English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Ñem

Ñem traducir turco

165,793 traducción paralela
Senhor, eles nem sequer vão notar.
Farkına bile varmazlar.
Isso não é justo nem verdade.
Bu hem yanlış hem de haksızlık.
Nem sequer pode conduzir um carro.
Araba bile süremiyorsun.
Nem por isso.
Aslında değil.
Nem acredito que não se saiba isto.
Bunun sızmadığına inanamıyorum.
Nem acredito que chegámos até aqui.
Ben de bu aşamaya geldiğimize.
Nem acredito que um homem exploraria a crise constitucional para avanço político.
Sırf siyasi rant uğruna anayasa krizinden böyle faydalanılır mı?
- Nem pensar.
- Kesinlikle olmaz.
Não há nenhum autor nem copyright.
Yazarı yok, telif hakkı yok.
Não há telemóveis, nem comunicações via rádio.
Cep telefonu, telsiz, hiçbiri yok.
E nem sequer tinham telemóveis.
Cep telefonları bile olmamasına rağmen.
Nem sequer reparaste.
Fark etmemişsin bile.
Governar não para, nem para um inquérito sobre ética.
İdare işleri soruşturma dinlemez.
E a senhora nem sequer o escolheu.
İsteyerek de gelmediniz hem.
Não é para o Instagram nem nada.
Instagram'a falan koymam.
Nem a pode confirmar sem admitir que não sabe quem está por trás disto, pondo o país inteiro em pânico.
Arkasında kim olduğunu hâlâ bilmediğini söyleyerek tüm halkı paniğe sürüklemeden kabul de edemezsin.
Eles não tinham o dinheiro nem a mão de obra.
Buna yetecek ne paraları ne de militanları vardı.
Nem por isso.
Pek sayılmaz.
Embora eu não possa confirmar nem negar as alegações, posso dizer-vos, confidencialmente, que o meu governo está no meio de uma investigação exaustiva que é altamente confidencial.
İddiaları kabul etmem ya da reddetmem mümkün değil ancak hepinizi temin ederim ki hükûmetim şu anda oldukça gizli ve kapsamlı bir soruşturma sürdürmektedir.
- Nem pensar.
- Hayatta olmaz.
Mas ainda não estamos fora de perigo, nem por sombras.
Ama henüz tehlikeyi atlatmadık, hatta yakınından bile geçemedik.
Antes que me esqueça, eu não estava a bisbilhotar nem nada, mas tem cerca de 1000 e-mails não lidos.
Unutmadan, kurcaladığımdan falan değil de, 1000 tane falan okunmamış e-postan var.
Eu e ele nem sempre estivemos totalmente de acordo.
Kendisiyle pek anlaşamazdık.
Nem abandonámos os nossos ideais, o nosso sentido de comunidade, as nossas semelhanças.
İdeallerimizden, toplum bilincimizden ve bizleri bir araya getiren şeylerden de vazgeçmedik.
Nem a soma dos seus 50 estados.
50 eyaletin toplamından ibaret de değil.
Isso nem sequer soa a algo sério.
Ritim bozukluğu kulağa çok da tehlikeliymiş gibi gelmiyor.
Nem sequer te engravidou com responsabilidade.
Seni hamile bırakmasının bile sorumluluğuna katlanmıyor.
- Assim, sem mais nem menos?
Yani, öylece?
- Sem mais nem menos.
Öylece.
Não quero parecer um adolescente ciumento, nem quero negar-lhe a sua vida...
Sakın ergen bir çocuk gibi, kıskançlık yaptığımı - ya da aşk hayatını kabul etmediğimi düşünme...
- Nem por isso.
- Yok ben iyiyim...
Nem devias.
Çıkarma da zaten.
Mas, mesmo assim, eu não quero ficar longe dela nem dos meus futuros filhos todos vomitados e borrados.
Ama bu halini bile kaçırmak istemiyorum. Müstakbel kusmalarımı ya da altına sıçan çocuklarımı, hiç birini.
Alguém o deixou à nossa porta sem mais nem menos, tal como nos filmes.
Birisi ön kapıya bırakıp gitmiş. Pervasızca, tıpkı filmlerdeki gibi.
Amo-vos tanto que até dói e ainda nem vos conheço.
Sizinle daha tanışmadım bile, ama sizi o kadar çok seviyorum ki.
Teimoso que nem uma mula.
Bir keçi gibi inatçı.
- Sem mais nem menos?
- Hic dusunmeden? - Hic dusunmeden?
Nem sempre é assim tão simples.
O kadar basit degil.
- Nem toda a gente é como tu.
Ama herkes sen degil.
Nem sabia que ainda ali estava.
Ben o tahtanin hala orada asili oldugunu bile bilmiyordum.
- Graças a Deus pelo ioga. - Nem mais.
Yoga icin Tanriya sukurler olsun.
Nem toda a gente é como tu e a Rebecca.
Ayrica herkes senle Rebecca degil.
E o pior é que ela nem sequer reparou.
En berbat tarafi ise... o bunu farketmedi bile.
Não, nem penses.
Olmaz.
Nem acredito que somos da mesma espécie.
Aynı türden olduğumuza inanmak gerçekten güç.
Nós nem lhe contámos que saímos juntos.
Onlara hala birlikte olduğumuzu bile söylemedik.
Isso não interessa, nem uma coisa nem outra.
Sorun değil, sorun değil. Ne burada ne de orada.
Nem um sorriso pelo "divertuneral"?
"Eğlenceli cenaze" hiç mi güldürmedi?
"e o carro disparou para trás que nem um foguete!"
"gerisingeri tam gaz - gitmeye başladı."
Lamento, mas isso nem sequer faz sentido nesta fase.
- İyiydi. - Üzgünüm. Bu aşamada böyle şeylerin olması çok olası değil.
Ainda nem vimos os patos.
Daha ördekleri görecektik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]