Picnic traducir turco
8 traducción paralela
С тобой спать - тоже не на пикничке валяться. ( no picnic - нелёгкое дело ; picnic - пикник )
Seninle yatmak da kolay değil ki.
Mm-hmm. Now, perhaps you'd want to spend it with someone else... maybe that, that nice Walt from the picnic?
- Belki sen de vaktini... başka biriyle geçirmek istersin... mesela şu piknikteki hoş çocuk...
If I were you, I would get a bottle and a blanket, and I would have the picnic in Santa's house.
- Eğer senin yerinde olsaydım bir şişe şarapla bir battaniye alıp... Noel Baba'nın kulübesine pikniğe giderdim... kolyeyi de şarabın içine koyardım.
He wanted Miss Allsopp to goon a picnic luncheon in the park?
Bayan Allsopp'u parka pikniğe mi davet etmiş?
And who's going to preparethis picnic, when it's at home?
Bu pikniği kim hazırlayacak peki?
It's not set in stonethat you shouldn't help at a picnic.
- Piknikte servis yapamazsın diye bir kaide yok ya.
They'll have to changeonce they're back from their picnic, so we won't be stuck with them long.
Piknikten döndükten hemen sonra kıyafet değiştirmeleri gerekir,... bizimle fazla kalamazlar.
Well, I hope you enjoyed our picnic.Of course we did.
- Umarım pikniğimiz hoşunuza gitmiştir. - Elbette.