Distance traducir turco
12 traducción paralela
THE DISTANCE BETWEEN THE UPPER LEGS AND THE LOWER LEGS
Alt bacak ile üst bacak arasındaki mesafe eşit.
The seagulls fiying in the distance...
# Martılar uçuşuyor...
I needed to distance myself from the agonizing truth that she's dead.
Ölmüş olduğu gerçeğinin kahrediciliğinden uzaklaşmam gerekiyordu.
( Car alarms blaring in distance, dogs barking ) Вот дерьмо.
Sıçtık.
( sirens wailing in distance ) Well, here we are.
İşte geldik.
Руби уезжает на следующей неделе, and we agreed to do this whole long-distance thing if, after a year, one of us moves, so I got to sell her on coming back here or I could wind up in Dallas, which is why I want to spend the week showcasing the joys of BlueBell at Christmastime.
Ruby haftaya gidiyor... bu ayrı yerlerde olma işini bir sene... götürebilirsek, birimiz diğerinin yanına taşınacak... yani O'nu burada yaşamaya ikna etmeliyim... yoksa benim Dallas'a gitmem gerekebilir... bu yüzden tüm haftayı O'na Bluebell'in Noel'de... ne kadar neşeli bir yer olduğunu göstererek geçireceğim.
The reason why long-distance couples don't work is because there's no endgame.
- Uzun mesafeli ilişkilerin yürümemesinin nedeni... yolun sonunun belli olmaması...
Lavon, long distance relationships are hard. And you can't do it without trust.
- Lavon, uzun mesafeli ilişkiler zordur... güven olmadan üstesinden gelemezsin...
Clark and Owen get on my nerves for reasons I got to work out, and I will, but for now, a little distance won't kill us.
Clark ve Owen, halletmem gereken birçok nedenden ötürü sinirlerime dokunuyorlar,... bunları halledeceğim de, ama şimdilik, biraz mesafe bizi öldürmez.
[muffled taylor swift playing in the distance]
Meclis üyesinin seninle takılıyor gerçeği.
You, me and Josh and... ( Caroline groaning in distance )
Sen, ben, Josh ve... - Tanrım!
# Those darkened clouds in the distance
* Uzaktaki karanlık bulutları *