Hand traducir turco
215 traducción paralela
"дай руку мне свою" Give me your hand
Elini ver bana.
- Оцените мой боковой удар.
- Back-hand'imi de görmelisiniz.
God took a tailor by the hand
Tanrı aldı bir terziyi,
Фотографии, от которых у тебя были галлюцинации... Ты думал, что держал их в своих руках.
Photographs about which you've had hallucinations... which you believed you held in your hand.
Меня зовут Лайонел Хэнд.
Adım Lionel Hand,
- Hand Его мне.
- Bana ver.
Я наведался с визитом в агентство по усыновлению "СЧАСТЛИВАЯ РУКА ПОМОЩИ", где несколько седовласых леди почли за счастье поклевать зернышек с моей руки.
"Happy Helping Hand" evlatlık kurumuna bir ziyarette bulundum. Oradaki bazı bayanları parmağımda oynattım.
For once, I'd like the upper hand.
Bir kez olsun, üstünlük bende olsa ya.
I have no hand, no hand at all.
Hiç üstünlüğüm yok, hem de hiç.
She has the hand.
Bütün üstünlük onda.
I have no hand.
Bende hiç yok.
- Hand me that, would you?
- Şunu bana uzatsana ( hand : üstünlük / uzatmak )
How do I get the hand?
Üstünlüğü nasıl kazanacağım?
We all want the hand.
Hepimiz üstünlüğü istiyoruz.
Hand is tough to get.
Üstünlüğü ele geçirmesi zor.
You gotta get the hand right from the opening.
Daha en başından almalısın, üstünlüğü.
Maybe I can get some hand that way.
Belki böylece üstünlük kazanabilirim.
is hand it over.
teslim etmek.
- Я цитировал Крутого Люка.
- Cool Hand Luke'un lafları.
Я не фанат одежды second hand.
Kullanılmış elbiseleri çok sevmem.
От пустыря и до пустыря.
The Rising Sun'dan The Friend at Hand'e kadar
♫ FOR THE MAN WHO HELD YOUR HAND ♫
GÜLÜMSEDİĞİN HER ERKEK TUTACAKTIR ELİNİ
- The way you hold my hand.
- Elimi tutuşun. ~ ~
You held my hand so tight
~ elimi tuttun gergince ~
Однозначно, "Хладнокровный Люк".
- Doğru cevap Cool Hand Luke.
Не смотрела "Хладнокровный Люк"?
Cool Hand Luke'u hiç görmedin mi? Paul Newman?
Нет, но судя по этим кадрам... это римейк фильма Льюк-твердая рука.
- Görmedim ama görünüşe göre "Cool Hand Luke"'un yeni versiyonuyla karşı karşıyayız.
Чем быстрей, тем лучше. Куда угодно и во что угодно.
Thrown it together with the means and materiaIs at hand
Дэнни "У меня было больше касаний рукой, чем у Бориса Бейкера"...
'Boris Becker'den bile daha iyi back-hand'im var " diyen Danny...
Наша младшая дочь является одновременно гражданкой США и Финляндии, потому что она была рождена здесь и старшая говорит одновременно на Шведском и Английском, поэтому... следующее главное событие было то, что Я had directed hand in. ( Вариант : приложил к этому руку )
En küçük kızım hem US hem Finnish vatandaşıdır çünkü burada doğdu ondan bir büyüğü de hem isveçce hem ingilizce konuşuyor Bir diğer en büyük olay ki bunda bende varım bir kağıt yazdım, "The Cathedral the Bazaar" deniyor.
Вероятно скорее расковыряю свою руку.
Probably faster to gnaw off my hand.
Опять только гандбол. [от слова hand - рука]
Hentbola geri döndü.
Меня как будто ограбил Shakey-Hand Man. [ прим. Mr.
- Ben kapkaça uğrayan balinalar çektim.
Shakey-Hand Man - персонаж шоу ]
- El sıkışan adamı sevdik.
- Подумаешь, гостиница. - Но ведь это они разрушили нашу гостиницу!
Sadece bir handı.
LEFT HAND BEHIND THE HEAD, REACH UP AND OVER.
Sol el başın arkasında, yükselecek ve uzanacağız.
21- - HIT MY HAND, GOOD.
21... Elime dokun, haydi!
22- - HIT MY HAND.
22... Elime dokun.
FIGHT, DON'T HIT MY HAND.
Savaş! Ellerime çarpma!
RIGHT ARM, RIGHT SIDE, HAND BEHIND THE HEAD.
Sağ el sağ tarafta. Diğer el başın arkasında.
LEFT SIDE, LEFT HAND.
Sol el, sol tarafta.
HAND BEHIND THE HEAD.
El başın arkasında.
JASON'S GOT TWO-HAND GRAB, ONE, TWO.
Jason, iki hamlede uzanıyor. Bir ve iki.
В перерывах между изготовлением мебели они ходили выпить пивка в бар к Малышу Луи на улицу Золотой Руки.
Tahtayla çalışmaya ara verdiğinde, Golden Hand Caddesi'nde Küçük Louis'nin barına bira içmeye giderdi.
This is the hand That drops your trust
Güvenini yitiren Bu eller
Мой удар слева стал гораздо лучше, но у тебя все еще проблемы с подачей.
Benim back hand'im hızla düzeliyor ama senin servis konusunda hala sorunların var.
Please take my hand
Tamam. Tamam. İçeride.
Просто, вы ещё не знаете, что такое "клиника", пока не слышали, как он поёт "Одна рука, одно сердце" в душе каждое утро.
Her sabah duşta "One Hand, One Heart" ı söylediğini duyduğunuzda rahatsız olurdunuz.
Стрижка ногтей по команде. Массаж и ручная работа в огромном количестве.
Bir işaretimle tırnaklar kesiliyor, masajlar ve hand joblar havada uçuşuyor.
... in the first seat on the left-hand row. И я отделался от своего хвоста, чтобы быть на этом первом месте. And I worked my tail off to be in that first seat.
Oraya oturmak için harıl harıl çalışırdım.
Ты и двух слов не сказал за весь вечер.
( Just let go of all you've ever known... ) ( You can put your hand in mine ) Bütün gece 2 kelime etmedin.