeller... ve bu yüzden ona saygı duyulmalı.
Homem do Oeste, pisteiro índio, e com medo de uma lagosta.
Batı'nın kahramanı, Kızılderili iz sürücüsü ve ıstakozdan ödü kopan biri.
Nós somos tão diferentes! Não te digo de onde venho, mas não tenho sangue índio.
Sana eski hayatımdan bahsetmek istemiyorum Antoinette ama Kızılderili kanı taşımadığım kesin.
Pensei que fosse um índio.
Seni Kızılderili sandım.
Se eu fosse um índio, você já estava morto.
Kızılderili olsaydım çoktan ölmüştün.
Parece que o local era um cemitério índio.
Bölgenin bir yerli mezarlığı olduğu söyleniyor.
Apenas um índio que conhecemos no Paraguaya.
O sadece Paraguay'da tanıştığımız bir yerliydi.
Ele perguntou ao índio onde podíamos achá-las.
Yerliye nerde bulacağımı konusunda baskı yapıyordu.
Em toda caso, na manhã seguinte nós partimos com o índio como nosso guia.
Herneyse, ertesi sabah yerli ile beraber yola cıktık.
A primeira coisa que Mike fez, foi pegar as 3 pedras que o índio nos mostrou.
Mike'ın ilk yaptığı iş, portekizli den 3 elması almak oldu.
Um índio, alto, 100 quilos, fugiu com Albert Ganz.
İki erkek. Biri yerli. 1.80 boyunda. 90 kg. kadar. Diğeri Albert Ganz.
Um índio e o preso Albert Ganz.
Biri yerli, diğeri Albert Ganz.
Queres que o índio lhe parta o pescoço?
O yerli kızın boynunu kırsın ister misin? Reggie'den korkmayı bırakıp, benden korkmaya başlasan iyi olur.
O quarto do índio estava vazio.
Sadece bunu bulduk.
Um índio grande tirou-o de lá.
Bir kızılderili iki muhafızı öldürüp, onu kaçırdı.
Procuro um índio chamado Billy Bear.
Bu bir polis işi. Ben Billy Bear adında bir yerliyi arıyorum.
O índio anda com uma miúda lá de cima.
Bu yerli bir pilice takılıyor.
Vamos apanhar um índio ali no beco.
Gidip şu yerli dostumuzu bulalım.
Nem Ganz, nem índio.
Ne Ganz'dan, ne yerliden.
- E a namorada do índio grande?
- Şu yerli, Çin mahallesindeki kızla barışmaya gitmiş olabilir mi?
Fiz uma coisa sobre o suicídio do índio americano e ninguém se interessou, ninguém apareceu.
Amerikalı yerlilerin intiharlarıyla ilgili bir şey yapmıştım. Ve kimse takmadı. Kimse gelmedi.
E o índio americano é tão americano ou o Donny e a Marie Osmond.
Bence, Amerikalı Yerliler John ve Ethel Barrymore Donny ve Marie Osmond kadar Amerikalıdır.
- Calma. - Olha o Índio Joe.
- Acele etmesen iyi olur.
Uma noite, ele e o Índio Joe beberam um copo a mais.
- Yok öyle bir şey. Injun Joe'yla biraz fazla kaçırmışlar.
É aquele índio maluco!
Bu o çılgın yerli!
- Foi outra vez aquele índio.
- Yine o yerliydi.
O índio americano puro que vive nas planícies do Arizona onde o Range Rider faz justiça?
Yalnız Kovboy'un adalet dağıttığı Arizona topraklarında yaşayan safkan bir Amerikan yerlisi mi?
Acho que é aquele índio.
O yerlinin arkadaşları.
Depois de mandarem os cavalos para o México, encontrem aquele índio.
Atları Meksika'ya götürdükten sonra o yerliyi bulun.
Red Bluff é um antigo cemitério índio.
Kızıl Kayalık, eski bir kızılderili mezarlığıdır.
Tão longe quanto alguém se lembra... um chefe índio foi o responsável... por dar nome a todas as crianças que nasceram na tribo.
İnsanların hatırlayabilecekleri en eski tarihte kabilenin başında tüm çocuklara isim koyan bir Kızılderili şef varmış.
ZELIG PREJUDICA TRABALHADORES SEGURANDO 5 EMPREGOS Para a Ku Klux Klan, Zelig, um judeu que podia ser... um negro ou um índio... era uma ameaça tripla.
Ku Klux Klan için, Zelig... zenciye ya da Kızılderili'ye dönüşebilen bir Yahudi olarak... üçlü hedef demekti.
Vamos arrumar com o índio.
Büyük Reisin işini bitireceğiz.
Um índio matou a Gloria Revelle.
Gloria Revelle'i, bir Kızılderili öldürdü.
Se não estivesse tão ocupado se excitando ao espiá-la se tivesse chamado a polícia por causa do seu irmão de sangue, o índio a Gloria Revelle ainda estaria viva.
Onu dikizlemekten kendini alıp kan kardeşin Kızılderiliyi polise haber verseydin Gloria Revelle hala yaşıyor olacaktı.
Veja, ele contratou o índio para seguir a Gloria pegar sua bolsa e roubar a chave da casa e então entrar às escondidas.
Kızılderiliyi, Gloria'yı takip edip cüzdanını ve anahtarını çalıp, evine girsin diye tutmuş.
Então, quando ela chegou em casa, o índio abriu as cortinas para que eu o visse matá-la!
Eve gidince de, onu öldürürken görmem için panjurları açtı.
Mas a razão de não ter conseguido se deve ao seu testemunho de que a Gloria foi morta por um índio.
Sonuç verilmemesinin nedeni, senin, Gloria'yı bir Kızılderilinin öldürdüğü şeklinde ifade vermen.
Você tinha que interpretar o herói. Improvisar toda esta cena de encontrar um dublê de corpo desmascarar o índio...
Sen illaki Kızılderilinin maskesini çıkarıp, esas oyuncuyu bulan ve bütün haltı çözümleyen bir kahraman olmak istedin.
O índio era Sam Bouchard.
Kızılderili adam, Sam Bouchard'dı.
Por isso não latiu quando o índio entrou em casa.
Bu yüzden evdeki Kızılderiliye hiç havlamadı.
Uma seta de índio.
Bir yerli oku.
Mataste este índio.
O kızılderiliyi siz öldürdünüz!
Índio Comanche. Adeus.
Comanche Kızılderili ismi.
Recordas-te do provérbio índio do Charro?
Charro'yu ve Kızılderili atasözünü hatırla.
Tenho sangue índio - um sexto.
Bir kızıl derili içime girdi, zannediyorum.
Julgo haver aqui um índio a viver convosco?
İnanıyorum ki... Burada seninle birlikte yaşayan, bir kızıl derili yaşamı var?
E esse índio?
Ya şu Kızılderili?