Amazing traducir turco
49 traducción paralela
- Смотрящий по парикам.
- Joseph ve Amazing Technicolor Dreamcoat şirketinde çalışıyor. - O bir peruk ustası.
"Иосиф и его удивительный разноцветный плащ снов".
Joseph ve the Amazing Technicolor Dreamcoat.
"Amazing Grace."
"Muhteşem Grace."
I wanna have a kid with you because I think you'll be an amazing dad.
Çocuğumuz olmasını istiyorum, çünkü sen olağanüstü bir baba olacaksın.
Увидимся в следующий раз WHAT'S REALLY, REALLY AMAZING ABOUT "AB RIPPER X" IS TO GIVE PEOPLE AN OPPORTUNITY
Bir dahaki sefere görüşmek üzere. "Ab Ripper X" i gerçekten inanılmaz yapan insanları hayatlarının en iyi, en belirgin, karın kaslarına kavuşturmasıdır.
Божья благодать.
Amazing Grace ilahisiyle.
которые спасли безрассудную меня.
# Amazing Grace, kulağa ne hoş geliyor Benim gibi acelecileri kurtarıyor
которые спасли безрассудную меня.
# Amazing grace, kulağa ne hoş geliyor. Benim gibi acelecileri kurtarıyor
С другой стороны, "Изумительная Гонка"...
"Amazing Race"'ise, buna karşılık...
Прошлой ночью я мечтала, что я и Жерар Депардье... -... были в одной команде в "The Amazing Race". ( реалити шоу про гонки )
Mesela dün gece "The Amazing Race" te Gerard Depardieu ile takım arkadaşıydık.
Мне надо закончить заявку на "Удивительную Гонку" рассказать родителям, что развелась...
Markete gitmeliyim. Amazing Race için başvurumu tamamlamalıyım, ebeveynlerime boşandığımı söylemeliyim,
Ты знаешь "Amazing Grace"?
"Amazing Grace" i biliyormusun?
Как можно не знать, что человек-паук впервые появился в 1962 году в 15-м выпуске классической Amazing fantasy? !
Örümcek Adam'ın ilk olarak 1962 tarihli klasik çizgi roman "Amazing Fantasy" nin 15. sayısında göründüğünü nasıl bilmezsin?
Можем даже поучавствовать в реалити шоу "The Amazing Race"
"Amazing Race" i deneyebiliriz.
"О, благодать"
"Amazing Grace"
О, благодать,
Amazing Grace.
О, благодать!
Amazing Grace.
Марк, ну правда, все было хорошо. But maybe you thought it was so amazing Because you've never dated someone for so long before.
Mark, gerçekten çok hoştu ama belki öyle harika olduğunu düşündün çünkü daha önce hiç böylesine uzun bir ilişkin olmamıştı.
Мэг - "Тинейджеры", Крису - "Удивительный Человек-паук",
Meg ; Genç İnsanlar, Chris ; Amazing Spiderman.
Я подумал, что нам стоит попробовать новые песни в этом году. Так что я принёс "Amazing Grace".
Bu sene yeni şarkılar deneyelim dedim, o yüzden size "Amazing Grace" i getirdim.
"Amazing Grace".
"Amazing Grace."
Pretty amazing case.
İnanılmaz bir vaka.
Uh, Silver here just got the most amazing job, uh, that'll completely take up what little time we have for each other, and so, uh, we need a babysitter.
Silver harika bir iş aldı, ama bu beraber geçirebildiğimiz zamanı daha da azaltacak, bu yüzden - bakıcıya ihtiyacımız var.
People are totally captivated. It's amazing.
İnsanlar ağzı açık dinliyor, inanılmaz.
Слушай, он будет утверждать, что Вселенной больше 6 тысяч лет, но, думаю, в эти моменты ты можешь заткнуть уши и напевать "О, благодать".
Bak, kendisi evrenin 6.000 yıldan daha yaşlı olduğunu savunacak ama bence bu kısımlarda, parmaklarınla kulağını tıkayıp "Amazing Grace" şarkısını mırıldanabilirsin.
Битком набитая церковь, мой хор исполняет "О, благодать".
Tüm kilisenin önündeyim ve koro da "Amazing Grace" in tam ortasında. Ne mi yaptım?
- Он великолепен!
It's amazing!
Tyler's an amazing lacrosse player and he's a published poet.
Tyler harika bir lekros oyuncusu ve eserleri yayınlanmış bir şair.
- You're an amazing driver.
- Harika sürüyorsun ya.
- You're an amazing driver.
- Uçuyorsun.
Готовы порадовать собравшихся "Удивительной благодатью".
"Amazing Grace" imle cemaati memnun etmeye hazır.
Братишка, правда что ты ходил сегодня к благодатной Грэйс?
Senin Amazing Grace'e düştüğün doğru mu?
Кто такая благодатная Грэйс?
Amazing Grace kim?
They were amazing.
Muhteşemdi.
Он работает на канал Nationanal Geographic The Amazing Race ( реалити-шоу о путешествиях ), такого плана работа
National Geographic Channel'da çalışıyordu, "Muhteşem Yarış" tarzı bir şey için.
- Amazing!
- Bu harika.
Придется послушать пару-тройку хоров, но зато проживешь остаток дней в хороших условиях.
Dini birlikler tarafindan yonetilirler ama son gunlerini iyi bir yerde gecirmek Amazing Grace'ten birkac kitaya deger.
- You look, you know, amazing. - You look amazing.
- Asıl sen harika görünüyorsun!
But equally amazing is our capacity to do good, the brain's ability to create empathy, compassion, and connection...
İyilik yapma gücümüzün olması ;.. ... beynin empati, ilişki kurma ve merhamet gösterme kabiliyeti eşit derecede insanı hayran bırakır.
Grace, you've had an amazing life.
- Grace, harika bir hayatın var.
Dean! It's amazing, the amount of artistry that goes into "Supernatural" fandom.
Supernatural hayranlarının yaptığı şeyler inanılmaz.
Потому что он встретил меня в баре отеля в паре с Невероятным Диком.
Çünkü beni otel barında Amazing Dick ile takılırken gördü.
I mean, you're only a baby, and yet, you're one of the most amazing people I know.
Yani sen sadece bir bebeksin ama buna rağmen tanıdığım en harika insanlardan birisin.
Почему я внезапно стал чувствовать себя как реалити-шоу.
Neden kendimi "amazing race" yarışında gibi hissediyorum?
"Танцуют все", "Оденься к свадьбе", "Удивительная гонка",
So You Think You Dance, Yes to the Dress Amazing Races, MythBusters.
Потрясающе используешь красный, кстати.
Amazing use of red, by the way.
А ещё "Иосиф и его удивительный плащ снов".
Şimdi de "Joseph and the Amazing Technicolor Dreamcoat" çıkarmışlar.
It is amazing.
Harika.
This is amazing!
Muhteşem!