I ' m not traducir turco
324 traducción paralela
It's not that I'm sentimental
Bu hassaslıktan değil
* Я не уверена * Нo чем бoльше все Станoвится реальнoстью * Тем бoльше сoмнения уходят прoчь
# I'm not sure # # but the more that it's real # # the more it's right. #
But I was gonna change that, I'm not if you keep doing things I don't
Ama onu değiştirecektim, yapmayacağım şeyleryaparsan, Hayır
Я не мечтаю о других женщинах, ведь я люблю тебя!
? I'm not dreaming of other women and I love you
Уходите!
I'm not in the mood. Go ahead!
I'm not getting a match.
Ben bir seçim yapmıyorum.
So if Monica's not around, I'm not good enough to raise Emma?
Monica olmazsa, Emma'yı yetiştirebilecek kadar iyi değil miyim?
I may not know a lot about babies, but do you really think I'm not capable?
Bebeklerle ilgili bir şey bilmiyorum ama yeterli olmadığı mı düşünüyorsunuz?
I'm not a strong father figure, and I never will be.
Ben güçlü bir baba örneği değilim ve asla olamayacağım.
This is totally new to me я не уверен что я получил верный перевод. "... I'm not sure I got the translation right. "
Çevirinin doğruluğundan emin değilim. "
Я сказал : "Г-н През-т, я молился-бы Богу, что-бы мы этого не сделали." I said, "Mr. President, I hope to God we would not have done it."
"Sayın Başkan, Tanrı aşkına, umarım yapmaya kalkmazdık."
My heavens но я не собираюсь говорить вам, когда я был неправ. ... but I'm not gonna tell you when I've been wrong.
Ne zaman yanıldığımı söylemem.
Если вы не знаете, я не стану говорить вам. If you don't know, I'm not going to tell you.
Siz bilmiyorsanız ben hiç söylemem.
I know a little about finance но я не достаточно квалифицирован для такого поста. "... but I'm not qualified for that position. "
Finanstan biraz anlarım ama o göreve uygun değilim. "
I'm not qualified for that. " Он сказал :" Ожидалось и это...
Buna uygun değilim. "
И я не уверен, что сейчас подходящее для этого время. I'm not sure now is exactly the right time. Джонсон :
Doğru zamanın şimdi olduğuna emin değilim.
Я не собираюсь делать это без санкции Конгресса. "I'm not gonna do it without Congressional authority."
Kongre'den yetki almadan yapmam. " dedi.
- Я не очень уверен насчёт их числа что было выпущено. Admiral Sharp : - I'm not so sure about this number of engaged.
Bu rakamdan o kadar emin değilim.
Я не помню это. I'm not really sure I authorized Agent Orange, I don't remember it.
Turuncu Ajan, hatırlamıyorum.
И этот парень пытается уговорить меня сделать что-то... And this guy is trying to tell me to do something что я считаю неправильным и не собираюсь делать. ... that I know is wrong and I'm not gonna do.
Ve bu adam yanlış olduğunu bildiğim ve yapmayacağım bir şey anlatıyor.
And I became so emotional, I could not выступить с ответной речью. ... respond.
Öyle duygulandım ki yanıtlayamadım.
Я не знаю ни одного командира, из честных людей... I don't know any military commander who is honest который скажет что он не делал ошибок. ... who would say he has not made a mistake.
Hiç hata yapmadığını söyleyecek dürüst bir askeri komutan tanımıyorum.
Я не настолько наивный или глупый что-бы верить в то что мы сможем устранить войну. I'm not so naive or simplistic to believe we can eliminate war.
Savaşı bertaraf edebileceğimize inanacak kadar saf değilim.
- Я не собираюсь говорить больше, чем уже сказал. - I'm not going to say any more than I have.
Daha fazla bir şey söylemeyeceğim.
WHAT I'M NOT DOING IS THIS, I'M NOT GOING STRAIGHT AND HERE.
Ama bunu yapmıyorum, direkt ayaklarıma uzanmıyorum.
But I'm not suiting up in the 1 1 th hour.
Ama ben aptal değilim.
I'm not doing any good just standing here.
Burada durarak pek bir işe yaramıyorum.
I'm not sure.
Emin değilim.
# Now I'm a believer # # Not a trace #
Aklımda şüpheden eser yok
- I'm not...
- Ben bakmayacağım.
-... поколение враждебности привело к смерти 50000 американцев и сотен тысяч вьетнамцев... - Нет, я не жулик...
- No, I'm not a crook...
Knowing I'm not discreet when you leave me
# Terk ettiğinde saygılı olmadığımı da biliyorum
That I'm just not discreet when you leave me
# Terk ettiğinde saygılı olmadığımı da biliyorum
That I'm just not discreet
# Beni terkettiğinde
I lie awake, trying not to think of you
# Uyuyamam, seni düşünmemeye çalışırım
I think I'm gonna change it to Joe's so he might not be able to tell that stink's coming from you.
Düşündüm de Joe'nun yeri daha iyi olur. Böylece bu kokunun senden geldiğini anlayamaz.
You know, I'm not really interested in going back to the way it used to be.
Biliyorsun, ben... ben eskisi gibi olmasını istemiyorum.
Я никогда не ненавидел "Флаббера". Я не приверженец.
I'm not following.
Если ты хочешь что-то получить - сначала ты должен что-то сделать. { I'm not sure which "nasu" he's using here... }
Sonuca ulaşmak istiyorsan, bir şeyler yapmak zorundasın.
И что ты мог увидеть во мне. When I'm not with Dean?
Dean ile birlikte değilken benimle ilgili rüya gördün mü?
I'm not even sure what the real temperature is.
Gerçekten kaç derecede olduğunu hiç bilemiyorum.
Well, if I'm not supporting you adequately, my dear, by all means, feel free to do something about it.
Eğer ben sana yeterli olamıyorsam canım, sen de belki bu konuda bir şeyler yapabilirsin.
That's not what I'm saying.
Hayır, hayır.
Of course, I'm not really in the mood to write a cookbook right now.
Gerçi, şu anda, yemek kitabı yazabilecek bir ruh halinde değilim.
And, um, I'm sure it's not gonna help for you to hear tell you this, but you're damn heroic to me.
Ve, eminim bunu duymak sana yardımcı olmayacaktır, ama sen benim kahramanımsın.
Hope I'm not interrupting your day.
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
No, ma'am, I'm not.
Hayır, hanımefendi, tabi ki.
I'm not surprised.
Ben şaşırmadım.
Вряд ли бы мне запало в память что-то настоящее. { It's not like I'm clinging to something real. } { kenjitsu ni iru dareka ni sumatteru wake ja nai mo }
Gerçek bir şeye tutunmuşum gibi değil.
And I'm not repressed or whatever it bloody said.
Ayrıca içime falan atmıyorum, her ne demekse.
Ты будешь для меня цветком Ради тебя прольюсь дождём
You are the flower I'm the rain without you life is not the same