Asking traducir turco
24 traducción paralela
The producer from Days left a message asking why I wasn't at the parade.
Hayatımızın Günleri'ndeki yapımcı, arayıp neden törende olmadığımı sormuş.
И вьетнамцы задают нам вопросы и спрашивают : почему мы никак не определимся. And they're asking questions and saying why don't we do more.
Ve sorular sorup "neden daha fazlasını yapmıyoruz" diyorlar.
"Разоблачила продавцов наркотиками"
# Don't know what he's asking #
Мальчики, не успеете опомниться, you'll all be asking for a back, crack and sack.
Bunu bilmeden önce sadece oğlanları beklersin. Sonra da kıçından kafana saç ektirirsin.
And what I'm asking is why.
Sorduğum şey ise sebebi.
I'm sitting here, asking myself, what's the root cause?
Temel sebep nedir diye soruyorum kendime.
Well, he's asking me about cover businesses.
Kılıf işlerle ilgili sorular soruyordu.
So I'm asking you.
Senden rica ediyorum.
Surely you're not asking me to dress up like an elf?
- Herhalde benden elf kılığına girmemi beklemiyorsun?
- What everyone's asking
- Herkesin sormaya çalıştığı neden...
You brought a girl to my house without asking me first?
Bana sormadan evime kız mı getirdin?
An example would be you asking me stupid questions.
Senin bana aptalca sorular sorman bir örnek olabilir.
Cops came around, started asking questions, you faked the Count's disappearance to draw attention away from yourself.
Polisler geldi, sorular sormaya başladı..... şüpheleri bertaraf etmek için Kont'un ortadan kayboluşunu tezgahladın.
It just burns my butt you're even asking me about bullets, Agent Gibbs.
Bana kurşunları sormanız, beni rahatsız ediyor, Ajan Gibbs.
Has anyone been in touch, asking for money?
Seninle görüşen biri oldu mu? Para isteyen falan.
What you're asking meto do is wrong.
Ama benden istediğin şey yanlış.
That's why we keep asking questions instead of leaving.
Bu yüzden gitmek yerine soru sormaya devam etmeliyiz.
She's asking for an ETA.
Ne zaman bitecegini soruyor.
So, when you saw that video, you knew that it was only a matter of time before the FBI would come around asking about the charity.
Videoyu görünce FBI'nın gelip dernekle ilgili sorular sormasının an meselesi olduğunu biliyordun.
Его отец всё спрашивал, будет ли и Дилан в классе для одарённых.
- Şey, ben oraya değilim, Ve çocuk babası tutarDylan'ın olacağını asking beni eğer Eli ile yetenekli programda.
My alarm guy told me that Henry was asking for access codes to a 2013 X5 a few days ago.
Sistemcim, Henry'nin birkaç gün önce 2013 model X5'in... -... erişim kodunu istediğini söyledi.
None of them knows where he went to lunch yesterday or why he was asking for the X5 codes.
Hiçbiri öğle yemeğinde nereye gittiğini ya da X5 kodunu neden istediğini bilmiyor.
A month ago, he shows up out of the blue asking to get in touch with my boss.
Bir ay önce, birden ortaya çıktı Patronumla temasa geçmek istediğini söyledi.
Ты спрашивала, почему я занимаюсь боксом.
Hey, you were asking me why I box.