Translate.vc / portugués → turco / Íntegra
Íntegra traducir turco
101 traducción paralela
Pensando melhor, de certeza que não. De certeza que é uma rapariga simpática... íntegra, honesta, com uma grande alma.
Bir kez daha düşündüm de, iyi bir kız olduğuna eminim... namuslu, dürüst ve temiz ruhlu.
- Poder escrever uma peça na íntegra. - Com gestos, claro.
- Jestlerle elbette.
Claro que não, nenhuma agência íntegra o faria.
Elbette hayır, bunu hangi saygı değer ajans destekler.
A galáxia íntegra e anti-séptica que estes andróides pretendem seria, para mim, um purgatório.
Harry, yardım etmek istiyor musun? İnsansıların yöneteceği o sağlıklı, antiseptik galaksi benim için cehennem olur.
Digamos que a Menina Dickinson é uma assistente íntegra, que gosta de arrumar tudo antes de partir.
Bayan Dickinson işine çok bağlı bir hemşiredir... ve gitmeden önce ortalığı toplamayı sever.
Se tem alguém neste distrito, que tem o direito de pensar em si mesmo... como uma companhia íntegra, sou eu.
Bayan, fırsat dedim ama, söylediklerinize alındım biraz. Eğer buralarda, tamamen ahlaklı bir şekilde arkadaşlık kurmak isteyen birileri varsa, neden kimseyi yanınızda istemiyorsunuz ki?
Sabe, Hastings, por vezes desejaria não ser uma pessoa tão íntegra.
Bazen keşke böyle dürüst bir yaratılışım olmasaydı diyorum, Hastings.
Estou aqui para vos dizer que a alma deste rapaz é íntegra.
Bunu söylüyorum, çünkü bu çocuğun ruhu bozulmamış.
Como pôde a segunda estrutura manter-se íntegra?
İkinci motif nasıl bütünlüğünü koruyabilmiş?
Seu computador a desenhou para ser uma pessoa muito íntegra.
Vicdanınız rahat etsin diye sevdiğim kadını reddetmek ahlaki ve etik olarak kabul edilebilir mi peki?
"JEAN ÍNTEGRA" VENCE NOVAMENTE!
"NAMUSLU JEAN" HAYATTA!
Penso que sim, mas a Celia era uma rapariga íntegra.
Sanırım bu mümkündü. Ama Celia çok titiz ve dürüsttü.
Sou uma mulher íntegra, temente a Deus e respeitável, com uma moral irrepreensível, casada e feliz há 27 anos.
Ben onurlu, Tanrı'dan korkan, ahlaki kurallara sıkı sıkıya bağlı... 27 yıldır mutlu bir evliliği olan, saygıdeğer bir kadınım.
Dos meus pacientes recentes, é a mais íntegra.
Uzun zamandır iyileştirdiğim, psikopat olmayan ilk hasta sensin.
- O júri deve saber que a Rachel foi íntegra ao ponto de recusar 10 meses e depois quatro.
- Rachel'in, önce 10 ayı sonra da 4 ayı reddecek kadar dürüst olduğunu jüri bilmeli.
Isto tem de ser coberto na íntegra.
Hiçbir şeyi kaçırmamamız gerekiyor!
Fizeste de mim uma pessoa íntegra.
Beni noksansız bir insan yaptın. Sana her şeyi borçluyum.
'Mentshe'( pessoa íntegra ), como nós!
Bizim de bir Tanrımız var.
Iremos passar agora, na íntegra, a confissão do crime, que nos foi cedida em exclusivo.
Başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz itiraf kasetini yayınlayacağız şimdi.
O Harvey Keitel na íntegra.
Harvey Keitel çırılçıplak görünüyor.
Ela é tão inteligente e tão íntegra. Acho que não vai funcionar.
O kadar zeki ve düzgün ki işe yarayacağını sanmıyorum.
Sabe de alguém que tivesse um rancor pessoal em relação a ela? Era uma jovem íntegra.
Sylvia'ya kinli olan biri var mıydı?
Ela não era suficientemente íntegra para si?
Sizin için yeteri kadar erdemli değil miydi?
O senhor é uma pessoa íntegra, agente Mulder?
- Erdemli bir adam mısınız Ajan Mulder?
Max é uma mulher íntegra sem malícia em seu coração por ninguém.
Max son derece dürüst ve kalbinde kötülük taşımayan bir kızdır.
Uma que seja menos íntegra.
Daha az dürüst olabileceğin bir şey.
Não devemos conhecer os poemas na íntegra.
Ayrıca da şiirleri tam olarak öğrenmek pek de mümkün değildir.
Íntegra, sempre de uma forma digna, com aqueles olhos laser dela... a olhar para dentro de nós. Bastava um olhar dela..
Annemi her düşündüğümde... hayata ne kadar bağlı olduğu... halleri gelir aklıma.
Caia um nevão, enquanto o rapazinho recitava o livro do velhote na íntegra.
Küçük çocuk bütün kitabı ezberden okurken tipi yağmaktadır.
É íntegra e diz a verdade.
Sen dürüstsün, doğruyu söylüyorsun.
Mas, por sorte, a BBC e eu concordamos que as conversas eram muito interessantes para serem desperdiçadas. Com estes seis programas complementares, tomamos a inusitada decisão de retomar o material original e exibir a íntegra de algumas das conversas que tive.
Fakat bu olurken, BBC bu 6 parçalık programın ve görüşmelerin çöpe atılamayacak kadar ilginç olduğu konusunda bana katıldılar ve orijinal materyalin geri getirilmesiyle bendeki görüşmelerin bazılarının yayınlaması konusunda son derece olağandışı bir karar aldılar.
Imagens na íntegra do Ministério da Informação... sendo espionado pelo 3º exército Vermelho.
İstihbarat Bakanlığı filmi Kızıl Ordu Film Ekibi çekmiş.
Foi uma oferta íntegra.
Cazip bir teklifti.
- Eu disse que foi uma oferta íntegra...
Bu adil bir öneri.
A maioria dos filipinos é gentil, honesta e íntegra, mas onde quer que a pobreza grasse há sempre quem se aproveite.
Buradaki pek çok insan kibar, dürüst ve adildir. Ama burası gibi ekonomik sıkıntı yaşayan yerlerde bazıları bu işlerden kazanç sağlar.
Os osteossarcomas são agressivos, mas podemos tentar quimioterapia ou remover o tumor na íntegra.
Bu kemik tümörü saldırgandır, ama kemoterapiyle tedavi etmeyi veya tümörü çıkarmayı deneyebiliriz.
Temos que compreender na íntegra as circunstâncias daquele dia e verificar se existem contradições no testemunho da vítima.
İstasyon görevlisi geldi ve bizi duyduğunu söyledi, ve böylece onu merkeze kadar izledim ve içeri girdim.
Tu és íntegra, não vão conseguir mudar as tuas ideias apenas por te confrontarem com o meu pai.
Dürüst birisin. Babam karşında diye fikrini değiştirecek değilsin.
O Hector diz que podes ter de cumprir a pena na íntegra.
Hector, ömür boyu hapis yatabileceğini söylüyor.
Vou soltar-te porque prometi ao Earl que ia cuidar de ti e sou uma mulher íntegra.
Seni kefaletle çıkarırım, çünkü Earl'e sana göz kulak olacağıma dair söz verdim ve ben sözünün eri bir kadınım.
Eu queria que o teu irmão deixasse a política e tivesse uma vida íntegra e isso também não vai acontecer.
Ben de kardeşinin siyasetten çekilmesini ve duygusal yönden bütünlüğünü gönülden istiyorum. Ama ikisi birden olmuyor.
Paguei o preço na íntegra!
Üstünde yazan fiyatı ödedim.
Permanece sempre digna e íntegra perante ti mesma.
Dünyada intikam ve garez hissinden daha kötü bir şey yoktur.
Permanece íntegra perante ti mesma.
Kendine karşı her zaman dürüst ol.
Jurei-lhe que iria tentar ser mais íntegra possível.
Elimden geldiğince dürüst olacağıma söz verdim.
Quero o comunicado na íntegra.
Kelimesi kelimesine hepsini istiyorum.
Está íntegra ou danificada?
Şişkinlik ya da gevşeklik var mı?
E dizem claramente, que o boletim deve ser perfurado na íntegra.
Pusulanın tamamen delinmesi gerektiği açıkça belirtiliyor.
Não o vou deixar ir lá para fora e manchar o nome daquela mulher íntegra.
"İyi kadın" mı? O, beni baştan çıkarttı.
Se é uma companhia tão íntegra... o que fazia no bordel? Quem lhe contou isso?
Eğer o kadar ahlaklı biriyseniz, genelevde ne işiniz vardı o zaman?
Com estes seis programas complementares, tomamos a inusitada decisão de retomar o material original e exibir a íntegra de algumas das conversas que tive.
Fakat bu olurken, BBC bu 6 parçalık programın ve görüşmelerin çöpe atılamayacak kadar ilginç olduğu konusunda bana katıldılar ve orijinal materyalin geri getirilmesiyle bendeki görüşmelerin bazılarının yayınlaması konusunda son derece olağandışı bir karar aldılar.