Harrods traducir turco
18 traducción paralela
Потом ты опять предстанешь перед Его Милостью за кражу кассет в "Хэрродс" он прочтёт отчёты экспертов и приговорит тебя к повешению. - Усёк?
Sonra Harrods'dan kaset çaldığın için tekrar hakim önüne çıkarılırsın, hakim, uzmanların raporlarını okur ve senin asılmana hükmeder.
Ты должен вернуть кассеты в "Хэрродс".
Harrods'dan çaldığın kasetleri geri götüreceksin.
- Кража в "Хэрродс"!
- Hangi işten mi? - Harrods'dan çalmaktan!
- А в "Хэрродс" ты тоже окна разбил?
Peki ya Harrods'ın camları, onları da patlattın mı?
"Хэрродс"? Нет.
- Harrods'da hainlik?
В "Хэрродсе" нет крыс.
- Hayır, asla Harrods'da böyle birşey yapmam.
В Гарродсе было чудесное пальто для Анжелики, но ничего для мальчиков.
Harrods'ta Angelica için çok güzel bir palto vardı. Ama oğlanlar için bir şey yoktu.
Что ж, возьмите это домой, набейте свою дорогую трубку и выкурите её.
Bunu Harrods piponuza doldurun ve için.
Ты сознаешься в краже маринованных в уксусе грецких орехов,
Porto sirkesinin içinden Harrods turşularını çaldığını itiraf et.
Вон Тауэр. "Хэрродс" там.
Ve Tower, orada. Harrods üstte.
Coldspot Super Six, доставят завтра из Харродса.
Coldspot Super Six, yarın Harrods'tan geliyor.
Начиненный взрывчаткой автомобиль взорвался около универмага Harrods. Убит и ранен 71 человек.
Harrods mağazasının dışında bomba yüklü bir araba havaya uçtu altı kişi ölürken 71 kişi de yaralandı.
- В "Хэрродс".
- Harrods.
Если тебе только не понадобился совет по стилю.. а тебе он нужен. Я могу сказать, что новая коллекция Барбэри хит продаж в Хэрродсе.
Eğer moda için tavsiyeye ihtiyacın varsa, ki bence var yeni Burberry ürünlerinin Harrods'da vitrine çıktığını söyleyebilirim.
Москва будет передавать Аркадию имена агентов по одному через тайник.
Albaylığa gelebilmek adına KGB adına o kadar bacak kırmış, ama sırf Harrods'a bir gezinti hayal ettiği için sırtını mı dönecek? Baba, biraz mantık, yalvarırım. Bizler antik uluslarız, iki tarafta savaşın bitmesini istiyor.
Вскоре наша семья превратится в обычных английских аристократов, со свойственными им предубеждениями.
Yakında, Harrods'tan * alışveriş yapan herhangi bir önyargılı İngiliz ailesi olacağız!
Я зашел в "Харродс" словно хозяин, словно чертов богач.
Sahibi benmişim gibi Harrods mağazasına girdim. Kodamanlar gibi böyle.
Её пьяная тирада в голом виде в отделе посуды в Харродс * * универмаг в Лондоне
Harrods'ın züccaciyesinde çıplak ve sarhoş nutuk atmış.