Lunch traducir turco
42 traducción paralela
Что скажешь? Может вечерком пропустим пивка?
Daha sonra Little's Lunch'da bira içmeye ne dersin?
Эй уродец, тебя прёт от испорченного мясного ужина?
Hey, freaker, you trippin'on some bad lunch meat?
- Джорджес Ланч на Лайт Стрит.
- Light Street'teki George's Lunch.
[ игра слов "launching" и "lunch" ]
Mutlaka almalıyım.
- Брайан Гриффин, вы слушаете "Обеденный час", мы подаём пищу для ума.
Ben, Brian Griffin The Lunch Hour'u dinliyorsunuz. Zihinleri beslemek için.
Вы попали на "Обеденный час." Могу я принять ваш заказ?
Dinleyici, The Lunch Hour'dasıın. Siparişini alabilir miyim?
Это был "Обеденный час."
The Lunch Hour'u dinlediniz.
А это, должно быть, "Обеденный час"?
The Lunch Hour programı olduğunu sanmıştım.
А, в вашем деле... это называется "ланч".
Oh, senin isinde... Ögle yemegine'lunch'dersin.
You wouldn't give me Chinese cuts in the lunch line.
Yemek sırasında beni ispiyonlamamalıydın.
Michelle, you brought lunch.
Michelle, yemek getirmişsin.
Look, catfish for lunch.
Bak, yemekte yayınbalığı var.
Mom needs her lunch, please.
Annemin yemeğini getirir misin, lütfen?
Но мы должны спеть "Hot Lunch Jam".
Hot Lunch Jam'i söyleyeceğiz ama.
You and I and God and everybody knows that the banks couldn't survive until lunch without zero interest loans from the government and bailouts when they bet a hard eight and lose.
Sen, ben, tanrı ve herkes biliyor ki bankalar devletten faizsiz kredi almadan ve para kaybettiklerinde devletten aldıkları kurtatma paketleri olmadan öğlene kadar sağ kalamazlar.
Обеда?
# Lunch?
Even money says the wife will be booked by lunch.
Paranın küsuratı bile karısının öğlene kadar cezalandırılacağını gösteriyor.
He comes in here every day for lunch.
Öğlen yemeği için her gün buraya gelir.
We can manage with Mr Molesleyfor lunch. Yes.
Öğle yemeğini Bay Molesley ile halledebiliriz.
I would like to have her for lunch.
Onunla öğle yemeği yemek isterdim.
Кажется, "Мясные обеды от Ласкера" - это один из наших крупнейших клиентов?
Lasker Lunch Meats bizim en büyük müşterilerimizden değil mi?
Мы можем пойти с тобой перед обедом в "Ланч Гарден"?
Lunch Garden'da yemek yemeden önce sana eşlik edebilir miyiz?
Хмельной Обед гонится за Диксикано и оставляет Лохматого Кенара далеко позади, а Беги Ромео Беги лучший среди отстающих.
Boozy Lunch Bir kulvar ötede Dixciano'yu kovalıyor, Kıllı Kanarya'nın arka tarafında. Ve geri kalanların önünde Koş Romeo Koş.
Они на два корпуса впереди. Их начинает догонять мистер Ренуар, за ним идёт Хмельной Обед.
İki boy öndeler ve Bay Renoir koşmaya başlıyor, ardından Boozy Lunch.
I was gonna make lunch. Who's hungry?
Öğlen yemeği hazırlıyorum, kim aç?
Hey. How about some lunch?
Öğle yemeğine ne dersin?
И я говорю не о каких-то мелких сошках. Я говорю о принцах, ведущих актерах, режиссерах.
Tanrım, Johnny Lunch gibilerinden bahsetmiyorum tabii ki ama prensler, başrol oyuncuları, yönetmenler var.
Maybe this has something to do with what happened yesterday at lunch.
Belki de bunun dün öğle yemeğinde olanlarla bir ilgisi vardır.
Well, he went out to lunch like he normally does, and when he came back, he was all shook up.
- Dün her zamanki gibi öğle yemeğine çıktı geri geldiğinde ise sarsılmış haldeydi.
And where exactly did he go to lunch?
- Peki öğle yemeği için tam olarak nereye gitti?
None of them knows where he went to lunch yesterday or why he was asking for the X5 codes.
Hiçbiri öğle yemeğinde nereye gittiğini ya da X5 kodunu neden istediğini bilmiyor.
You had mentioned that before Henry died, he had gone to lunch and returned upset.
Henry'nin öğle yemeğine gidip üzgün döndüğünden bahsetmiştin.
Why don't the three of you check it out, see if there's anything about his lunch
- Üçünüz gidip bir kontrol edin... -... öğle yemeğinde bir şey olduysa bu neden öldüğünü açıklayabilir.
A customer refused to order lunch.
Müşteri yemek siparişi vermeyi reddetmiş.
We're gonna need something stronger than just the lunch special.
- Yenilen öğle yemeğinden çok daha sağlam bir kanıta ihtiyacımız var.
В ЛА нет более публичного места, чтобы записать похищение, чем Lunch Café
Los Angeles'ta bir adam kaçırma çekecekseniz Lunch Kafe'den daha kalabalık bir yer bulamazsınız.
Это Кевин Кларк во вторник, 4 июня 2013-го в 14 : 12, сидит в патио кафешки со своими друзьями, Джейми Уэйдом и Дэном Моррисом
Kevin Clark'la tanışın, 4 Haziran 2013 Salı, saat 14 : 12. Lunch'ın önünde iki arkadaşıyla, Jamie Wade ve Dan Morris'le oturuyor.
И теперь они возвращаются обратно к магазину рядом с кафе
Şimdi yaptıkları ise tekrar yürüyüp Lunch'ın yanındaki mağazaya gitmek.
Даниэль и Джейми теперь утверждают, что они были в кафе с Кевином, чтобы купить килограмм кокаина, который они собирались продать в клубе.
Daniel ve Jamie'nin iddiasına göre, Kevin'la birlikte Lunch Kafe'ye gece kulübünde satmak için 1 kilogram kokain almaya gitmişler.
I made her lunch, I kissed her goodbye, and then her school called wondering where she was.
Öğle yemeğini hazırladım, veda öpücüğü verdim ve sonra okuldan arayıp nerede olduğunu sordular.
И ещё одна классическая песня в продолжение нашего дневного "Взгляда в прошлое".
Başka bir klasiğimiz olan Flashback Lunch devam ediyor.
- Just... eating night lunch. - Yeah, like a... you know, like a date.
- Öğle yemeğini akşam yiyeceğiz.