Don ' t worry traducir turco
38 traducción paralela
If you don't think then you won't worry, you won't worry yeah you won't worry!
Baştan dinleseydin ya. Öncelikle, kibar olalım.
Don't worry about it.
Seni buradan dışarı çıkartabilirim.
Не волнуйтесь.
Don't worry.
Don't worry, George Clooney, I won't!
Merak etme, George Clooney! Bırakmayacağım!
Don't worry.
Merak etme.
Just don't worry about me, Ann.
Beni sakın merak etme, Ann.
Как сказал ирландский поэт Бобби Макферрин, не волнуйся, будь счастлив.
irlandali sair Bobby Mcferrin * in söyledigi gibi... Don't worry, be happy.
At least I don't have to worry about dropping dead at 40 from a bad ticker.
En azından 40 yaşıma kadar kalp krizinden ölmek için korkmama gerek yok.
Hmm. Only this way, you don't have to worry About splitting your assets.
Ama şimdi, malları bölüşme konusunu dert etmeniz gerekmiyor.
Everything is fine. Don't worry. I'll talk to you later.
Burada her şey yolunda endişelenme, sonra konuşuruz.
So, listen, you don't have to worry about anything anymore.
Artık endişe etmene gerek yok.
Don't worry. Это было очень обескураживающим
Merak etme, hevesim kursağımda kaldı zaten.
Don't worry about it.
Boş ver.
Don't worry about the boy.
Çocuk için endişelenme.
Don't worry about it.
Bunlar benim, tamam mı?
Don't you worry, I'll do it.
- Merak etme, ben veririm.
This kind of thing happens sometimes, but I'll fix it, don't you worry.
- Bazen böyle şeyler olur... ama ben hallederim, endişelenme.
Bit of clouds, lots of turbulence. But don't worry, he'll be here any minute.
hava biraz bulutlu, çok türbülans var... ama endişelenmeyin, her an burada olabilir.
Don't worry. Не волнуйся. Они остепенятся, мам.
Endişelenme, sakinleşeceklerdir anne.
Don't worry about it, Charlie.
Kafana takma, Charlie.
Don't worry about your dweeb.
Boşver senin hıyarı.
♪ Your sister and me have a set of keys ♪ ♪ Don't you worry your head about a thing ♪
â ™ ª Evinin anahtarı var â ™ ª â ™ ª Sakın ha bir şeyi kafana takayım deme â ™ ª
Don't worry, honey.
Merak etme canım.
Don't worry about your hang-ups.
Arzularından korkma.
Thank God we don't have to worry about that.
Tanrıya şükür biz uğraşmıyoruz.
Okay, don't worry.
Endişelenmeyin.
He said don't worry.
Endişe etme dedi.
I mean, don't worry.
Yani, özür dilerim.
Uh, don't worry about pollution.
Hava kirliliğini dert etmeyin.
Oh. Don't worry.
Endişelenme.
♪ I don't have to worry no more ♪ Перевод Наталии Братовой специально для N-Team Внимание!
Twitter / Yigiter _ Oncu
Don't worry, I'll keep you safe.
Merak etme, seni güvende tutacağım.
Don't worry.
Endişelenme.
Don't worry about that.
Endişelenme.
Yeah, but don't you worry.
Ama endişelenme.
И мне так глубоко засунули трубку, что я мог бы просвистеть не волнуйся, будь счастлив, если бы чихнул.
Ayrıca neredeyse burama kadar aletimde kamış var, eğer hapşırsam "Don't Worry Be Happy" şarkısını çalabilirim.