Enough traducir turco
120 traducción paralela
Эта пустота внутри меня заполняется, мне все мало
Bu içimdeki boşluk doluyor ve yeterli değil I simply cannot get enough
When we have enough free software Когда у нас достаточно свободных программ
Bir sürü özgür yazılım olunca
Знаете, она всегда думала, что Вы недостаточно ее любите. Теперь моя очередь.
She thought you didn't love her enough.
So if Monica's not around, I'm not good enough to raise Emma?
Monica olmazsa, Emma'yı yetiştirebilecek kadar iyi değil miyim?
... make enough missions to build up fuel in Chengdu а затем полетели-бы в Японию - на Явату, и разбомбили-бы сталелитейные заводы и затем вернулись-бы обратно - в Индию. ... fly to Yawata, Japan, bomb the steel mills and go back to India.
Chengdu'da yeterli yakıt depolayana dek sefer yapıp Japonya'ya Yawata'ya uçar, çelik fabrikalarını bombalar, Hindistan'a dönerdik.
В случае-же со Вьетнамом, мы не знали этих людей достаточно хорошо, что-бы понимать их. In the case of Vietnam, we didn't know them well enough to empathize.
Vietnam'da ise, onları empati kuracak kadar iyi tanımıyorduk.
Этот прием называется krav maga, и ДжейЛо его использовала в фильме "С меня хватит".
Buna Krav Magna deniyor ve J.Lo "Enough" ta kullanmıştı.
JUST WHEN YOU THOUGHT THAT WAS GORGEOUS ENOUGH,
Tam bu yeterince zordu derken,
Мне плевать, если из неё вылезет весь актерский состав "Восьмерых достаточно".
"Eight Is Enough" un tüm ekibi de gelse fark etmez.
I had enough in that article to shut him down in a second.
O merkezi saniyede kapatacak kadar bilgi vardı makalede.
And I figured you had a rough enough week as it was.
Ve sen bu hafta yeterince çektin zaten.
Business is bad enough.
İş yeterince kötü zaten.
And, sometimes, it's not enough.
Ve bazen bu yeterli olmaz.
I can't get enough of
# Hayatımın en güzel günlerini yaşadım
And I was an idiot with Mitchell, and by the time this guy gets old enough, who knows how much I'll remember?
Mitchell konusunda andavallık ettim ve bu çocuk da büyüdüğü zaman kim bilir ne kadarını hatırlayacağım.
Lois, can you stop running damage control long enough to see that we are just trying to protect you?
Lois, seni korumaya çalıştığımızı göremeyecek kadar hasar kontrolü eğitimi almadın mı?
Настоящий лидер, хороший командир, is not so callous that he stops caring, just enough so he can keep on going.
Gerçek bir lider iyi bir komutan umursamayacak kadar duygusuz değildir sadece devam etmesine yetecek kadar.
They provide enough light to read and share our evening meal.
Okumak için ve akşam yemeğimizi paylaşmak için yeterli ışık veriyor.
Eh. Skin tone's close enough.
Cilt rengi yeterince yakın.
He wasn't good enough for you.
Senin için yeterince iyi değildi.
satisfied enough to dream you happily I was mistaken johanna
İkna oldum mutlu kalkacağıma Neyse ki yanılmışım Johanna
It's enough to treat the baby.
Bebeği tedavi etmeye yeterli olur.
And after playing the role of grieving mother on set, Gloria knew enough to get the hell out of dodge.
Sette de kederli anne rolünü oynayarak bu işten kurtulacağını da iyi bilmektedir.
Fond enough that you were able to masquerade as her mother.
Kendinizi ona annesi olarak tanıtacak kadar düşkün...
Oddly enough, it was identical to yours.
Ne gariptir ki seninkiyle tıpatıp aynıydı.
She can create a legion, enough for my vaccine.
Aşıma yetecek büyüklükte bir koloni oluşturabilir.
Good enough to shit on.
Üstüne sıçmaya uygun gibi.
Is that real enough for you, sweetheart?
Bu yeterince ciddi oldu mu "tatlım"?
Someone with enough intelligence and control to set up a very convincing trail.
İkna edici bir iz bırakacak kadar zeki ve kontrollü biri.
All right, that's enough.
Tamam bu kadar yeter.
Fair enough?
Yeterli mi?
You know, I thought he was old enough to make his own decisions.
Kendi kararlarını verecek yaşa geldiğini sanmıştım.
I could afford to grossly overpay for it, still have enough left over for my girlfriend's abortion, a small castle in the south of France, and, uh, prosthetic balls for my dog.
Buna rağmen hâlâ kız arkadaşımın kürtajı Fransa'nın güneyinde ufak bir kale ve köpeğimin prostetik testisleri için para kaldı.
He'll be dead soon enough.
Çok yakında ölür.
Well, close enough.
Bağışlanmaya çok yaklaştım.
Что довольно с тебя
# That you had enough
Cheap, and enough to last us the whole month.
Ucuz ve bize bu ay sonuna kadar yeter.
Minimum wage isn't enough to live on.
Asgari ücret yaşamak için yeterli değil.
Подождите, пожалуйста! I just need enough money to get through the month so my daughter'll move out!
Kızım evden taşınsın diye biraz para lazım sadece!
There just isn't enough research in how sarcasm effects the brain.
İğneleyici olmanın beyni nasıl etkilediğine dair yeterince araştırma yok maalesef.
I'll see her soon enough.
Yakında onu göreceğim.
* * *
â ™ ª there's no win or lose â ™ ª so go ahead, make your move â ™ ª â ™ ª let's just pray that it's good enough â ™ ª
R? Would four days be enough?
Dört gün yeter mi?
Yeah. You know what? I've had enough crazy in my life...
Biliyor musun... hayatımda yeterince çılgın var zaten...
They're not dumb enough to risk getting caught by Klaus in town.
Kasabada Klaus'a yakalanma riskine girecek kadar salak değiller.
Just can't get enough.
Oradan kurtulamıyorum.
And even though civil unions are legal in Illinois, it isn't enough. Change is possible.
Bu durum her ne kadar Illinois'de yasal olsa da yine de yeterli değil.
Enough with the kicking! - Christ!
Yeter ulan tekmelediğin!
Если Годунов для тебя, значит "good enough" для меня ( игра слов на английском языке )
Sana göre "Godunov", bana göre "Gözel yav!"
... and misinform the American people, and enough of it's gone by.
Yeter artık.
Черт, детка.
â ™ ª Yeah â ™ ª â ™ ª And I just can't get enough â ™ ª