Mb traducir turco
841 traducción paralela
♪ В мой бюстгальтер вечно что-то падает ♪ ♪ Это немного достаёт ♪
Sütyenime zımbırtılar düşer biraz can sıkıcı bir şey.
Ради Бога, прекрати эту волынку и принеси мне сухих дров!
Tanrı aşkına... O zımbırtıyı çalmayı kes ve bana biraz kuru odun getir!
- Дороти шла по... - А ты вообще молчи.
O zımbırtıyla oyalandığını gördüm, Hickory.
Мне кажется, нужно стоять в этих комнатках, а сверху потечет вода.
- Galiba bu küçük odaların içinde duruyorsun. O zımbırtıdan su akıyor.
Шампанское - странная штука.
Bu şampanya eğlenceli bi zımbırtı.
Я надеюсь не моделей?
Şu modern zımbırtılardan değildir, umarım.
Листья не ешь!
O yeşil zımbırtıları değil.
Они объеденье!
Onlar iyi zımbırtı.
Чтоб от уроков сбежать по дорожке!
Ama yemek için kötü bir zımbırtıdır.
Каких солдат?
Ne askeri, hımbıl?
Он играет на гармонике.
Bu, bir zımbırtı çalmaktan hoşlanan biri.
- Зачем нам свет? К чёрту этотдурацкий абажур!
- Üzerinde kağıt zımbırtı olan şu ışığı!
Дай подумать Последний.
Yani, sonuncusunu. Üstünde şu zımbırtılı kostüm vardı.
пинцет, нутромер и зубочистки.
... birkaç cımbız,.. ... pergel ve biraz kürdan.
Ты же знаешь, я это не ем.
O zımbırtıları yemediğimi biliyorsun.
Плестись и мешкать, корча мертвецов.
Hımbıl, yavaş, ağır. kurşun gibi donuk.
Bключите ваши магнитофоны и прослушивайте вместо джаза, ок?
Kayıt cihazlarınızı ve benzeri zımbırtılarınızı açın, oldu mu?
Да уж, вот такая ты мать - учишь ее таким вещам.
Senin gibi anneler, bu zımbırtıları öğretiyor işte.
Что значит - сожалею. Это больного надо сожалеть.
Ne diye "üzgünüm" zımbırtısını kullanıyorsun?
Джулия была бы в восторге от всего этого!
Julie böyle zımbırtıları severdi.
Я думаю, ты должен присоединить эту штуковину к той фиговине.
Sanırım bu zımbırtıyı şuna bağlaman gerek.
Нет, частный. Частный детектив.
Yok özel, özel dedektif zımbırtısı.
Потом ты за ними проследишь. Такова работа детектива, старина.
Dedektiflik zımbırtını yapıp onları takip edebilirsin.
Вставай бездельник.
Kalk bakalım hımbıl.
Эй, эй! Очень ловкий, да?
Çok marifetli bir zımbırtı, ha?
Я собираюсь сохранить все эти записи!
Bu zımbırtıyı saklayacağım!
С ума можно сойти.
Kuponu kesiyorsun sana şu zımbırtılardan yolluyorlar.
Ад, где маленькие щипчики.
- Cehennem, ufak cımbızların...
Какая-то стеклянная, художественная штучка.
Sanatsal bir zımbırtı.
Не знаю, друг, не думаю, что я отдам за 40 эту художественную штучку.
Bu sanatsal zımbırtı için 40 doları kabul edemem herhalde.
Бен, ты опять забрал у меня пинцет для своих конструкций?
Ben, maketlerinde benim cımbızımı mı kullanıyorsun?
Тебе нужен пинцет, чтобы его достать? Или ты писаешь под себя?
Külodundan çıkartmak için cımbız mı lazım?
- Не переведено -
Bir çeşit hücre zımbırtısı... Sandıklarla buraya gelmiş bir böcek.
"Мусорное ведро, календарь, книги, игры, бумага, карандаши, совок, лопата, ломик, топор, большой нож, пила, свисток и \ или гонг для поднятия тревоги, ящики для мебели или эвакуации, леска, плоскогубцы аптечки первой помощи, английские булавки, ножницы, кремни, аспирин, средство от поноса, пинцет, каламиновый лосьон, наборы для выживания, присыпка от вшей и блох, крысиный яд, инсулин, таблетки от давления, резиновые перчатки, прокладки, зеркало, туалетная бумага, примочки для глаз."
"Çöp kovası, takvim, kitaplar, oyunlar, kağıt, kalem, kürek, bel, levye, balta, nacak testere, alarm vermek için çan ve / veya düdük eşyalar ve tahliye için valizler iplik, pense ilk yardım kitleri, çengelli iğne, makas, çakmaktaşı, aspirin, ishal ilacı cımbız, kalamin losyonu, savaş krizi yayınları, bit-pire tozu kemirgen zehri, insülin, tansiyon hapları lastik eldiven, kadın peti, ayna, tuvalet kağıdı, göz yıkama ilacı."
Не желаю слушать это дерьмо.
Bu zımbırtıyı dinlemek istemiyorum.
Эта штука сделает вас настоящими сексуальными тиранозаврами! Такими как я. Да...
Bu zımbırtı, seni de etobur bir seks dinozoru yapacak, tıpkı benim gibi.
Ты этого Золтара мигом найдём, слышь?
Fazla uzatmadan bu Zoltar zımbırtısını buluruz. Tamam mı?
Помнишь копа, который играл клубком для кошек?
Telleri tımbırtadan bir polise ne dersin? Bu onun yutturmacası.
Кубические штуки.
Kübik zımbırtıları. Sen ne anlam çıkartıyorsun?
Нет, Гастингс, с женщинами не разговаривают о Бернини и о кубических штуковинах.
Hayır, hayır, Hastings. Kadınlar, Bernini ve kübik zımbırtılar hakkında konuşmak istemezler.
Тебе нужно что-нибудь под ногу, так ведь?
Altına küçük bir zımbırtı lazım, değil mi? Bekle, şu sehpayı getireyim.
- Я забыла эту картонку.
- O karton zımbırtıyı unuttum.
Думаю, там есть такая штуковина, на правой стороне, которая как-то сдвигает полку и поворачивает её вниз.
Sanırım sağ tarafta... rafı açıp kapatan bir zımbırtı olacak.
Похоже, что они внесли изменения, перенесли телефоны, систему посадки по приборам, всё подземное хозяйство, чтобы управлять стоком воды.
Görünüşe göre arsayı biraz değiştirmişler. Tra-Con telefonları, ILS, tüm yeraltı zımbırtıları. Yani kanalizasyonu idare edebildiler.
Эта тупая конструкция никогда не будет работать.
Bu kemik kafalı zımbırtıyı çalıştırmayı asla başaramayacağım!
Собирай вещи и едем отсюда.
Zımbırtılarını topla ve gidelim buradan.
Недавно у нас тут война приключилась - не знаю, слышали ли вы или нет, но...
Ve şu büyük savaş zımbırtısını yaptırdığımız zamanlar, gerçi olan bitenden bir şey anladınız mı biliyorum ama.
Жалко, что пассивным курильщикам так воняет, потому что мы втягивает просто нектар!
Sigara dumanının bu kadar berbat kokması çok kötü. Çünkü nefes çektiğimiz şu zımbırtı oldukça harika.
Все, чем мы занимаемся - заучиваем... периоды борьбы фюрера и прочий вздор.
Tüm yaptığımız, Führer'in mücadele dönemini ve diğer tüm zımbırtıları ezberlemek.
Я - самый лучший машинист монорельса в мире.
Ben bugüne kadar gelmiş geçmiş en iyi raylı zımbırtı herifiyim.
Выбирай, Марта.
Seç Martha. Zımbırtını sen seç.