Given traducir turco
33 traducción paralela
God has given you To me
Tanrı seni bana verdi.
- Да, это было подарено от президента Кенеди. - Yes, this was given by President Kennedy.
Bu Başkan Kennedy tarafından verildi.
Он не воспринимал советов что ему были даны. He didn't accept all the advice he was given.
Verilen her tavsiyeyi kabul etmezdi.
# All that I have is all that you've given...
MARK'IN EVİ
девятнадцать умножаем на восемнадцать Any Given Sundance
The Simpsons S19E18 "Any Given Sundance"
Я могу видеть Роя Гивена.
Roy Given ile konuşmak istiyorum.
Следствие ведет детектив сержант Рой Гивен из полицейского участка Мэрилбоун Лейн.
"Davaya Detektif çavuş Roy Given bakıyor, Marylebone Lane polis istasyonundan."
Роя Гивена здесь нет.
Roy Given ismi geçmiyor.
Мне нужен мистер Рой Гивен.
Bay Roy Given'ı arıyorum. Çok önemli.
Given this position.
Bu pozisyonda olmak.
She thinks your reaction, the fact that you've- - well, you've given up, it's the reason why we have dropped out, why we are stuck out here in the middle of nowhere.
Tepkinizin, ya da sizin pes etmenizin geminin FTL'den çıkmasına ve ıssız bir yerde kalmamıza neden olduğunu düşünüyor.
Учитывая прошлое Кендры касательно волчанки, это неплохая альтернатива. - Есть несколько возможных проблем.
Given Kendra'nın lupus geçmişini göz önüne alırsak, iyi bir seçenek gibi.
Given the liver failure, a deficiency of clotting factors, enzymes, or vitamins are the most likely.
Karaciğer yetmezliğini hesaba katarsak pıhtılaşma faktörü, enzim ya da vitamin eksikliği daha büyük ihtimal.
We thought, given their history, that... что они могли найти что-то.
- Bir şeyler bulmuş olabileceklerini düşündük.
A wise move, given your propensity for casting false accusations.
Haksız suçlamalarda bulunma eğiliminiz düşünülürse akıllıca bir hamle.
We might have better luck this time around, given that there's now three times the wound to work with.
Bu kez daha şanslı olabiliriz çünkü yaranın üç katı daha fazlasını bulduk.
And at any given moment, a group is protesting ads in the subway, standardized tests, horse-drawn carriages, and fracking.
Ve her zaman bir grup metrodaki reklamları standartlaştırılmış testleri ve at arabalarını protesto ediyor!
-... where a majority of high school students failed the test given to immigrants seeking to become naturalized citizens.
-... göçmenlere vatandaşlık almak için yapılan testte başarısız olduğu Oklahoma'da kötüye gidiyor.
Если бы Бог не хотел, чтобы нам вставляли в задницу, he would have given the rectum a gag reflex.
Tanrı götümüze bir şeyler sokmamızı istemeseydi rektuma da öğürme refleksi yerleştirirdi.
I had given up hope. [Sighs]
Umudumu kesmiştim.
Ah, just supporting the advancements Title 9 has given us, tucker.
Title 9'un bize sağladığı gelişmeleri destekliyorum, Tucker.
A crisis for the monarchy has beenaverted, although given his character, I wonder if we won't see anotherbefore he's finished.
Monarşi için bir kriz atlatıldı,... ancak karakterini düşününce bir tane daha çıkacak mı diye merak etmiyor değilim.
He's given me exactly five minutes, at which point he intends to call council so Randall can share his story, after which our hands are clean and you are most likely, well, dead.
Konseyi çağırıp Randall'ın hikayesini paylaşmadan önce bana tam olarak 5 dakika verdi. Bundan sonra da biz temize çıkmış ve sen muhtemelen ölmüş olacaksın.
You only believe that because you've given up on that ever happening to you.
Böyle söylüyorsun, çünkü başına gelenler yüzünden her şeyden vazgeçtin.
I haven't given up. I've surrendered.
Vazgeçmedim, teslim oldum.
She must have given it to you before things went south between the two of you.
Aranızdakiler bozulmadan önce sana bu saati vermiş olmalı.
Sounds like my mother wouldn't have given the old David Rossi the time of day.
Annem olsa eski David Rossi'yle zerre ilgilenmezdi gibi.
Your ship will be commandeered and you will be given a choice of either entering into my service or being set free at the nearest convenient port, your names cleared and your accounts squared.
Geminize el konulacak size de ya benim hizmetime girme ya da en yakın uygun limanda serbest bırakılma seçeneği sunulacak. İsimleriniz temizlenecek, ödeme verilecek.
I mean, what if Thomas Edison had given up?
Yani ya Thomas Edison pes etseydi? O da ne?
Given the amount of hospital staff and the level of urgency, it looks to me like Sheila might be coding.
Personel sayısına ve acele edişlerine bakarsak... -... Sheila'nın kalbi durmuş olabilir.
Рой Гивен.
Roy Given?
Это очень важно.
- Roy Given mi?
Неужели это Рой Гивен?
Acaba Roy Given bu mu?